Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

TÜRKPATENT Yetkisinin Yürürlüğe Girmesinin Ardından Markanın İdari Kararla İptalinin Doğuracağı Olası Sorunlar

Possible Problems Caused by Cancellation of the Trademark by Administrative Decision After TURKPATENT Authority Entering Into Force

Deniz TOPÇU

Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yeni bir sistem olarak getirdiği ve idari karara bağladığı “markanın iptali” düzenlemesinin yürürlüğü, uygulayacak makam yönünden, 11.01.2024’e kadar ertelenmiş ve böylelikle bu sistemin doğuracağı sorunlar da bir süreliğine tartışmadan uzak kalmıştır. Nitekim markanın iptali gerekçeleri yeni düzenleme olmayıp, bugüne kadar içerik olarak zaten uygulanmış ve Mahkemelerce hükme bağlanmıştır. Artık erteleme süresi dolmak üzere olup markanın idari kararla iptali yürürlüğe gireceğinden, TÜRKPATENT’in yetkisini nasıl kullanacağı ve kullanırken doğacak usul sorunları açısından ayrıntılı düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.

Markanın İptali, İdari İptal, İptal Davası, Markanın Kullanılmaması, Markanın İptali Yürürlük Sorunu.

The enforcement of the “cancellation of the trademark” regulation, introduced as a new system by the Industrial Property Law and subject to an administrative decision, was postponed until 11.01.2024 by the authority that will implement it, and thus, the problems that this system would cause were left out of discussion for a while. As a matter of fact, the grounds for cancellation of the trademark are not a new regulation, but have already been implemented in terms of content and ruled by the Courts. Since the postponement period is about to expire and the cancellation of the trademark by administrative decision will come into force, detailed regulations are needed in terms of how TURKPATENT will use its authority and the procedural problems that may arise when using it.

Cancellation of the Trademark, Administrative Cancellation, Cancellation Case, Non-Use of the Trademark, Enforcement Issue of Trademark Cancellation.

I. GİRİŞ

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK), 22.12.2016 tarihinde TBMM’de kabul edilmiş, 10.01.2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Sınai mülkiyet hakları açısından 1995’ten, bu Kanun kabul edilene kadarki süreçte yaşanan Kanun Hükmünde Kararnameler serisinden1 sonra, özellikle uygulamacılar açısından pek çok yenilik gelmiş; yeniliklere uyum açısından da harekete geçilmiştir. Kanunla getirilen önemli yeniliklerden biri de “markanın iptali” adı altında yeni bir düzenleme getirilmesi olmuştur.

SMK’nın 26. maddesinde “markanın iptali”2 adı altında getirilen düzenlemeye göre; belirli şartların varlığı halinde, üçüncü kişiler tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) nezdinde tescilli bir markanın iptali ile sicilden silinmesi istenebilecektir. Diğer deyişle bir marka hakkının sona erdirilmesi sağlanacaktır. 2015/2436 sayılı AB Marka Direktifi’nin3 genel hükümler 32. maddesi ile AB üyesi taraflara markanın gerçekten kullanıldığı ölçüde korunması, ciddi kullanımı olmayan markaların iptaline imkan verilmesi ve 45. maddesi ile de markanın iptali veya hükümsüzlüğü konusunda etkin bir yol olarak idari süreci oluşturmaları yükümlülüğü getirilmiştir. 45. maddede gösterilen bu yükümlülük için 54. madde ile 14 Ocak 2023 tarihine kadar süre verilmiştir. Türkiye de SMK’daki bu yeni düzenlemeyle AB ölçeğindeki düzenlemelere uyumluluğu sağlamaya yaklaşmıştır.

II. SMK ÖNCESİ DURUM

SMK öncesi dönemde, 556 sayılı KHK’nın -Anayasa Mahkemesi’nin iptali öncesi ilk halinde- 42. maddesinde “markanın hükümsüzlüğü” başlığı altında sayılan bazı sebeplere dayanılarak markanın hükümsüzlüğünün dava edilebileceği düzenlenmişti. Bu dönemde KHK düzenlemesi bir “iptal davası” düzenlemesini ayrıca içermeyip, hükümsüzlük davası içinde bugün SMK’da yer verilen iptal sebeplerini de içermekteydi. Bu çerçevede bugün iptal sebepleri olarak görülen bazı sebepler;

- 14. maddeye aykırılık (bugün markanın kullanılmaması olarak adlandırdığımız sebep) [KHK m.42/1 (c)],

- Markanın yaygın ad haline gelmesi [KHK m.42/1 (d)],

- Markanın, mal veya hizmetlerin nitelik, kalite, üretim yeri ve coğrafi kaynağı konusunda halkta yanlış anlama ihtimali doğurması [KHK m.42/1 (e)],

- 59. maddeye aykırı kullanım (Ortak ve garanti markalarında teknik yönetmeliğe aykırı kullanım) [KHK m.42/1 (f)],