Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Birleşmiş Milletler’in Temiz, Sağlıklı ve Sürdürülebilir Bir Çevre Hakkını Bir İnsan Hakkı Olarak Tanıması

United Nations Recognizing the Right to a Clean, Healthy and Sustainable Environment as a Human Right

Perçem ARMAN

İnsan, ona fiziksel destek ve entelektüel, ahlaki, sosyal ve ruhsal büyüme fırsatı veren çevresinin hem varlığı hem de şekillendiricisidir. İnsan ırkının bu gezegendeki uzun ve dolambaçlı evriminde öyle bir aşamaya gelinmiştir ki, bilim ve teknolojinin hızlı ivmesi sayesinde insan, çevresini sayısız şekilde ve benzeri görülmemiş bir ölçekte dönüştürme gücünü elde etmiştir. İnsanın çevresinin her iki yönü - doğal ve insan yapımı - onun esenliği ve temel insan haklarından, hatta yaşam hakkının kendisinden yararlanması için elzemdir.

Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi
Konferansı Deklarasyonu, 1972
(Stockholm Deklarasyonu)(***)

Bugün artık çevre sorunlarının sadece ulusal bir sorun olmadığı, aksine bütün toplumları etkileyen küresel bir olgu olduğu anlaşılmıştır. Çevrenin devam eden bozulması, insanlığın karşı karşıya olduğu en ciddi sorunlardan biridir. Çok fazla çevresel yıkıma ve çevreyi korumak için atılan birçok adıma tanık olduğumuz bir çağda, temiz bir çevre için yeni bir temel hakkın tanınması gerekip gerekmediği en çok tartışılan konulardan biri haline gelmiştir. Ekim 2021 tarihinde önce Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi 48/13 sayılı bir kararıyla ve sonrasında da Temmuz 2022 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 76/300 sayılı bir kararıyla temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir çevre hakkını bir insan hakkı olarak tanımıştır. Sağlıklı bir çevre hakkına ilişkin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Kararının kabul edilmesi, tanınması ve ulusal yasal çerçevelere dahil edilmesi, bu hakkın herkes tarafından etkili bir şekilde kullanılmasını sağlamak için gereken eylemin yalnızca başlangıcını temsil eder. Bundan sonra ne olacağı, Devletlerin ve işletmeler gibi diğer paydaşların yerel, bölgesel ve uluslararası düzeylerde nasıl yanıt verdiğine ve bunlara nasıl uyduğuna bağlı olacaktır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 76/300 sayılı Kararı temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir çevre hakkının kabul edilmesini uzun bir yolculuğun sonu olarak sunsa da, aynı zamanda yeni bir yolculuğun da başlangıcını temsil ediyor. Bu çalışma, uluslararası alanda, Birleşmiş Milletler özelinde, çevre için bir hak arayışında katedilen yol ve bugün gelinen noktayı ele alacaktır.

Birleşmiş Milletler, Stockholm Deklarasyonu, Uluslararası Çevre Hukuku, İnsan Hakları Hukuku, Çevre Hakkı.

Today, it has been understood that environmental problems are not just a national problem, but a global phenomenon that affects all societies. The ongoing degradation of the environment is one of the most serious problems faced by humanity. In an age where we are witnessing excessive environmental destruction and many steps being taken to protect the environment, whether a new fundamental right to a clean environment should be recognized has become one of the most debated issues. The right to a clean, healthy and sustainable environment has been recognized as a human right in October 2021, first with the UN Human Rights Council Resolution 48/13 and then with the United Nations General Assembly Resolution 76/300 in July 2022. The adoption, recognition and incorporation of the United Nations General Assembly Resolution on the right to a healthy environment represents only the beginning of the action needed to ensure the effective enjoyment of this right by all. What happens next will depend on how States and other stakeholders such as businesses respond and comply at the local, regional and international levels. Although the United Nations General Assembly’s Resolution 76/300 presents the recognition of the right to a clean, healthy and sustainable environment as the end of a long journey, it also represents the beginning of a new journey. This study will deal with the path taken and the point reached today in the search for a right for the environment in the international arena, in particular the United Nations.

United Nationsa, Stockholm Declaration, International Environmental Law, Human Rights Law, Right to Environment.

GİRİŞ

Küresel çevre sorunları bugün yalnızca ulusal çevre düzenlemeleriyle çözülememekte ve çevreyi etkili bir şekilde korumak için uluslararası düzeyde eylemler gerekmektedir. İklim değişikliği ve ozon tabakasının incelmesi, biyoçeşitliliğin kaybı, hava ve denizin zehirli ve tehlikeli bir şekilde kirlenmesi, nehirlerin kirlenmesi ve tatlı su kaynaklarının tükenmesi uluslararası hukukun ele alması gereken konular arasında yer almaktadır. Artık, çevresel tehditlerin ulusal sınırlara saygı göstermediği, bir zamanlar ulusal meseleler olarak görülen konuların uluslararası sonuçları olduğu ve dünyanın, yalnızca uluslararası işbirliği yoluyla ele alınabilecek ciddi çevresel sorunlarla karşı karşıya olduğu yaygın olarak kabul edilmektedir1. Çevresel sorunların büyüklüğü, karmaşıklığı ve çok boyutluluğu karşısında, ulusal alanda yürütülen politikalar bu sorunların çözümünde tek başına yeterli olmamaya başlamış ve çevrenin korunması için uluslararası alanda bir işbirliğinin zorunluluğu doğmuştur2.