Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anonim Şirketlerde Borca Batıklık Sonucunu Doğurmayan Sermaye Kaybı Halleri ve Alınması Gereken Tedbirler

Capital Loss Situations that do not Give Rise to Insolvency in Joint Stock Companies and Necessary Precautions

Gökçe SARISU KANMAZ

Anonim şirketlerde malvarlığının korunması, hem pay sahipleri hem de alacaklılar açısından önem arz etmekte olup Kanun koyucu, anonim şirketlerin finansal durumunun kötüleşmesi ve buna bağlı sonuçları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 376. maddesinde, “Yönetim Kurulunun Görev ve Yetkileri” bölümünün altında düzenlemiştir. Bu çalışmada, TTK’nın 376/1, son yıllık bilançoya göre sermaye ve kanuni yedek akçeler toplamının yarısının ve 376/2, sermaye ve kanuni yedek akçelerin üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması durumları irdelenmiş; bu şekilde sermaye kaybı tespit edildiği durumda, yönetim kuruluna yüklenen görevler ve şirketin alabileceği kararlar ele alınmıştır.

Anonim Şirket, Sermaye Kaybı, Teknik İflas, Bilanço.

The protection of capital in joint stock companies is crucial for both its shareholders and creditors. The legislator has addressed the deterioration of the financial situation of joint stock companies and its consequences in Article 376 of the Turkish Commercial Code (“TCC”) numbered 6102, under the section “Duties and Authorities of the Board of Directors.” In this study, TCC 376/1 where last annual balance sheet shows that half of the total capital and legal reserves are no longer covered due to losses and TCC 376/2, which explores cases where two-thirds of the capital and legal reserves has depleted due to losses, are discussed. In the event of the determination of capital loss, the duties assigned to the Board of Directors and the decisions the company can make are addressed.

Joint Stock Company, Loss of the Capital, Technical Bankruptcy, Balance Sheet.

I. GİRİŞ

Anonim şirketlerin temel hedefi kâr elde etmektir ve fakat şirketlerin çeşitli sebeplerden dolayı zarar etmeleri ve finansal durumlarının kötüleşmesi de olağan bir durumdur. Bununla birlikte, anonim şirketlerin pay sahiplerinden ayrı bir tüzel kişiliği olduğu ve sınırlı sorumluluk ilkesi uyarınca yalnızca şirket malvarlığı ile alacaklılara karşı sorumlu olduğu göz önünde bulundurulduğunda, şirketin finansal durumundaki bozulma, özellikle şirket pay sahipleri ve alacaklıları olmak üzere birçok menfaat grubunu yakından ilgilendirmektedir1 . Nitekim, şirketlerin finansal durumunun bozulması ve zararların sermayeyi belirli ölçülerde karşılıksız bırakması, şirket aktifinin borç ve yükümlülükleri karşılamaya yetmemesi sonucunu doğurabilir.

İşte bu sebeple, Kanun koyucu anonim şirketlerin malvarlığının korunmasına özel bir önem atfetmiş ve anonim şirketlerin finansal durumunun kötüleşmesi ve buna bağlı sonuçları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) “Yönetim Kurulunun Görev ve Yetkileri” bölümünün altında 376. maddesinde düzenlemiştir.

Bu yazımızda, ilgili madde hükmünde düzenlenen sermaye kaybı halleri (borca batıklık hariç), bu durumların nasıl tespit edileceği ve bu hallerin oluşması halinde alınması gereken tedbirler irdelenecektir.

II. SERMAYE KAYBI VE TESPİTİ

TTK’nın 376. madde hükmü aşağıdaki şekildedir:

“(1) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.

(2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.

(3) Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister. Meğerki, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur.”