Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Sürelere İlişkin Genel Hükümleriyle (m.90-94) Getirilen Değişikliklerin Değerlendirilmesi

Die Neuerungen im Bereich der Fristenregelung der Türkischen Zivilprozessordnung (Gesetzesnummer: 6100)

Hülya TAŞ KORKMAZ

Yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir şekilde yürütülebilmesini sağlamak amacıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, dava esnasında yapılması gereken işlemlerin gerçekleştirilmesi için süreler öngörülmüştür. Bu süreler esas olarak taraflar için öngörülmüş olmakla birlikte, her iki Kanun’da da, ilgililer ve mahkemeler için de süreler belirlenmiş; taraflar için öngörülen sürelere riayet edilmemesi, kesin süre içinde yapılması gereken işlemi yapma hakkının ortadan kalkması şeklinde yaptırıma bağlanmıştır (HUMK m.163, c.2; HMK m.94/3).

Her iki Kanun’daki sürelere ilişkin genel hükümler birbirine benzemekle birlikte, anılan hükümler arasında şekil ve esas bakımından farklılıklar da mevcuttur. Bu çalışmanın amacı, esas olarak söz konusu farklılıkları tespit ederek 6100 sayılı Kanunla getirilmiş değişiklikleri değerlendirmektir. Ancak bu arada sürelerle ilgili münferit bazı özel hükümler ile Yargıtay’ın sürelerle ilgili kararlarındaki tutum da konuyla ilgisi olduğu ölçüde genel olarak değerlendirilecektir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki Süreler, Sürelerin Belirlenmesi, Sürelerin Değiştirilmesi, Kesin Süreler, Kesin Süreye Uyulmamasının Yaptırımı.

Die türkischen Zivilprozessordnungen,welche zunächst unter der Getzesnummer 1086, später Nr. 6100 zu finden ist, enthalten die Fristen, die für die Handlungen während des Verfahrens gültig sind, um Verfahren innerhalb einer angemessenen Frist durchzuführen und in der gesetzlich vorgesehenen Art und Weise ablaufen zu lassen.

Obwohl die Fristen in erster Linie für die Parteien des Rechtsstreits gelten sollen, sind diese jedoch in beiden türkischen Gesetzen für sämtliche Verfahrensbeteiligten und das Gericht anwendbar. Falls die Parteien die gesetzlich vorgesehenen oder durch den Richter festgesetzten Fristen für die notwendigen Verfahrenshandlungen nicht einhalten, dürfen die Partein diese Rechtsgeschäfte nicht mehr oder nur unter Einschränkungen vornehmen (Nr. 1086 ZPO Art 163; Nr.6100 Art. 94/III).

In beiden türkischen Zivilprozessordnungen weisen die allgemeine Regelungen Ähnlichkeiten auf. Es gibt aber auch Unterschiede in Bezug auf konkrete Formulierungen und die Ausgestaltung des Inhalts. Ziel dieser Arbeit ist es, die Unterschiede zwischen den allgemeinen Regelungen der beiden Zivilprozessordnungen aufzuzeigen und insbesondere die neue Regelungen der türkischen ZPO mit der Nr. 6100 darzustellen. Vor diesem Hintergrund werden einige besondere Regelungen über die Fristen und die dazugehörige Rechtsprechung analysiert.

Fristen in der Türkischen Zivilprozessordnung, Fristbestimmung, Friständerung, Notfristen, Säumnisfolgen.

GİRİŞ

Yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülebilmesini sağlamak amacıyla1, gerek 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda, gerekse 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, dava esnasında yapılması gereken iş ve işlemlerin gerçekleştirilmesi için süreler2 öngörülmüştür. Bu süreler esas olarak taraflar için öngörülmüş olmakla birlikte; her iki kanunda da, ilgililer ve mahkemeler için de süreler belirlenmiş; taraflar için öngörülen kesin sürelere riayet edilmemesi, kesin süre içinde yapılması gereken işlemi yapma hakkının ortadan kalkması şeklinde yaptırıma bağlanmıştır (HUMK m.163, c.2; HMK m.94/3).

1086 sayılı Kanun’un 159 ilâ 165. maddeleri arasında düzenlenmiş olan sürelere ilişkin genel hükümlere 6100 sayılı Kanun’un 90 ilâ 94. maddeleri arasında yer verilmiştir3. Bu hükümlerde, sürelerin belirlenmesi, koşulları varsa değiştirilebilmesi, hesaplanması ile kesin süre ve kesin süreye uyulmaması durumunda uygulanması gereken yaptırım düzenlenmiştir.

Her iki Kanun’daki sürelere ilişkin genel hükümler birbirine benzemekle birlikte, anılan hükümler arasında gerek şekil gerekse esas bakımından bazı farklılıklar da bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, esas olarak söz konusu farklılıkları, diğer bir ifadeyle 6100 sayılı Kanunla getirilmiş değişiklikleri tespit ederek, bunları değerlendirmektir. Ancak bu arada sürelerle ilgili münferit bazı özel hükümler ve Yargıtay’ın sürelerle ilgili kararlarındaki tutum da, konuyla ilgisi olduğu ölçüde genel olarak değerlendirilecektir.