Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

HUMK Dönemindeki İçtihadı Birleştirme Kararlarının HMK Döneminde Uygulanabilirliği

Adnan Deynekli

Zirve Üniversitesine böyle bir toplantıya ev sahipliği yaptığı için teşekkür ederim. Ben Hocam’ın söylediği gibi Yargıtay üyeliğinden ayrıldım, öğretim üyeliğine başladım.

Benim konum 1086 sayılı HUMK’un yürürlükte olduğu dönemde çıkan içtihadı birleştirme kararlarının HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra geçerliliğini hangileri koruyor, hangileri korumuyor veya kısmen koruyor, kısmen korumuyor. Bunun üstünde duracağım.

Öncelikle içtihadı birleştirme kararları ile ilgili tarihi süreç ve kanuni dayanaklara bakarsak, 1086 sayılı HUMK 1927 yılında yürürlüğe girmesine rağmen, içtihadı birleştirme kararlarına ilişkin düzenlemeler daha önce yapılmıştır. 834 sayılı 1926 tarihli Kanun’un 3. maddesi “İtiraz olunacak kararlar mübasil işlerde mabihil imtisal olur.” şeklinde bir düzenleme yapılmıştı. Burada tabi “mübasil”, “benzer işlerde” şeklinde bir ibare yer alıyor. Bu düzenlemeden sonra 1926 yılında tekrar bir düzenleme yapılmıştır. Bu kez bu karar temyiz dairelerince “Mübasil işlerde mabihil imtisaldir.” denmiştir. Bu kez sanki temyiz dairelerinde görülen yani Yargıtay sanki içtihadı birleştirmeleri dikkate alacak, diğer mahkemelerin dikkate almasına gerek yok gibi bir anlam çıkmıştır bundan. Bunun üzerine bu 1953 yılına kadar yürürlükte bulunduktan sonra 1953 yılında 6082 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile tekrar değişiklik yapılmış ve “İçtihatların birleştirilmesi suretiyle verilen kararlar emsali hadiselerde mahkemeleri bağlar." denmiştir. Şimdi “Mahkemeleri bağlar.” deyince bu kez şu tartışma çıkmıştı: “Acaba Yargıtay daireleri ile genel kurulları bağlamaz mı?" tartışması çıkmıştı. Tabii bu tartışmalar devam ettikçe tekrar bir değişiklik düşünülmüş 1973 yılında 1730 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle. Burada da “İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki olaylarda Yargıtay dairelerini ve adalet mahkemelerini bağlar." denmiştir. Bu kez diğer bir sorun çıkmıştır, “Yargıtay daireleri ve adalet mahkemeleri dendiği için acaba genel kurullar bu kapsamda değil mi, genel kurul içtihadı birleştirmeden farklı bir karar verebilir mi?” tartışması gündeme gelmiştir. Ve en son 1983 tarihli 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 45. maddesinde tekrar düzenleme yapılmıştır ve “İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay genel kurullarını, dairelerini ve adalet mahkemelerini bağlar.” denilerek bu konudaki tüm tartışmalar ortadan kaldırılmıştır. Dolayısıyla en sonunda bir yola varılmıştır.