Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Vakıf Yönetim Organını Oluşturan Kişilerin Vakıf Tüzel Kişisine Karşı Hukuki Sorumluluğu

Civil Liability of the Persons Forming the Foundation Management Body Against the Foundation

Barış DEMİRSATAN

Vakıf yönetim organını oluşturan kişiler vakfa karşı vekâlet sözleşmesi hükümlerine tâbi bir hukuki ilişki içindedir. Bu kişiler görevlerini yerine getirirken bu ilişkiden doğan borçlarını ihlal ederek vakfın zarara uğramasına sebep olmuşsa, vakfın bu kişilere karşı tazminat alacağı doğar. Bu durumda sözleşmesel sorumluluğun genel ilkeleri uygulanır. Ancak tazminatın belirlenmesi aşamasında, zarar görenin kusurunun değerlendirilmesinde dikkatli olunmalıdır. Zararın doğumu veya artışında, sorumlu kişiler vakfın yönetim organı olarak etkili olmuşsa, bunun tazminattan indirim sebebi olarak nazara alınmaması gerekir. Tazminata ilişkin talep hakkı vakfa aittir, yasal olarak dava takip yetkisinin kullanılmasına olanak tanınmadıkça, bu alacak hakkının herhangi bir gerekçeyle başka bir kişi tarafından ileri sürülmesine olanak tanınamaz. Vakıf yönetimini birden fazla kişi oluşturuyorsa, bu kişiler kural olarak TBK m. 511/II hükmü sınırları çerçevesinde müteselsilen sorumlu olur. Vakfın iradi örgütlenmesi kapsamında sorumlu tutulabilecek farklı organlara üye kişilerin müteselsil sorumluluğu ise ancak TBK m. 61 hükmüne dayanabilir. Söz konusu tazminat sorumluluğuna vekâlet sözleşmesi hükümleri uygulandığından beş yıllık zamanaşımı uygulanmak gerekir. Bu alacağı vakıf adına talep etmeye yetkili organın üyeleri sorumlu ise, zamanaşımının durduğunun kabul edilmesi lazım gelmektedir. Benzer şekilde, sorumlular vakıf adına ibra sözleşmesi kurmaya yetkili olsa dahi kendilerini ibra edemez. Öte yandan, sorumlu olmayan yönetim organı üyeleri, sorumluları ibra ederse veya alacağın zamanaşımına uğramasına neden olurlarsa, kendi sorumluluklarını doğurabilir.

Vakıf Yönetim Organı, Sorumluluk, İbra, Vekâlet, Zamanaşımı.

The persons who constitute the management body of a foundation have a legal relationship with the foundation subject to the provisions of a mandate contract. If these persons violate their obligations arising from this relationship during the performance of their duties and cause damage to the foundation, the foundation has a claim for compensation against these persons. In this case, the general principles of contractual liability apply. However, during the determination of the compensation, care should be taken in assessing the fault of the injured party. If the responsible persons have been influential in the occurrence or increase of the damage as the governing body of the foundation, this should not be taken into consideration as a reason for reduction of the compensation. If more than one person constitutes the management of the foundation, these persons shall be jointly and severally liable within the limits of Article 511/II of the TCO or Article 61 of the TCO. A five-year statute of limitations must be applied. If the members of the body authorised to claim this receivable on behalf of the foundation are liable, the statute of limitations should be considered to be suspended. The liable persons cannot release themselves even if they are authorised to conclude a release agreement on behalf of the foundation. On the other hand, members of the governing body who are not liable may give rise to their own liability if they release the liabilities or cause the receivable to become time-barred.

Foundation Management Body, Liability, Release, Power of Attorney, Statute of Limitations.

GİRİŞ

Yapıları gereği tüzel kişiler, organlar şeklinde örgütlenir. Tüzel kişinin iradesinin oluşumu ve açıklanması organlar aracılığı ile sağlanır (TMK m. 49, 59). Tüzel kişinin organlarını oluşturan kişiler, bu görevlerini yerine getirirken tüzel kişinin veya üçüncü kişilerin malvarlığında zararın doğmasına yol açabilir. Bu noktada, organları oluşturan kişi veya kişilerin üçüncü kişilere karşı sorumluluğu bakımından, haksız fiil sorumluluğunun koşulları doğduğu ölçüde1 haksız fiilden (TMK m. 50/III) ve güven sorumluluğunun koşulları doğduğu ölçüde de güven sorumluluğu uyarınca sorumlu olacakları2 ve konunun genel sorumluluk rejiminden büyük bir sapma göstermeyeceği ifade edilebilir. Fakat organı oluşturan kişilerin, bu görevlerini yerine getirirken tüzel kişiye verdiği zararlardan sorumlu tutulup tutulmayacakları tüzel kişiler hukukuna özgü bir problematik oluşturmaktadır. Mesele, Türk hukukunda özellikle dernek ve anonim ortaklıklar temelinde incelenmekle birlikte, diğer tüzel kişi tipleri bakımından aynı zenginlikle karşılaşılmamaktadır. Vakıf yönetim organını oluşturan kişilerin, vakıf ile aralarındaki hukuki ilişkiden ötürü vakıf malvarlığında meydana getirdikleri zarardan sorumlu tutulma olasılıkları bulunduğu gibi, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu m. 10/IV hükmünde (“Vakıf yönetiminde yer alan kişiler ... kusurlu fiilleri nedeniyle vakfa verdikleri zararlardan sorumludurlar”) bu husus teyit edilmiştir3. Bu nedenle çalışma, vakıf yönetim organını oluşturan kişi veya kişilerin görevleri çerçevesinde Türk Medeni Kanunu’na göre kurulmuş vakıf tüzel kişisine verdiği zarardan hukuki sorumluluklarına özgülenmiştir.

I. VAKIFLARDA YÖNETİM ORGANI

Türk Medeni Kanunu m. 109 hükmüyle vakıfların fiil ehliyetini kazanabilmesi için tek bir zorunlu organ öngörmüştür4. “Yönetim Organı” olarak adlandırılan bu organ, vakıf senedi doğrultusunda vakfa ilişkin tüm karar alma ve yürütme işlevlerine sahiptir5. Diğer tüzel kişi örgütlenmelerinden farklı şekilde salt yönetim organının yasa tarafından zorunlu organ olarak belirlenmesinin gerisinde vakfın, vakıf senedi uyarınca tüzel kişilik kazandırılmış bir mal topluluğu (TMK m. 101/I) olması6 yatmaktadır. Zira vakfın kuruluştan sona izleyeceği etkinliklerin ana rotası vakıf senedinde yer alan amaç uyarınca belirlenmekte olup vakfın gerek amacının gerekse amacın gerçekleştirilmesi için izlenecek yolların tespitinde etkili olması gereken üye yahut paydaş gibi sıfatlar vakıf tüzel kişiliğine yabancıdır7.

Vakıf örgütlenmesi bakımından Türk Medeni Kanunu esas itibarıyla geniş bir özgürlük tanımaktadır. Bu çerçevede, vakfın yönetim örgütlenmesinde, karar ve yürütme işlevlerin ayrı organlara verilmesi, yürütme açısından8 işlevsel bölünme gibi bir yapılanma yahut atama veya denetim için organlar öngörülebilir, kişi sayısı serbestçe belirlenebilir9. Bunun konu açısından pratik sonucu, bir kişinin ancak bünyesinde yer aldığı organın yetki ve görevleriyle sınırlı olarak10 hukuken sorumlu tutulabilmesidir. Mesela, karar alma ve yürütme işlevlerinin ayrıldığı bir yönetim yapılanmasında yürütme ile görevli organı oluşturan kişiler, karar alma organı nedeniyle zararın doğduğunu kanıtlamak suretiyle sorumluluktan kurtulabileceklerdir.