Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine İlişkin İstanbul Sözleşmesinin Ceza Hukuku Alanında Öngördüğü Yükümlülükler

Obligations set out in the Istanbul Convention on Preventing and Combating Violence Against Women in the Field of Criminal Law

Ali Rıza Çınar

İlk imzayı Türkiye’nin attığı ve 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, diğer adıyla “İstanbul Sözleşmesi”, kadına yönelik şiddeti önlemede ülkemiz adına yeni bir sürecin kapılarını açmıştır. Türkiye, Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan ve onaylayan ilk ülke olmuştur. Sözleşme’yi 2 Nisan 2015 itibarıyla toplam 16 ülke onaylamış bulunmaktadır Sözleşme’yi imzalayan, ancak henüz onaylamamış olan ülke sayısı ise 21’dir.

İstanbul Sözleşmesi, uluslararası hukukta kadına karşı şiddet ve ev/aile içi şiddet konusunda yaptırım gücü olan, bağlayıcı, bağımsız bir denetim sistemi kurulmasına yer verilen ve şiddetin kadın erkek eşitsizliğinin bir sonucu olduğunun vurgulandığı ilk sözleşme niteliği taşımaktadır.

Sözleşme’nin temel amacı giriş bölümünde, kadınlara karşı şiddetten ve ev içi şiddetten arınmış bir Avrupa yaratılması olarak belirtmektedir. Sözleşme bu amaçla, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ile kadınlara karşı şiddetin ortadan kaldırılması arasında sağlam bir bağlantı kurmaktadır. Sözleşme’ye göre, özellikle kadına yönelik şiddet, insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türüdür.

Çalışmamızda, İstanbul Sözleşmesi’nde temel alınan uluslararası belgeler ve sözleşmeler üzerinde durulmuştur. İstanbul Sözleşmesi’nin amacı, kapsamı ve taraf devletler için öngördüğü yükümlülüklere de değinilmiştir.Özellikle, iç hukukumuzda kadın-erkek eşitliği ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusundaki Anayasa’da ve yasalarda yapılan değişiklikler hakkında bilgi verilmiştir.

Sözleşme’de “kadınlara yönelik şiddet”, “ev/aile içi şiddet” kavramlarının nasıl tanımlandığı açıklanmıştır. Sözleşme’nin ceza hukuku bakımından öngördüğü yükümlülükler tek tek ele alınarak ayrıntılı bir biçimde incelenmiştir.İstanbul Sözleşmesi’nin ceza hukuku bakımından öngördüğü yükümlülükleri, Türk Ceza Kanunundaki hükümlerin karşılayıp karşılamadığı, bazı suçlarla ilgili düzenlemeler gözetilerek değerlendirilmiştir.

Çalışmamızın sonuç kısmında ise konuyu incelerken ayrıntılı olarak yer verdiğimiz varılan sonuçlar, önerilerle birlikte ana hatlarıyla belirtilmiştir.

Kadınlara Yönelik Şiddet, Ev/Aile İçi Şiddet, Cinsel Taciz, Kadın Sünneti, Israrlı Takip.

The Council of Europe Convention on preventing and combating violence against women and domestic violence, also known as the Istanbul Convention entered into force on 01.08.2014 and launched a new process for our country. Turkey has become the first country to sign and ratify the Convention. As of 2nd April 2015, it has been ratified by 16 countries. 21 countries have signed, but not yet ratified the Convention.

Istanbul Convention is the first international human rights instrument that is legally binding, has an independent monitoring body and has a power of sanction in terms of violence against women and/or domestic violence in the international law. For the first time, it has been recognized that violence against women is a reflection of gender inequality.

The Preamble sets out the basic aim of the Convention: the creation of a Europe free from violence against women and domestic violence. To this end, it firmly establishes the link between achieving gender equality and the eradication of violence against women. It has been recognized that violence against women is violation of human rights and also form of discrimination.

In this study, we will examine main international records and agreements related to the Istanbul Convention. The aim and scope of the Istanbul Convention is mentioned, and also obligations imposed on the contracting states.

Particularly, relevant constitutional amendments and other legal reforms, which have been made for to ensure gender equality and prevent violence against women in national law are explained.

The terms of “violence against women” and “domestic violence” are also defined by the Convention. The obligations set out in the Convention related to criminal matters are examined in detailed.Whether the provisions of the Turkish Criminal Code meet the obligations imposed by the Convention in the field of criminal law will also be examined, in respect to the various crimes.

The conclusion will be dedicated to results drawn from the study, furthermore closing remarks and relevant suggestions will also be given.

Violence Against Women, Domestic Violence, Sexual Harassment, Women Circumcision, Stalking.

GİRİŞ

Şiddet, hakların ve özgürlüklerin kullanılmasını azaltmakta/zayıflatmakta ya da tamamen ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle kadına yönelik şiddet, kadının insan haklarına ağır bir ihlal oluşturmaktadır.

İnsan haklarına yönelik toplumsal cinsiyet temelli ihlallerin en ciddi biçimlerinden biri ev/aile içi şiddet dahil kadınlara yönelik şiddettir.

Ancak, bu durum Avrupa’da halen sessizlikle geçiştirilen bir sorundur. Ev/aile içi şiddet, çocuklar, erkekler ve yaşlılar gibi diğer mağdurları da kapsamak üzere görmezden gelinemeyecek kadar fazla sayıda aileyi etkileyen gizli bir olgudur.