Sportif Alanda, Doping ve Hooliganizm Hukuka Aykırı Davranışlardan Doğan Sorumluluk
La Répression du Dopage et de l’Hooliganisme (voyouterie) par la Force de Dissuation de la Sanction de la Responsabilité JuridiqueDoping in Sports and Responsibilities
H. Tamer İNAL
Sosyal ve ekonomik yönleri ile toplumda etkin olan spor faaliyet ve organizasyonlarının, insan faaliyeti olması ölçüsünde, devletin uyguladığı hukuk kurallarından soyutlanması mümkün değildir. Sportif alanda kurallara aykırılık tespit edildiğinde, olay, ulusal federasyon, uluslararası federasyon disiplin ve tahkim kurulları, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi ve İsviçre Federal Mahkemesi nezdinde temyizen görülebilmekte; son merci olarak, haksızlıklara karşı mücadele, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar taşınabilmektedir. Nitekim 21/4/2007 tarihinde, İsviçre Federal Mahkemesi, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi’nin (TAS=CAS), Beşiktaş Spor Kulübü ile antrenörü, Vicente Del Bosque ve ekibi arasında görülen ve Beşiktaş’ın faizi ile birlikte, toplam 8.500.000 Euro tazminat ödemeye mahkûm edildiği kararının uygulanmasını temyizen ve teminatsız olarak ve nihaî kararın verilmesine kadar durdurmuştur. Şu hâlde, İsviçre Federal Mahkemesi, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi’nin kararlarını daima onama kararları ile sonuçlandırmamaktadır. Devlet mahkemesi olan İsviçre Federal Mahkemesi, Beşiktaş / Vicente Del Bosque dâvasında olduğu üzere, spor camiasının ve sportif kuruluşların ve Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi’nin yargılamasının ürünü hakem mahkemesi kararının, dokunulmaz ve bozulmaz olmadığını göstermiştir. Bu suretle, yargısı dahi nev’i şahsına münhasır, sui generis bir spor dünyasının bulunmadığı tescil edilmiştir. İsviçre Federal Mahkemesi, spor camiasının ve sportif kuruluşların ve Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi’nin yargılamasının sonuçlarının, dokunulmaz, bozulmaz ve bağımsız olmadığını ve yargısının, devlet hukukundan ve yargılamasından tamamen ayrı olamayacağını göstermiştir. Böylece yargılama alanında da, kendine özel ve sui generis bir spor dünyasının bulunmadığı tescil edilmiştir. Sportif ihtilâflar, spor tahkim kurulları ve Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi gibi, yargılama fonksiyonunu haiz kuruluşlara sahip olmakla birlikte; yargılama san’atının zirvesindeki kuruluş devlet yargısına aittir. Tahkim, tıpkı uluslararası ticarî yargılama alnında başvurulan tahkim yöntemi gibi, spor tahkim kuruluşları tarafından hızlı ve gizliliği koruyarak yargılamayı bitirebilmektedir. Ancak İsviçre Federal Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi güvencesi, saklıdır. Bir hukuk devletinde, yasama ve yargı erki, devlete aittir. Egemen yargı erkinin, yine de devlet hukukuna dayalı olduğunu bilmek, önemli bir güvencedir. Sportif ihtilâflar; spor tahkim kurulları ve Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi gibi, yargılama fonksiyonunu haiz kuruluşlar önünde yargılanmakla birlikte, yargılama san’atının zirvesindeki kuruluş, devlet yargısına aittir. Şu hâlde spor kuruluşlarına ve federasyonlara tanınan norm koyma ve kendine özgü yargılama sistemi boyutlarındaki tahkim yöntemi, kendilerine tanınan alana özgü bir özel özerklikten ibarettir. Sporda tahkim yargılaması, tıpkı uluslararası ticarî yargılama alanında başvurulan tahkim veya hukuk seçimi yöntemi gibi, spor tahkim kuruluşları tarafından hızlı ve gizliliği koruyarak yargılamayı bitirebilmektedir. Ancak spor dünyasında, İsviçre Federal Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi güvencesi, saklı tutulmaktadır.
Spor, Sporcu, Tahkim Kurulu, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi, İsviçre Federal Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Doping, Sorumluluk.
Toutes les disciplines de sports reconnues par les fédérations sportives doivent disposer d’une structure qui régit l’activité. Suivant cette structure, l’activité sportive au sein d’une organisation comprend des normes et aussi une juridiction. L’activité sportive est régit en premier lieu par les règles statutaires, et puis dispose des règles du sport, c’est-à-dire des règles techniques et enfin des réglementations spéciales, dont la violation doit entraîner des sanctions. Par exemple il serait interdit à toute personne, au cours des compétitions et manifestations sportives organisées ou agréées par des fédérations sportives ou en vue d’y participer, d’utiliser des substances et procédés de nature à modifier artificiellement les capacités ou à masquer l’emploi de substances ou procédés ayant cette propriété, de recourir à ceux de ces substances ou procédés dont l’utilisation est soumise à des conditions restrictives lorsque ces conditions ne sont pas remplies. İl n’est pas aisé de faire la différence et classifier suivant des lignes tranchées, la règle de jeu et la règle de droit et la jurisprudence préfère de trancher l’affaire cas par cas. Certains milieux sportifs, considèrent les règles qu’ils édictent comme règles décisives qui échapperaient au contrôle étatique. Or, la réalité est différente et la disposition émise par l’organisation sportive, acquérant la qualification de norme juridique dans le domaine sportif, serait désormais soumis à la compétence des juridictions ordinaires. La répression de l’hooliganisme doit atteindre par sa force de dissuasion, un niveau élevé d’application juridique et d’exécution effective. La résolution des litiges et l’empêchement des actes ou de comportements illicites, nécessitent souvent une concordance d’application entre les mesures étatiques et techniques de différents pays concurrents lors des jeux. Et celà pose des problèmes d’unification des normes de droit international, soit public ou privé. En effet dans un État de droit, la totalité du pouvoir législatif et juridictionnel appartient sans partage et exclusivement à l’État. Néanmoins les organisations sportives, élaborent de leurs cotés, certaines règlementations d’applications dans leurs domaines spcifiques. Par exemple, ces organisations peuvent trancher certaines violations telles que les compétitions, le dopage, et les manquements aux règles disciplinaires. Le but à réaliser, consiste à retrouver et de redonner à l’activité sportive de tout niveau, son image de bienveillance.
Fédérations Sportives, Dopage, Contrôle Étatique, Jurisprudence, Norme Juridique, Hooliganisme, Répression.
Prevention of use of doping substances by sportsmen and keeping doping substances away from sports in general and ban on such substances mainly aim to allow sportsmen to compete in an environment which is clear of doping related issues. Allowing sports activities and competitions in an environment that is clear of doping issues constitutes the fundamentals of justice, participation in games under equal conditions, honesty and sports ethics from the perspective of sportsmen who compete in games, as well as ensuring the health of sportsman. Using doping substances before a competition contrary to law, is in fact a fraudulent and immoral method that aims to enhance performance. Using stimulant substances and methods, sets unfair conditions of competition against the opponent, which provides unfair advantage to the user. The short term stimulant effect caused by such doping substances and the advantage gained, however, can cause physical and emotional destruction on the sportsman’s health for the period of usage owing to the side effects of such substances. Descriptions of doping substances in sports: Doping or in other words “dopage” is an application used to artificially alter a sportsman’s performance and his/her athletic capabilities, which is implemented by the sportsman using chemical methods with the aim of enhancing his/her strength and stamina. In that respect, trying to hide the doping substances used by a sportsman and substances that are used to hide the evidence of implementation of doping during an examination by experts, are also considered doping. Each year, government authorities responsible for sporting activities and ministries of health must determine and explain what doping substances are and the applications and methods used to conceal dope usage. Doping, as stated by the Committee of International Olympics (CIO), is the intentional or unintentional usage of illegal substances and methods that are capable of disrupting equality and that prevent competitors to participate in a competition fairly. Using such stimulant substances or methods, forcing and encouraging a sportsman to use such substances and methods are against sports ethics (esprit sportif) both from the viewpoint of the user and those who take part in such an act; further to that, doping is also considered to be an illegal act. Thus, in essence, using doping substances is contrary to philosophy and fundamental principle of competition under equal conditions. Combat against doping and application of national and international legal arrangements aiming to prevent the usage of such substances creates uniformity on an international level. International coordination to combat doping increases the level of international activity against doping and its effects in sporting activities. Determination of the doping substance used and the athletes who take part in competitions under the influence of doping substances, however, are deterrence factors which allow the necessary prohibitive and preventative precautions to be taken. The fundamental aim in combat against doping substances and the sportsmen who use such substances, consists of the moral code that needs to be taken into consideration by the sportsmen and the sporting event per se. The ban on doping and the responsibilities that arise due to illegality of using such substances forms the basic conduct in sporting games and activities under equal conditions in accordance with sports ethics; being “Citius, Altius, Fortius” or in other words “Faster, Higher, Stronger”, is the safeguard for the success that a sportsman seeks in a competition and the necessity of ethics in sports. High ethical code attributed to the sportsman, which forms the basis for combat against doping, is in the essence of sport concept called “esprit sportif” (ethics in sports). These sports ethics or “esprit sportif”; also is the concept that forms basic principles of the Olympic Games. In other words, the key attitude that forms the basis of sports activities is honesty (valeurs exhortant à jouer franc). As a matter of fact, sports ethics highlight the way a sportsman thinks, his or her physical skills and superiority and intelligence and mental values and above all allows superiority of a sportsman’s brave and honest attitude. Amongst the factors that allow a sportsman superiority that are not necessarily considered to be included in sports ethics, it also deteriorates the health of the sportsman, his/her superiority in their branch, development of his/her character and education, leisure activities (divertissement récréatif), the pleasure s/he has from such leisure activities and joy of living (joie de vivre), team work, devotion to purpose, loyalty, his or her capability of devoting oneself to the purpose, and adapting to the order, rules and laws, self-respect, altruism and the respect s/he has towards third parties and to others that take part in sporting competitions, braveness and appreciation of teamwork and solidarity, into consideration. Within this scope, administring doping substances or using doping methods by a sportsman is contrary to sports ethics and to structural values that are described as “esprit sportif”. Including the sanctions against doping within the scope of sanctions that are used to protect personal rights: Legal sanctions applied against a sportsman who uses doping substances should be included in sanctions that are applied to protect personal rights. As a matter of fact, just as selling ones own kidney is contrary to law and personal rights; it is inevitable to impose similar sanctions on a sportsman who dilapidate his or her own body by using doping substances. Thus, using doping substances is not just a problem of ethics or health but at the same time is a problem that has legal implications. Fight against doping and deterrence: Decrees have been introduced and regulations have been drawn up to combat doping for in order to deter and combat use of doping substances in various branches of sports activities. Examples these in Turkey are legislation no: 3818 and Main Status decrees based on this legislation and the Legislation decree for of Ratification of European Council Combat Against Doping Agreement no: 3885 prepared in accordance with regulations set by WADA, FIFA and UEFA, within the context of Combat Against Doping in Football Regulation, by the clubs, footballers, managers, doctors, masseurs and people and institutes employed within the scope of combat against doping; 1°) In order to protect sports and the health of sportsmen and their physical and emotional training with in the international perception; 2°) In order to completely abolish the use of doping substances in football, and to determine the essentials and the laws relating to duties, authority and responsibilities of Commission of Combat Against Doping that is authorised and is responsible for combating doping; 3°) In order to prevent sportsmen from using banned substances and methods, and allow sportsmen to compete in accordance with the rules of that specific branch and within sports ethics and honesty and making sure that the health of the sportsman involved is protected and making sure that sportsmen who act on the contrary to the regulations are punished. Commission of Combat against Doping (Combat against Doping in Football Regulations, article 7), is given authority and duties to deal with doping and combat against doping issues in football efficiently. The commission examines the application of international agreements, laws and other statutes, regulations, circulars and directives and submits the necessary beneficial developments and techniques on the issue to authorised bodies in our country. Assigned members of the committee are authorised to conduct tests to determine doping usage as and when necessary. Analyses of blood and urine samples are conducted in accordance with the technical directives given by the World Anti-Doping Agency (WADA) (Combat against Doping in Football Regulations, article 9). Footballers to be tested are chosen amongst those who physically play in a match. At least two footballers from each team are taken in for testing. Footballers to be tested could be those who demonstrate aggressive behaviour or they could be chosen randomly or chosen using other methods deemed to be appropriate by the authorised officials. (Combat against Doping in Football Regulations, article 15). Doping control and sanctions on usage: In general national and international regulations imposed to combat doping and usage of doping substances determines the conditions that a competition must take place under in general. Thus, a sportsman in a competition accepts the internationally acclaimed regulations unique to their branch before entering a competition in advance; parallel to that, a sportsman is considered to have accepted the regulations in relation to doping and anti-doping rules which could be described as a preconditions before entering a competition in advance and therefore accepts in advance that s/he shall not be using doping substances. In order to allow the sports competitions to take place, the regulations that are accepted within the scope of anti-doping and doping materials in general, are types of attitudes that are accepted, recognised and considered to be a consensus by the people who take part in combat against doping and believe in sports ethics and the rules imposed under “esprit sportif” principle. Anti-doping regulations that are accepted via consensus and the desire to combat doping substances are also recognised by authorised courts and arbitration regulations. Given the fact that using doping substances is contrary to law; if a doctor prescribes a substance containing doping elements which also has treatment qualities as medicine, using such drug by the sportsman in question is also considered to be doping contrary to the laws concerned. When a doctor prescribes such doping substance to his patient as medicine, s/he is obliged to inform the sportsman concerned that s/he is advised not to use the medicine on any other occasion other than the duration of the illness and such medicine must not be used especially at the time of the competition the sportsman in question takes place in. This liability results from the obligation to inform the sportsman in question under the rules of goodwill. (Turkish Code civil Article 2/I). However, under special circumstances, if a certain medication or a pharmaceutical product must be used during a sports activity, the patient must be informed of the situation. If the sportsman is taken in for testing, s/he must be able to submit the doctor’s report and the prescription to the authorities. Hereby, with the exception of such special and medical needs, the doctor who prescribes such doping substances must also be punished under the related law. Contest for jurisdiction in arbitration for use of doping substances: The relation between sports activities and legislation may be indexed to all aspects of the legislation and may be subjected to matters of executive conflicts such as private insurance and/or social security and unfair competition and issues of legislation relating to rivalry. On the other hand, disputes may arise from improper application of basic legislations due to sports establishments’ application of their legislation unique to themselves; courts may annul the decisions taken by sports establishments. For example, decisions by an arbitrational tribunal where the conducted investigation is incomplete or where proper defence of the sportsman involved is hindered. Government courts can reverse the decisions taken. In this context, in the case of doping use, also known as Sandra Gasser case, the various appeals against the decision of International Amateur Athletic Federation (IAAF) has resulted in the reversal of the decision. The Swiss female athlete named Sandra Gasser has won the bronze medal in the 1987 World Athletics Championship using doping substances. The judicial court in Bern accepted the preliminary injunction against the athlete and has awarded the International Amateur Athletic Federation with the authority to drop the rating of the athlete and claim back the medal won. However, the court has rejected the demand of the federation that the athlete be banned from participating in competitions for two years on the basis that the professional athlete was tried without a principal cause. The decision of the judge sitting in the Bern Court of Law is valid only in Switzerland and as Sandra Gasser needs to file a suit in every country where she is compete to acquire the right to compete in sporting events by reversing the decision of the International Amateur Athletic Federation. The practical impossibility of the situation is apparent. Also, the case of Sandra Gasser demonstrates the differences between the exercise of jurisdiction between the legal courts and adjudication methods of sports federations. However, following the decision of the Bern Court of Law, it has come to light that the International Amateur Athletic Federation (IAAF) has issued a threat to other athletes who would compete with Sandra Gasser that they will be disciplined should they compete with her. As a result of these events, the Swiss athlete, even if she were to establish that her personal rights were invaded, since she would not be able to find rivals to compete with and thus, would not be able to participate in competitions. Finally, the London Court of Law, as the domicile court of law of International Amateur Athletic Federation (IAAF), has decided that the International Amateur Athletic Federation (IAAF) does not have the right to annul a decision which was applied as it should have and ratified by the participation of all other national federations and athletes. Therefore, in the light of court cases held following the case Sandra Gasser and the decision of the federation; due to the necessity of the sports establishments to be tied to the federation to which they are bound with, for the adherence to the decisions accepted and applied unique to the sporting discipline in question, it is understood that the sporting establishment has the obligation to exercise the commitment in advance and in abstract. The courts of law may have jurisdiction only in cases where extremely important sportsmanship rights of the sportsmen are invaded.
Sport, Athlete, Arbitration Committee, International Court of Arbitration for Sport, Swiss Federal Court, European Court of Human Rights, Doping, Liability.
GİRİŞ
Sosyal ve ekonomik yönleri ile toplumda etkin olan spor faaliyet ve organizasyonlarının, insan faaliyeti olması ölçüsünde, devletin uyguladığı hukuk kurallarından soyutlanması mümkün değildir. Spor özellikle, sportif organizasyon ve düzenlemelerin konu olduğu alanlarda, toplum yaşantısındaki etkisi dolayısıyla, bir yandan devlet eliyle uygulanan ve sosyal ve insan davranışlarını düzenleyen kanun, yönetmelik ve diğer hukuk kurallarına tâbi olurken; diğer yandan sportif kurum ve kuruluşları tarafından oluşturulmuş bulunan kurallara tâbi kılınmıştır. Bu kapsamda sportif faaliyete, organizasyona, kuruma ve sporcuya dönük ve yine sportif organizasyonlar tarafından yapılandırılmış, düzenlenmiş ve kendi yargılama kurumlarının, kendi yöntem ve usûllerine göre müeyyidelendirdikleri ve devletin hâkiminin değil de, Spor Tahkim Kurumu’nun hakemleri tarafından doğrudan uygulanan hukuk sistemleri geliştirilmiştir. Tahkim yöntemi, bir usûl hukuku sözleşmesidir (HMK m.412-443). Bu suretle sporcu, sportif faaliyet ve organizasyon ve sportif kurumlar arasında meydana gelen ihtilâflara uygulanabilen ve birbirine paralellik içinde işleyen, bir yanda devletin hukuku ve diğer yanda sportif organizasyonların hukuku olmak üzere, iki hukuk sistemine muhatap olabilmektedir. İki uygulama şeklinde, sistem, aynı konuyu hukukî açıdan görebilmekte ve aralarında, kaçınılmaz surette yarışma ve görevde ve yetkide rekabet doğmaktadır.1 Yüksek düzeyli sportif faaliyetler, zamanımızda, diğerleri gibi, bir ekonomik faaliyet ve sektör hâline dönüşmüş bulunduğundan; kalabalıklara hitap eden ve insanları etkileyerek cezbeden, radyo-televizyon yayınlarına konu edilmekle, yayın hakları yaratan ve büyük para meblâğlarının el değiştirmesini sağlayan bir alan olmuştur. Öyle ki bir olayın bir bölümü, kişilik haklarına vaki tecavüz olaylarında olduğu üzere, devlet mahkemesinde yargılanmak durumunda kalırken; diğer bir bölümü spor tahkim mahkemesinde görülmektedir. Sportif müsabakalar, ekonomik sektör katına erişmekle, diğer ekonomik sektörlerde olduğu üzere, ilişkilerini en yüksek düzeylere çıkarabilmek maksadıyla, kendiliğinden oluşan ihtiyaçlar gereğince, kurumsallaşma ve organize olmak yönüne gitmek mecburiyetinde kalmaktadır.2
I. SPORTİF FAALİYET VE ORGANİZASYONLARIN, KENDİLERİNE ÖZGÜ HUKUKÎ KURALLARI VE YARGILAMA KURUMLARI
Kişilerin emeği, kendisi lehine malvarlığı kazanımları ve değerleri meydana getirebilmektedir. Buna karşılık kişilerin, soyadı haklarını, vatandaşlık haklarını, nafaka alacağını veya canlı insan organını satması mümkün değildir. Bu yönde yapılabilecek satış işlemleri, kişilik haklarına aykırılık teşkil etmekte ve bâtıl sayılmaktadır. İşte para ile değiştirilebilen ve iktisadî değere sahip olan, her türlü maddî ve maddî olmayan malvarlığının satılması mümkündür.3 Bununla aynı doğrultuda olmak üzere, bir profesyonel futbolcunun satıldığı yönündeki ifadeler, isabetli olmayıp; gerçek anlamda bir satış işleminden söz etmek mümkün değildir. Profesyonel bir futbolcunun başka bir spor kulübü tarafından transfer edilmesi, 5/5/2009 kabul tarihli 5894/Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ve Ana Statü hükümlerinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanmış olan ve kulüplerin profesyonel takım kurabilmelerini, futbolun geliştirilmesini sağlamak ve profesyonelliğin esaslarını belirlemek amacı ile düzenlenen, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından çıkarılan, Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatı Bölüm II, m.3 vd. hükümlerinde belirlenmiştir. Önceleri, futbolcuya transfer için ödenen ücretin bir kısmı futbolcuya, diğer kısmı ise, futbolcunun eski kulübüne ödenmesi sistemi yürürlükteyken; futbolcuya ödenen transfer bedelinin bir kısmı, kendisinin ücreti olarak kabul görmüştür. Futbolcunun, eski kulübüne ödenen transfer ücretinin bir kısmı ise, hizmet sözleşmesinin zamanından önce bozulması nedeniyle, futbolcuyu alacak olan kulübün, onun hesabına, önceki kulübe ödediği bir çeşit tazminat veya sözleşmeyi uzatmaya hakkı olan eski kulübün bu hakkından feragatinin karşılığı olarak kabul edilmiştir.4 Oysa profesyonel futbolcunun aynı kategorilerdeki kulüpler arasında transfer olması hâlinde m.11 vd.; futbolcunun en son kayıtlı olduğu spor kulübündeki tescil süresi dikkate alınarak, son kulüpteki tescilli olduğu sezon sayısı ile, Federasyon tarafından, konu edilen kategori için belirlenmiş olan sezonluk yetiştirme tazminatının çarpımı ile hesaplanan yetiştirme tazminatı, futbolcunun kayıtlı olduğu son kulübe, yeni kulüp tarafından ödenmektedir. Bu kapsamda, bir futbolcunun, aynı kategori içerisinde kulüp değiştirmesi halinde, kayıtlı olduğu son kulübün önceki transfer için ödemiş olduğu yetiştirme tazminatı da, yeni kulüp tarafından ayrıca ödenecektir.
Spor kuruluşları, kendi faaliyetlerinden ve kurumlarına bağlı olarak amatör veya profesyonel düzeyde müsabakalara katılan sporcuların çeşitli ilişkilerinden doğan hukukî sorun ve ihtilâfların çözümlenmesinde, üç yöntem geliştirilmiştir. Riayet edilmesi gerekli kurallar bütünün ilk sırasında, spor kuruluşunun tüzüklerine; ikinci sırada, uygulanan sportif oyunun teknik kurallarına ve üçüncü sırada ise, bir müsabakaya katılmak yönünde, yerine getirilmesi gerekli şartlar ve ihtilâf çözücü yöntemler bulunmaktadır.