Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Limited Ortaklıkta Nama Yazılı Pay Senetlerinin Devri

Transfer of Registered Shares in Limited Partnership

Recep ORHAN

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile limited şirketlerde köklü değişiklikler yapılmıştır. Bu önemli değişikliklerin bir bölümü de esas sermaye pay devri konusunda gerçekleşmiştir. Özellikle esas sermaye payının devri ve tedavülü kolaylaştırılarak limited şirketin sermaye şirketi niteliği güçlendirilerek şahıs şirketi özelliği zayıflatılmıştır. Esas sermaye payı ortaklık hakkı sunması nedeniyle önem taşımaktadır. Esas sermaye payının geçişi yöntemlerinden biri de devirdir. Esas sermaye payının devri hususunda TTK ile yapılan değişikliklerle pay devri daha da kolaylaştırılmış ve limited şirketler sermaye şirketlerine yakınlaştırılmıştır. Esas sermaye payının ispat aracı şeklinde veya nama yazılı pay senedi olarak düzenlenebileceği TTK sistematiğinde hüküm altına alınmıştır. Nama yazılı esas sermaye pay senedinin niteliği ile devir ve tedavülü hususları ticari hayattaki kullanılma sıklıkları nedeniyle oldukça önem arz etmektedir. Nama yazılı esas sermaye pay senetlerinin kıymetli evrak niteliğinde olup olmadığı ve bu bağlamda devrine ilişkin olarak bazı konularda öğretide tartışmalı konular bulunmaktadır. Bu nedenlerle çalışmamızda limited şirkette nama yazılı esas sermaye pay senetlerinin devri konusu, öğretide görüş farklılığı olan hususlar ve bu konulardaki Yargıtay görüşleri ele alınarak incelenmiştir.

Limited Şirket, Esas Sermaye Payı, Nama Yazılı Senet, Payın Devri ve Şartları.

With the Turkish Commercial Code No. 6102 (TCC), fundamental changes have been made in limited liability companies. Some of these important amendments have been realised with respect to the transfer of shares of the share capital. In particular, by facilitating the transfer and circulation of the main capital share, the capital company characteristic of the limited liability company has been strengthened and the private company characteristic has been weakened. The share of the share capital is important as it provides shareholding rights. One of the methods of transfer of the capital share is transfer. With the amendments made to the TCC, the transfer of shares has been further facilitated and limited liability companies have been brought closer to capital companies. The systematics of the TCC stipulates that the share of the share capital may be issued as a proof instrument or as registered share certificates. The nature, transfer and circulation of registered share certificates are of great importance due to their frequency of use in commercial life. There are controversial issues in the doctrine on the question of the nature of negotiable instruments and the conditions regarding the transfer of registered capital share certificates. For these reasons, in our study, the issue of transfer of registered capital share certificates in limited liability companies is analysed by discussing the issues that have differences of opinion in the doctrine and the opinions of the Court of Cassation on these issues.

Limited Liability Company, Basic Capital Share, Registered Deed, Transfer and Terms of the Share.

GİRİŞ

Limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından yasal olarak yasak olmayan her türlü iktisadi amaçla kurulabilen, ortaklık borçlarından dolayı ortakların ilke olarak yalnızca koymayı vaad ettikleri esas sermaye payı ile sınırlı ve sadece şirkete karşı sorumluluklarının bulunduğu, esas sermayesi belirli ve bu esas sermaye paylarının toplamından oluşan şirket türüdür. 6102 sayılı TTK ile getirilen yeniliklerle limited şirketin sermaye şirketi özellikleri güçlendirilmekle birlikte, TTK m. 124 hükmünde açıkça sermaye şirketi olduğu da kabul edilmiştir. Özellikle de esas sermaye payının devrinde örneğin genel kurul onayı için özel bir karar nisabı aranmaması, payın devrinin kolaylaştırılması, bir ortak bir pay ilkesinin terkedilmesi hususları göz önüne alındığında limited şirketin anonim şirketlere yakınlaştırıldığı söylenebilecektir.

Limited şirketlerde esas sermaye payının geçiş yöntemlerinden biri de pay devridir. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda (eTK) olduğu gibi 6102 sayılı TTK’da da esas sermaye payının devri için yazılı devir sözleşmesi ve taraf imzalarının noter tarafından onaylanması gerekir. Yine esas sözleşmede aksi yönde bir düzenleme bulunmadıkça genel kurulun devre onay vermesiyle birlikte pay devir işlemi tamamlanmış olacaktır. Payın devredilmesiyle beraber devreden ortaklıktan çıkacak, devralan ise mülkiyetine geçirdiği esas sermaye payının sağladığı haklara kavuşacak ve yükümlülüklerine de katlanacaktır.

Limited şirket esas sermaye payının ispat aracı şeklinde veya nama yazılı senet olarak çıkarılması da mümkündür. Çalışmamızın da konusunu oluşturan nama yazılı esas sermaye pay senetlerinin devrinde çıplak esas sermaye payların devrinin düzenlendiği TTK m. 595 hükmü uygulama alanı bulacaktır.

Nama yazılı esas sermaye pay senetlerinin devri konusunun daha iyi anlaşılabilmesi adına öncelikle nama yazılı pay senedinin hukuki niteliği ve bu bağlamda kıymetli evrak niteliğine sahip olup olmadığı incelenmiş, bu hususta öğretideki görüş farklılıklarına yer verilmiştir. Çünkü 6762 sayılı eTK düzenlemesinde limited şirkette nama yazılı esas sermaye payının çıkarılması mümkün olsa da bu senetlerin kıymetli evrak niteliğinde değil, ancak ispat aracı olarak çıkarıldığı belirtilmişti. Oysa 6102 sayılı TTK’da nama yazılı pay senedinin niteliği hususunda bir düzenleme yapılmadığından bu husus tartışmalara neden olmuştur.

Limited şirketlerde nama yazılı düzenlenen esas sermaye pay senedinin ticari hayattaki önemine binaen bu pay senetlerinin niteliğine ilişkin tartışmalar, nama yazılı pay senedinin devrinin şartları ve devir esnasında ortaya çıkabilecek sorunlar, devre ilişkin tartışmalı konularda öğretideki görüşler ve çözüm önerileri, yine devir sonrası özellikle pay defterine kayıt ve ticaret siciline tescil hususundaki görüşler 6762 sayılı eTK ve 6102 sayılı TTK ile karşılaştırmalı olarak ve Yargıtay kararları ile desteklenerek ele alınmış, limited şirketlerde nama yazılı pay senetlerinin devrinin daha güvenli ve anlaşılır şekillerde gerçekleştirilmesine katkı sağlamak ve literatüre faydalı olmak amaçlarıyla konu işlenmeye çalışılmıştır.

I. LİMİTED ORTAKLIK ESAS SERMAYE PAYI VE PAYIN SENEDE BAĞLANMASI

Esas sermaye payı, limited şirkette ortaklık sıfatı bahşeden ve bu nedenle hak ve yükümlülükleri bünyesinde barındıran bir bütündür1 . Diğer bir ifadeyle esas sermaye payı, şirket esas sermayesinin bir parçası olup, her ortağın mutlaka taahhüt etmesi gereken, ortak ile şirket arasındaki tüm hak ve borçların karşılığıdır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda (eTK) esas sermaye payı kavramı için “sermaye payı, şirket payı, katılma payı” gibi terimler kullanılmakta ve terim konusunda uygulama birliği bulunmamaktaydı2 . 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile birlikte esas sermaye payı terimi kullanılarak bu farklılığa son verilmiştir.

TTK 580/1 maddesine göre limited ortaklığın esas sermaye tutarı en az on bin Türk Lirası olmakla beraber, bu esas sermaye miktarının şirket esas sözleşmesinde belirtilmesi de mecburidir. TTK 580/2 maddesi gereğince maddede belirtilen en az tutar Cumhurbaşkanınca on katına kadar artırılabilecektir3 .

Limited ortaklıkta her bir ortak farklı sayıda esas sermaye payına sahip olabilir. Esas sermaye paylarının itibari değerleri de birbirinde farklı olabilmektedir. Ancak TTK 583/1 maddesi gereğince limited ortaklıkta esas sermaye paylarının itibari değerleri 25 Türk Lirası ve katları şeklinde olmalıdır. Bu madde hükmüne uyulmadan çıkarılan esas sermaye payları geçerli olmayacak ve bu nedenden kaynaklanan zararlardan ilgililerin sorumlulukları gündeme gelecektir4 .

TTK 583/3 maddesindeki “Bir ortak birden fazla esas sermaye payına sahip olabilir” hükmü ile eTK’da yer alan ortak sayısı ile pay sayısının eşit olacağına ilişkin payın bütünlüğü ve bölünmezliği ilkesinin uygulanmasına son verilerek esas sermaye payının devri kolaylaştırılmış ve bu şekilde limited şirketlerin sermaye şirketi özellikleri güç kazanmıştır5 .

TTK 593/2 maddesinde esas sermaye pay senetlerinin ispat aracı şeklinde veya nama yazılı olarak düzenleneceği belirtilmiştir. Her ne kadar maddede “düzenlenir” ibaresi kullanılarak sanki esas sermaye pay senetlerinin ispat aracı şeklinde ya da nama yazılı olarak düzenlenmesinin bir gereklilik olduğu şeklinde anlam çıkmakta ise de, maddenin gerekçesinde de ifade edildiği üzere esas sermaye payının senede bağlanması gibi bir zorunluluk bulunmayıp, hiçbir senede bağlanmadan çıplak pay olarak çıkarılabileceği, ispat aracı şeklinde ya da nama yazılı olarak senede bağlanabilmesi de seçenekler arasındadır6 .

TTK 593/2 maddesinin aksine eTK 518/3 maddesinde esas sermaye payının kıymetli evrak vasfında olmamak şartıyla senede bağlanabileceğini, yani nama yazılı olarak düzenlenemeyeceğini ancak ispat aracı şeklinde düzenlenebileceğini hüküm altına almıştı7 . Ayrıca eTK zamanında ispat aracı şekline düzenlenen pay senetlerinin devredilemeyeceği de düzenlenmişti8 . Esas sermaye payının kıymetli evrak niteliğinde senede bağlanmasının kesin olarak engellenmesinin amacı ise payın kolayca dolaşımının önüne geçilmesiydi ve bu nedenle senede bağlı esas sermaye payının kıymetli evrak niteliğinde olması halinde payın geçersiz olduğu kabul edilmekteydi9 . TTK ile birlikte limited şirket esas sermaye payının nama yazılı senede bağlanmasının da önü açılmıştır.

Esas sermaye payının ispat aracı şeklinde veya nama yazılı olarak çıkarılabilmesi için bu hususta ortaklık esas sözleşmesinde düzenleme bulunmasına gerek bulunmamaktadır10 . Her ne kadar kanunda bu hususta bir düzenleme bulunmasa da doktrinde esas sermaye paylarının senede bağlanması hususunda karar alma yetkisinin genel kurulda olduğu, bu kararın ortaklık müdürlerince uygulanarak senede bağlı pay çıkarılabileceği, şirket ortaklarının ise kendi esas sermaye paylarının senede bağlanması yönünde bir talepte bulunmalarının söz konusu olmadığı kabul edilmektedir11 .

Esas sermaye payları gerek ispat aracı şeklinde gerekse nama yazılı senet olarak çıkarılsın, TTK 593/2 maddesindeki düzenleme gereği, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri, ağırlaştırılmış veya bütün ortakları kapsayacak biçimde düzenlenmiş rekabet yasağı ve şirket sözleşmesinde öngörülmüş önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım haklarına, bu pay senetlerinde ve pay devir sözleşmesinde açık olarak yer verilmesi gerekir. Bu hususların düzenlenecek pay senedinde ve pay devir sözleşmesinde belirtilme zorunluluğu açıklık ilkesinin bir gereğidir12 . Ancak bu kayıtların senette ve devir sözleşmesinde yer almamasının senedi ve devir sözleşmesini geçersiz hale getirip getirmeyeceği hususu tartışmalıdır13 .