Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Dava Şartı

Mediation as a Condition of Trial in Commercial

Salim Yunus LOKMANOĞLU

Arabuluculuk tarafların, bağımsız ve tarafsız üçüncü kişinin katkılarıyla aralarındaki uyuşmazlığa ilişkin en uygun çözümleri yine kendileri tarafından üretmeleri yoluyla uyuşmazlığın çözülmesi faaliyetidir. Türk hukukunda, özel hukuk uyuşmazlıklarında uygulanmak üzere arabuluculuk yöntemi 6325 sayılı kanun ile düzenlemiştir. 6100 sayılı Türk Ticaret Kanununda sayılan ticari davalar bakımından mahkeme yoluna gidilmeden önce arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilmiştir. Çalışmamızda özellikle ticari uyuşmazlık kavramı üzerinde durularak zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olan ve olmayan ticari uyuşmazlık çeşitlerine yüksek mahkeme kararları ile birlikte yer verilmiştir.

Zorunlu Arabuluculuk, Ticari Dava, Dava Şartı, Nispi Ticari Dava, Ticaret Hukukunda Arabuluculuk.

Mediation is a dispute settlement activity with the contribution of an independent and impartial third person through the creation of the most appropriate solutions that again by the parties themselves for the dispute between parties. Mediaton method is regulated by No. 6325 Law in Turkish Law to be applied in private law dispute. In terms of commercial cases listed in the Turkish Commercial Code No. 6100, it is mandatory to apply to a mediator before going to court. In our study, we particularly focus on the concept of commercial disputes and include the types of commercial disputes that are and are not subject to compulsory mediation, together with the Supreme Court decisions.

Obligatory Mediation, Commercial Case, Condition of Trial, Relative Commercial Case, Mediation in Commercial Law.

GİRİŞ

Dava şartı olarak arabuluculuk kurumu hukukumuza ilk defa 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile girmiştir.1 7036 sayılı kanunun arabuluculuğa ilişkin hükümlerinin 1.1.2018 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra iş uyuşmazlıklarının çözümünde sağladığı başarı nazara alınarak diğer uyuşmazlıklarda da bu yöntemin uygulanmasının fayda sağlayacağı uygulama ve öğretide dile getirilir olmuştur.2 Bu kapsamda ilgili kanunlarda dava şartı olarak arabuluculuğun kabul edilmesi hâlinde, arabuluculuk sürecine uygulanacak temel hükümlerin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununda (HUAK) düzenlenmesi uygun bulunmuştur.

Bu doğrultuda, 7155 sayılı Abonelik Sözleşmelerinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’na eklenen 5/A maddesi uyarınca 1.1.2019 tarihi itibarıyla Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir.3 Maddeyle, kanunda belirtilen davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilerek bu uyuşmazlıkların temelinden, çok daha kısa süre içinde, daha az masrafla ve tarafların iradelerine uygun bir şekilde çözülmesi amaçlanmaktadır. Kanunun düzenlenme şekli itibarıyla bazı davaların arabuluculuk dava şartına tabi olup olmaması bakımından uygulamada yaşanan tereddütler dikkate alınarak 28.3.2023 tarihli ve 7445 sayılı İcra İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun4 31. maddesiyle bu fıkrada yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir. 7445 sayılı kanunun geçici 1. maddesinde, 6102 sayılı kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında belirtilen davalar hakkındaki hükmün, 1.9.2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanacağı düzenleme altına alınmıştır.

Çalışmamızda genel olarak alternatif uyuşmazlık çözüm yolları ve arabuluculuk kavramı, arabulucunun süreçteki rolü üzerinde durulmuş, ticari iş ve ticari uyuşmazlık kavramı ile ticari dava türleri açıklanarak zorunlu arabuluculuk dava şartına uygun olan ve uygun olmayan uyuşmazlıklara olabildiğince yer verilmiş, son olarak ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuğun medeni usul hukuku ve dava çeşitlerine etkisi irdelenmiştir. Çalışma içinde bu konularla birlikte aynı zamanda yüksek mahkeme kararlarına yer verilerek ticari davalarda zorunlu arabuluculuk dava şartının uygulamadaki yeri de ortaya konulmaya çalışılmıştır.

1. ALTERNATİF UYUŞMAZLIK ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ KAVRAMI

Devletin koyduğu kurallar çerçevesinde mahkemelerce uyuşmazlıklar çözümlenmekle birlikte bu uyuşmazlıkların çözümü için “Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri” de bulunmaktadır.5 Alternatif çözüm yolları, mahkemelerde yürütülen dava yolunun yanında işleyen seçimlik nitelikteki uyuşmazlık çözüm yollarından olup, devlet denetiminde, hukuk kuralları ile oluşturulmuş yargılama dışı yöntemlerdir.6 Bu yöntemden bahsedebilmek için öncelikle üçüncü kişinin bir müdahalesi gereklidir. Bu üçüncü kişi her bir çözüm yöntemine göre farklı şekilde adlandırılır.

Anayasa Mahkemesinin bir kararında7 belirtildiği üzere alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri, yargının alternatifi olan ve dolayısıyla yargısal sistemin yerine ikame edilmeye çalışılan veya onunla rekabet içinde bulunan bir süreçler bütünü olmayıp, aksine uyuşmazlıkların çözümü için öngörülen yöntemlere ilave edilmiş tamamlayıcı yöntemler topluluğudur. Dolayısıyla uyuşmazlıkların çözümü ile ilgili olarak dava aşamasında karşılaşılan aksaklıkların ve sorunların yaşanmaması ve mahkemelerin iş yükünün azalması bakımından bu yöntemlerin etkin şekilde kullanılması önem taşımaktadır. Özellikle de bağların koparılmasının istenmediği hukuki ilişkilerde yıpratıcı ve uzun bir süreç halini alan yargı sürecine başvurmaktansa yargıya alternatif oluşturan “Alternatif Uyuşmazlık Çözümü Yöntemleri”ne başvuru tercih olunmaktadır.

Bu yöntemler arasında başlıca gelenleri uzlaştırma, tahkim ve arabuluculuk şeklinde saymak gereklidir. Bunlardan uzlaştırma, taraflar arasındaki uyuşmazlıkları çözüme kavuşturmak için taraflar üzerinde güç kullanmadan, üçüncü bir kişinin (uzlaştırıcı) tarafları mevcut ayrılıkların giderilmesi için çözüm önerisi getirmeye teşvik ettiği bir yöntemdir.8 Tahkim ise bir hak üzerinde aralarında uyuşmazlık bulunan tarafların irade serbestisine dayalı olarak devlet mahkemeleri yerine aralarındaki uyuşmazlığı çözmesi konusunda karar verme yetkisini bir veya birkaç kişiye (hakem veya hakemlere) bırakmaları yöntemidir.9

Bu yöntemler içinde ise en çok “Arabuluculuk” ile ilgili çalışmalar yapılmış ve halen yapılmakta olup tüm dünyada hızla ilerlemekte ve uygulanmaktadır. Türkiye’de de uzun bir süre gündemde olan ve yoğun tartışmalardan sonra uyuşmazlıkların yargı yolu dışında, alternatif uyuşmazlık çözümlerinden biri olarak kabul edilen arabuluculuk ile ilgili, 6325 sayılı “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu”,10 bu Kanunun uygulanmasına yönelik olan “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği”11 hali hazırda yürürlüktedir. Her iki düzenleme 22.06.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

2. GENEL OLARAK ARABULUCULUK KAVRAMI VE ARABULUCUNUN SÜREÇTEKİ ROLÜ

Arabuluculuk, alternatif uyuşmazlık çözümü yöntemlerinden biri olarak üçüncü kişinin katılımı ile yürütülen, “mahkeme dışı uyuşmazlık çözümü” olarak adlandırılmaktadır.12 Daha geniş bir ifade ile arabuluculuk; tarafsız bir üçüncü kişinin uyuşmazlık içinde bulunan taraflara kabul edilebilecekleri ortak bir çözüm bulmaları konusunda, yardımcı olmasını gözeten bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir.13 Başka bir tanıma göre ise; arabuluculuk çatışan tarafların müzakerelerde bulunarak gönüllü ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüme ulaşmaları için bir araya getiren, birbirlerini anlamalarını sağlamak için taraflar arasındaki iletişimi kolaylaştıran, tarafsız ve objektif bir üçüncü kişinin katılımıyla yürütülen bir usuldür.14

6235 sayılı HUAK’ın 2. maddesinin (b) bendinde “arabuluculuk” kavramı ile ilgili bir tanımlama yapılmıştır. Bu tanıma göre, “Arabuluculuk: Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi”ni ifade etmektedir. Yine Arabuluculuk Yönetmeliği’nin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin (b) bendinde de aynı ifade geçmektedir.

Yukarıdaki tanımlardan çıkarılabilecek ortak sonuçları şu şekilde sıralamak mümkündür: