Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Eski Kurallar, Yeni Sorunlar: Deniz Savaşı Hukukunun Kaynakları Üzerine Bir İnceleme

Old Rules, New Challenges: An Analysis of the Sources of the Law of Naval Warfare

Mustafa TUNCER

Bu çalışma, deniz savaşı hukukunun kaynaklarını eleştirel bir şekilde incelemekte, ve bu kaynakların uluslararası insancıl hukukun güncel durumu ve deniz ticaretinin önemi karşısındaki yetersizliği ile günümüz koşullarına uymayan yapısını ortaya koymaktadır. Denizdeki silahlı çatışmaların küresel ticaret üzerindeki etkisine odaklanarak, günümüz koşullarına uygun ve yeni bir hukuki çerçevenin gerekliliğine dikkat çekmektedir. Bu bağlamda, uluslararası hukukun farklı kaynaklarının deniz savaşı hukuku özelinde ortaya konulması büyük önem arz etmektedir. Üç temel bölümden oluşan bu çalışmanın ilk bölümü, denizdeki silahlı çatışmalarda uygulanacak uluslararası antlaşmaları, bunların hazırlık süreçlerini ve içerdikleri konuları da dikkate alarak inceleyecektir. İkinci bölümde ise uluslararası hukukun diğer kaynakları ele alınacak ve deniz savaşı hukuku kurallarının tespitinde antlaşma dışı kuralların önemi gösterilecektir. Bu hususta, sadece uluslararası teamülü gösteren ulusal askeri elkitapları değil, doktrin çalışması niteliğine sahip hükümet dışı kodifikasyon çalışmaları da büyük bir role sahiptir. Bu rol, özellikle de 1994 tarihli San Remo Elkitabı özelinde deniz savaşı hukukunun temel kaynağı olarak değerlendirilme noktasına dahi çıkabilmektedir. Son olarak, uluslararası insancıl hukuktaki gelişmelerin deniz savaşı hukuku üzerindeki etkisini tartışmak amacıyla, 1949 Cenevre Sözleşmelerine 1. Ek Protokol’ün denizdeki silahlı çatışmalarda uygulanabilirliği ele alınacaktır. Bütün bu faktörler dikkate alındığında, bu çalışma, deniz savaşı hukuku kurallarının, uluslararası insancıl hukukun güncel standartlarına uygun olarak, kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi gerektiğini savunmaktadır.

Deniz Savaşı Hukuku, Deniz Savaşı Hukukunun Kaynakları, Uluslararası İnsancıl Hukuk, Silahlı Çatışmalar Hukuku, Paris Beyannamesi, Lahey Sözleşmeleri (1907), İkinci Cenevre Sözleşmesi, San Remo Elkitabı, Ek Protokol I.

This study conducts a critical examination of the sources of the law of naval warfare (LONW), and highlights the outdated and insufficient character of these sources, especially when taking into account the current state of international humanitarian law (IHL) and the importance of maritime navigation. Focusing on the impact of armed conflicts at sea on global trade, this study draws attention to the need for new legal frameworks reflecting contemporary circumstances. In this context, presenting various types of sources of international law in the context of the LONW is crucial. This research consists of three main parts. The first part analyses the applicable international treaties, including their preparation procedures and the issues that they cover. The second part demonstrates other sources of international law, emphasising the significance of non-treaty rules in determining the sources of the LONW. On this point, apart from customary rules represented by national military manuals, non-governmental codification attempts, as being doctrinal studies, play a significant role. The influence of such documents might extend to being considered as the primary source of the LONW in the case of the San Remo Manual adopted in 1994. Finally, to assess the impact of the developments in the field of IHL on the LONW, this study will analyse the applicability of Additional Protocol I to the 1949 Geneva Conventions to armed conflicts at sea. Considering all these aspects, this article argues that the rules of the LONW should be subject to a comprehensive revision process, aligning them with the standards of contemporary IHL and other branches of international law.

Law of Naval Warfare, Sources of the Law of Naval Warfare, International Humanitarian Law, Law of Armed Conflicts, Paris Declaration, The Hague Conventions (1907), Second Geneva Convention, San Remo Manual, Additional Protocol I.

Giriş

2022 yılında Rusya ile Ukrayna arasındaki silahlı çatışmanın bütün dünyayı etkileyecek şekilde geniş ölçekli bir hal alması, yakın zamana kadar devletler ve doktrindeki yazarlar nezdinde dikkate alınmayan birçok uluslararası hukuk meselesini gündeme getirmiştir. Bu meselelerden biri de deniz savaşı hukukunun içeriğindeki ve uygulamasındaki belirsizliktir. Deniz savaşı hukukunun önemi doğrudan deniz ticaretinin günümüz koşullarındaki yerine bağlıdır. Öncelikle, küresel ticaretin yüzde seksenden fazlası deniz yoluyla gerçekleştirilmesine rağmen,1 denizde seyrüsefer tabiatı itibariyle oldukça hassas bir ortamda gerçekleştirilmektedir. Önde gelen deniz ticaret rotaları en ufak bir sorundan çok kolay etkilenebilmekte ve bu durum dünya çapında önemli fiyat artışlarına neden olmaktadır. Örneğin, 2020’de Covid-19 pandemisi küresel deniz ticaretini yüzde dokuz azaltmıştır.2 Daha da ilginci, bir sonraki sene Ever Given adlı geminin Süveyş Kanalı’nda tam bir hafta boyunca sıkışması neticesinde meydana gelen tahmini zararın günlük 9 milyar ABD dolarından fazla olmasıdır.3

Sadece bir ticaret gemisinin bu derecede büyük bir maddi zarara sebep olması dikkate alındığında, denizde meydana gelen büyük çaplı bir silahlı çatışmanın denizdeki seyrüsefere ve dolayısıyla küresel ticarete etkisi tahmin edilemez ölçülere ulaşabilir. Hala devam eden Rusya-Ukrayna savaşı, çatışmanın Karadeniz’deki ticaret yollarına da sıçraması sebebiyle, küresel bir gıda krizini tetiklemiş ve dünya çapında gıda güvensizliğinden etkilenen kişi sayısını ikiye katlayarak 345 milyona çıkarmıştır.4 Güney Çin Denizi’ndeki gibi uzun yıllardır sürüncemede kalan deniz uyuşmazlıklarından birinin silahlı çatışmaya dönüşmesi halinde çok daha ciddi ve felaket boyutuna varabilecek sonuçların ortaya çıkması kuvvetle muhtemeldir.5 Bütün bu faktörler hesaba katıldığında, denizde meydana gelen silahlı çatışmaların deniz ticareti, ve dolayısıyla küresel ekonomi üzerindeki mevcut ve olası etkileri yok sayılamaz bir düzeydedir.

Yukarıda anılan meselelerin de üzerinde, denizdeki silahlı çatışmalarda uygulama alanı bulan deniz savaşı hukukunun,6 en eski çağlardan bu yana savaşanların lehine bir hukuki rejim ortaya koyarak, sivil seyrüseferi ve sivillerin çıkarlarını geri planda tutması güncel durumun ciddiyetini daha da artırmaktadır. Çalışmamızda da açıkça gösterileceği gibi, deniz savaşı hukuku, yüz yıldan daha eski kuralları içermekte, denizde ekonomik savaş doktrini uyarınca savaşan devletlere geniş haklar sağlayarak, yüzyıllardır uygulanagelen ve ciddi sonuçlar doğuran bazı savaş yöntemlerini geçerli kabul etmektedir. Bu geleneksel savaş yöntemleri arasında, düşmana ait ticaret gemilerini zapt ve müsadereye izin veren ganimet hukuku, ve düşmanın kontrolü altında bulunan kıyı şeridine iki yönlü deniz ulaşımını bütünüyle engellemeyi öngören abluka da yer almaktadır.