Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Vergi Dairesine Borçlu Olan Şirketlerin, Piyasada Alacağı Olan Müşterilerinden Vergi Dairesinin Amme Alacakları Tahsil Usulüne Göre Üçüncü Şahıslar Nezdinde Bulunan Mal, Alacak ve Hakların Haczi Uygulaması Ciddi Bir Risk Unsuru Oluşturmaktadır

I- İdarenin Haciz Bildirisi Tebliğ İşlemi

6183 sayılı AATUHK’nın 79. maddesi 8/4/2006 tarihli ve 26133 sayılı RG’de yayınlanan 5479 sayılı Yasanın 5. maddesi ile değişikliğe uğramış ve yeni hükme göre Maliye Bakanlığı haciz konusunda önemli yetkilerle donatılmış bulunmaktadır. Buna göre AATUHK’nın 440 sayılı Genel Tebliği hükmü uyarınca idare, vergi borcu bulunan mükelleflerin herhangi bir yerde, bankalarda veya üçüncü şahıslarda veya herhangi bir kurumda alacağının bulunduğunu tespit etmesi halinde “haciz bildirisi” tebliğ etmek ve buna göre de bu alacağı tahsil yoluna gidebilmektedir.

Uygulamada bu Yasa hükmü idare tarafından yanlış uygulanabilmektedir. Örneğin; miktar itibariyle ne kadar alacağı olduğunu tespit etmeden idare haciz bildirisi tebliği yaparak mükellefin bütün alacağına haciz koyabilmektedir. Bu durum mükelleflerin alacaklı olduğu şirketler ve ilişkide bulunduğu kurumlardaki haklarına ve alacaklarına zarar verebilmektedir. Burada 7 günlük süre içerisinde ilgili kurumun yanıt vermemesi halinde de borcun ilgili kurumun zimmetinde olduğu varsayılmaktadır[1].

6183 sayılı Yasanın 79. maddesine göre borcun olmadığını veya malın kendisinde bulunmadığını veya uhdesinde böyle bir mükellefin alacağı bulunmadığını beyan etmeyen, yanıt vermeyen kişiler veya kuruluşlar adeta borçlu mükellef gibi aynı kefeye konulabilmektedirler. Bu durum uygulamada çeşitli hatalı işlemlerin yapılmasına neden olabilmektedir. Hatta bu konuda bir yıl içerisinde menfi tespit davasının da açılması zorunlu bulunmaktadır. 7 gün içerisinde cevap vermeyen ve 1 yıl içerisinde de menfi tespit davası açmayan kişilerin durumu ne olacaktır? Bu durum kanımızca tartışılması gereken önemli bir konudur. Çünkü alacaklı idare koyduğu haciz bildirisinde sadece kendi alacağının dökümünü yapmaktadır. İdare, borçlu mükellefin karşı taraftan hesabı cari alacağının miktarı konusunda yeterli bir bilgiye sahip değildir.