Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Gerçek Kişi İsminden Oluşan Ticaret Unvanı ve Markanın Haczedilebilirliği

Trade Name and Brand of the Person Name by Confiscation

Aziz Serkan Arslan

Ticari hayatta kalıcı olmanın ve başarılı bir pazarlama stratejisinin en önemli unsurlarından biri bilindik bir ticari unvan veya marka sahibi olmaktan geçmektedir. Ticaret hukukunda, ticaret unvanı ve marka olarak kullanılabilen kişinin adı ve soyadı, medeni hukuk bağlamında şahsa sıkı sıkıya bağlı kişilik haklarından sayıldığı için koruma altındadır. Tacirin medeni ismini ticaret unvanı veya marka olarak kullanması halinde bu korumadan alacaklılarına karşı icra iflas prosedüründe yararlanmaması gerekir. Bu hem alacaklıların hem de tüketicilerin menfaatlerinin korunması için gereklidir.

Marka, Ticaret Unvanı, Haciz, Medeni İsim, Tacir.

In business, being permanent and one of the most important elements of a successful marketing strategy is a trade name or brand known to be the owner passes. Trade law, trade name and brand that can be used as the name of the person, party, firmly in the context of civil law for the protection of personality rights under counted. The Merchant’s name, trade name or brand as the use of civil protection from creditors in this bankruptcy case should not procedure. This is necessary to protect the interests of both creditors and consumers.

Brand, Trade Name, Confiscation, Person Name, Merchant.

I. GENEL OLARAK

Günümüzün hızla küreselleşen dünyasında işletmelerin ünlü kişilerin isimlerini kullanarak veya kendi isimlerini duyurarak üretim ve satış faaliyetinde bulunmaları oldukça yaygınlaşmıştır. Çünkü ticari hayatta kalıcı olmanın ve başarılı bir pazarlama stratejisinin en önemli unsurlarından biri bilindik bir ticari unvan veya marka sahibi olmaktan geçmektedir. Markaların Korunması Hakkındaki 24.06.1995 tarih ve 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 5. maddesine göre; kişi adları dâhil, ürüne kimlik kazandırmada kullanılan isimlerin marka olarak tescili mümkündür. Bu hükme uygun olarak, ticari hayatta gerçek kişi adından oluşan pek çok marka bulunmaktadır. Bunlara örnek olarak “Abdullah Kiğılı”, “Celal Birsen”, “Kemal Tanca”, “Eyüp Sabri Tuncer” ve “Pierre Cardin” gibi markalar gösterilebilir1. Çalışmamızda gerçek kişi isminden oluşan bu türdeki ticaret unvanı ve markaların haczedilebilirliği incelenecektir. Ancak bunun için öncelikle gerçek kişilerin medeni isimlerinin ticaret unvanı ve marka olarak kullanılmasının hukuki niteliği üzerinde durulmalıdır.

II. GERÇEK KİŞİLERİN MEDENİ İSİMLERİNDEN OLUŞAN TİCARET UNVANI VE MARKANIN HUKUKİ NİTELİĞİ

Ticaret hukukunda, ticaret unvanı ve marka olarak kullanılabilen kişinin adı ve soyadı, medeni hukuk bağlamında, toplumsal yaşamda bir kişiyi diğerlerinden ayıran, bireyleştiren bir kelime (medeni isim) olarak tanımlanmaktadır2. Gerçek ve tüzel kişileri bireyleştiren bir kelime olması nedeniyle, medeni isim gerek kişilerin özel yararları, gerekse toplum düzeni bakımından büyük önem taşımaktadır. Medeni isim üzerinde kişinin sahip olduğu mutlak ve şahsa sıkı olarak bağlı nitelikteki hak, herkese karşı ileri sürülebilir ve üçüncü kişiler bu hakkı ihlâl etmemekle yükümlüdürler. Medeni isim üzerindeki haktan önceden vazgeçilemediği gibi, bir başka kişiye devredilmesi, kiralanması, miras yoluyla devri de olanaksızdır3.

Bunlara ek olarak yaşam, isim, şeref ve itibara ilişkin haklara tecavüz halleri Türk Medeni Kanununda “kişiliğin korunması” kenar başlığını taşıyan hükümler ile (TMK m.24, 25, 26) korunma altına alınmıştır. TMK m.24’e göre “hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir”. Bu alandaki korumanın kapsamına özad ve soyadı kadar takma ad ve lakap da girer4. Ada yönelik saldırı adın karışıklığa sebebiyet vermesi veya gasbı şeklinde ortaya çıkabilir. Adın karışıklığa sebebiyet vermesi söz konusu ise kişi adının tanınması için tespit davası açabilir (TMK m.26/I). Adın haksız olarak kullanılması söz konusu ise, kişi tespit, önleme veya men (haksız kullanıma son verilmesi) davalarından birini açabileceği gibi, tazminat davası da açabilir. Hatta şartları varsa sebepsiz zenginleşme davasını (BK m.61-66) açmak da mümkündür5.