Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yabancı Sermaye ile Türkiye’de Kurulan Şirketlerin Taşınmaz Mal İktisapları

Nuray EKŞİ

I. Yabancı Sermaye ile Türkiye’de Kurulan Şirketlerin Taşınmaz İktisabına İlişkin Gelişmeler

“Yabancı sermayeli şirket” ile “yabancı şirket” kavramları birbirine karıştırılmaktadır. Oysa her iki kavram, hukukî açıdan farklı şirketleri ifade etmektedir. Bu sebeple yabancı sermaye ile Türkiye’de kurulan şirketlerin taşınmaz mal edinimini incelemeden önce, Tapu Kanunu açısından “yabancı şirketler” ile “yabancı sermaye ile Türkiye’de kurulan şirketler” arasında bir ayırım yapmak gerekir. Tapu Kanunu’nun 35. maddesindeki “yabancı şirketler” kavramı, yabancı ülkelerde bu ülkelerin mevzuatlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip şirketleri ifade etmektedir. O halde, Tapu Kanunu açısından yabancı şirket kavramının ne anlama geldiği bizzat 35. maddede tanımlanmıştır. Tapu Kanunu’nun 35. maddesine göre, bir şirketin “yabancı” sayılabilmesi için ortaklarının vatandaşlığına ve sermayesinin kaynağına bakılmaz. Önemli olan şirketin (1) yabancı bir ülkede, (2) bu ülkenin mevzuatının aradığı şartlara göre kurulması ve (3) tüzel kişiliğe sahip olmasıdır. Buna karşın, yabancı sermaye mevzuatı kapsamında, yabancı sermaye ile Türkiye’de kurulan ve ortaklarının bir kısmı veya tamamı yabancı olan şirketler ise, “yabancı sermayeli şirketler”dir. Yabancı sermaye ile Türk mevzuatına göre Türkiye’de kurulan şirketler, Türk şirketidirler1. Konumuz, yabancı sermayeli şirketlerin taşınmaz mal edinmesidir. Yabancı şirketlerin taşınmaz mal edinmesi ise incelememiz dışında tutulmuştur.

Yabancı şirketlerin Türkiye’de taşınmaz mal edinimleri Tapu Kanunu’nun 35. maddesi ile düzenlenmiştir. Buna karşın, yabancı sermaye ile Türkiye’de kurulan şirketlerin taşınmaz mal iktisabı ise Tapu Kanunu’nun 36. maddesindeki hüküm ve özel bir yönetmelikle düzenlenmiştir. O halde “yabancı şirketlerin taşınmaz mal edinmesi” ile “yabancı sermayeli şirketlerin taşınmaz mal edinmesi”ne ilişkin yasal hükümler de birbirinden farklıdır.

2003 yılına kadar olan süreçte, Türkiye’de yabancı sermaye yatırımları, 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu2 ve bu Kanuna istinaden çıkarılan çerçeve kararları uyarınca gerçekleştiriliyordu. Mülga 6224 sayılı Kanun’da gayrimenkul edinme ile ilgili açık bir hüküm olmamasına rağmen uygulamada yabancı sermaye ile kurulan şirketler gayrimenkul edinebilmekteydi. Mülga 6224 sayılı Kanun’un 10. maddesinde, yerli sermaye ile yabancı sermayenin eşitliği esası öngörülmüştü. Bu maddede, yerli sermaye ve teşebbüslere tanınan bütün haklardan, muafiyetlerden ve kolaylıklardan, aynı sahalarda çalışan yabancı sermaye ve teşebbüslerin de aynı şartlar dahilinde istifade edecekleri öngörülmüştü. Bu hükme istinaden, yabancı sermaye ile kurulan şirketler, taşınmaz mal edinimi konusunda yerli şirketlerle aynı muameleye tabi tutuluyordu. Ayrıca Yabancı Sermaye Çerçeve Kararı’nın3 7. maddesinde, yabancı sermaye mevzuatı gereğince gerekli izinler alınmak suretiyle kurulan şirket ve şubelerin, Türk şirketi ve şubesi sayılacakları ifade edilmişti. Bu hüküm sebebiyle, yabancı sermaye ile Türkiye’de kurulan şirketler veya şubeler Türk şirketi muamelesine tabi tutulmamaktaydı ve gayrimenkul edinebilmekteydiler4. Nitekim, Yeşil, Türkiye’de yabancı sermaye mevzuatına göre kurulan şirketlerin tapu işlemlerinde, Türk şirketleri ile aynı muameleye tabi tutulmalarının yabancı sermaye mevzuatının amacına uygun olduğunu belirtmekteydi5.