Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Cinsel Saldırı ve Cinsel İstismar Suçlarının Hafif Şekli: Sarkıntılık

A Mild Form of the Crime of Sexual Assault and Sexual Abuse: Molestation

Alahattin ŞİMŞEK

Çalışma kapsamında 6545 s. Kanun ile 5237 s. TCK m.102 ve 103’e getirilen suçun daha az cezayı gerektiren hafif şekli olan sarkıntılık kapsamında ki hareketlerin tespiti ve bunların suçun basit halinden ayrılması konusunda tespitler yapılmaya çalışılmıştır. Bu tespitlerde 765 s. TCK döneminde ki “Sarkıntılık Suçu” (m.421) uygulaması yön gösterici niteliktedir. Sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel saldırı veya cinsel istismar suçları suçun yapısal unsuru çerçevesinde ele alınarak sarkıntılık kavramı her yönüyle ele alınmaya çalışılmıştır.

Sarkıntılık, Sarkıntılık Düzeyi, Cinsel Saldırı, Cinsel İstismar.

Within the scope of this article, it is attempted to evaluate the acts determined as “remaining at the level of molestation” in the section 102 and 103 of 5237 numbered Turkish Criminal Code which was altered by 6545 numbered Code and acts’ separation from the simple form of the crime. These evaluations are guided by the application of “the Crime of Molestation” (s.421) in the period of 765 numbered Turkish Criminal Code. It is attempted to address every aspect of the concept of molestation by handling the crimes of sexual assault or sexual abuse remaining at the level of molestation within the framework of the structural components of the crime of molestation.

Molestation, Molestation Level, Sexual Assault, Sexual Abuse.

I. GENEL OLARAK

Cinsel suçlar, insan özgürlüğünü, onurunu, şeref ve haysiyetini, vücut bütünlüğünü korumanın yanında toplumsal ahlak ve değerleri de yakından ilgilendiren insanlık tarihi kadar eski bir suç grubudur. İnsanlar tarih boyunca sürekli olarak bu suçların mağduru veya faili olmuştur. İnsanların cinsel arzu ve dürtülerinin var olduğu sürece de her ülkede ve her insan topluluğunda farklı şekillerde ortaya çıkabilecek en tipik temel suç çeşididir.

İnsanoğlu açısından cinsellik, bir yandan tabiatın kanunlarına, diğer yandan toplumsal kurallar çerçevesinde etik değerlere tâbidir.1 Bu nedenle, tarihin her döneminde, insan hayatı içinde ayrılmaz bir parça teşkil eden cinsellik, dönemlere göre değişen sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel yapıların taşıdığı anlayış çerçevesinde şekillenen ahlak kuraları ile döneme özgü toplumsal kurallar ve toplumsal anlayış çerçevesinde cinsel suçlar düzenlenme yoluna gidilmiştir. Bu toplumsal anlayış farklılıklarından dolayı, evrensel cinsel suçlar anlayışına ve tanımına da ulaşılamamıştır.2

Cinsel suçlar; bireysel özgürlükler, cinsel özgürlükler, cinsel dokunulmazlıklar, toplumsal hassasiyetler ile aile düzeni ve çocukların korunması gibi mülahazalarla bir kısım cinsel davranışların müeyyide altına alınması ile doğmaktadır. Bu belirlemede ise özellikle bir başkası üzerinde bedensel ya da psikolojik üstünlük kurmak suretiyle cinsel amaç ya da yöntemler içeren davranışlarla gerçekleştirilen suçlar temel cinsel suçlar olduğu ifade edilebilir.3 Burada gerçekleştirilen cinsel davranışı gayr-ı hukuki yapan herhangi bir sebeple meşru bir “rıza”nın olmayışı olabileceği gibi “rıza” gösteremeyecek derecede temyiz kudreti yoksunluğu ya da kanun koyucu tarafından gösterilen “rıza”nın meşru kabul edilemeyişi de olabilir. Bu çerçevede cinsel suçlar, sözlü ifadeden başlayıp ilişki boyutuna varacak şekilde geniş bir perspektifte yer alan eylemleri içerisinde barındıran suçlar olarak ifade edilebilir.