Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Eleştirel Irk Kuramı ve Irkın Hukuk Tarafından Belirlenmesi

Critical Race Theory and the Legal Construction of Race

Fatma Süzgün ŞAHİN ÜNVER

Amerikan toplumunun ve hukuk sisteminin kendine özgü tarihsel koşulları altında ortaya çıkan Eleştirel Irk Kuramı ırkın hukuk tarafından da inşa edilip şekillendirildiği ve Amerikan toplumunda ve ilk bakışta tarafsız görünen yargı da dahil olmak üzere Amerikan kurumlarında ırkçılığın bir istisna değil aksine toplumun normali olduğu tezlerinden hareketle ırk ve ırkçılık sorunlarının çözümlerinin gerçekte hiç de kolay olmadığını gözler önüne sermektedir. Hareketin tespitine göre Amerika Birleşik Devletleri’nde eşitlik yolundaki tüm önemli atılımlar ancak beyaz elitlerin çıkarları için de uygun oldukları zaman hayata geçirilebilmiştir. Eleştirel Irk Kuramı, mevcut hukuk sistemini ve yargı kararlarını hukukun tarafsız olmadığı tespitinden hareketle eleştirir ve hukukta ırkın oynadığı role dikkat çekmeyi amaçlar. Bu çalışmada Kıta Avrupası hukuk düşüncesinde etkileri ancak dolaylı şekilde görülen Eleştirel Irk Kuramı’nın ortaya çıkışı, temel özellikleri, karşıt öykü anlatıcılığıyla getirdiği metodolojik yenilikler ve başka eleştirel yaklaşımlarla ilişkileri genel hatlarıyla tasvir edilecek, Kuramın teorik ve ampirik çalışmalara etki edebilecek yönlerine dikkat çekilmeye çalışılacak ve nihayet Amerika Birleşik Devletleri dışında da sosyo-hukuki çalışmalara anlamlı bir katkısının mümkün olup olmadığı değerlendirilecektir.

Irk Ayrımı, Çıkarların Ortaklaşması, Kesişimsellik, Karşıt Öykü Anlatıcılığı, Renk Körü Anayasacılık, İç Sömürgecilik.

The Critical Race Theory, which emerged under the specific historical conditions of the American society and the American legal system, is based on the theses that race is constructed and shaped by the law and that racism is not the exception but the norm in American society and American institutions, including the seemingly neutral judiciary, demonstrating that solutions to the problems of race and racism are in fact not simple. The movement demonstrates that all major breakthroughs towards equality in the United States could only be realized when they were also suitable for the interests of the white elites. The Critical Race Theory criticizes the existing legal system and precedents on the basis that the law is not impartial and aims to draw attention to the role of race in law. In this study, the emergence of Critical Race Theory, the effects of which can only be seen indirectly on Continental European legal thought, its main tenets, the methodological innovations it brings with its counter-storytelling and its relations with other critical approaches will be outlined in general terms, the aspects of the Theory that can influence theoretical and empirical studies will be pointed out, and finally, it will be evaluated whether it is possible to make a meaningful contribution to socio-legal studies outside the United States.

Racial Segregation, Interest Convergence, Intersectionality, Counter-Storytelling, Color-Blind Constitutionalism, Internal Colonialism.

GİRİŞ

Amerika Birleşik Devletleri’nde sosyo-hukuki çalışmalar açısından oldukça önemli bir konum kazanan ve başta hukuk fakülteleri olmak üzere sosyal bilimler eğitiminde önemli etkisi olan Eleştirel Irk Kuramı, Amerika Birleşik Devletleri eski başkanı Donald Trump’ın söz konusu kurama açıkça retorik bir savaş ilan etmesiyle birlikte akademik tartışma alanının sınırlarını aşarak gündelik siyasi tartışma alanının da gündeminde yer almaya başladı. 22 Eylül 2020’de yayımlanan 13950 sayılı başkanlık kararnamesinde hükümet kurumlarına “bulaşan” bir “habis ideoloji”nin mevcudiyetini ileri sürülmekteydi.1 Kararnamede açıkça ismi zikredilmemekteyse de dönemin başkanının “habis ideoloji” ifadesinin Eleştirel Irk Kuramına bir gönderme olduğu bilinmektedir. Kararnamenin amacı saldırgan ve Amerikan karşıtı ırk ve cinsiyet kalıpları ve haksız suçlamalarla mücadele olarak açıklanmaktadır. Gettysburg Muharebesi, Montgomery otobüs boykotu, Selma-Montgomery yürüyüşleri gibi Amerikan tarihinde sivil haklar mücadelesinin önemli dönüm noktalarına2, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesinde yer alan tüm insanların eşit yaratıldığı inancına, Amerikan İç Savaşı’nda yer alan siyah askerlere ve hatta Dr. Martin Luther King Jr.’a atıfla ırk ayrımı gözetilmemesinin Amerika Birleşik Devletleri için tarihsel önemine vurgu yapılan metinde Martin Luther King’in meşhur “bir hayalim var” konuşmasının üzerinden geçen elli yedi yıl içerisinde bu yolda büyük bir ilerleme kaydedildiği savunulmaktadır. Buna karşılık başkanlık kararnamesinde, günümüzde her bireyin eşit onuru üzerinden değil kolektif toplumsal ve siyasal kimliklere dayanan hiyerarşiler üzerinden farklı bir Amerika anlayışı ortaya koymaya çalışanlar olduğu ileri sürülmekte ve bu ideolojinin kaynağında da Amerika’nın geri dönülemez bir biçimde ırkçı ve cinsiyetçi bir ülke olduğu, bazı kişilerin salt ırk yahut cinsiyetlerinden dolayı baskıcı olduğu ve ırk kimliklerinin ve cinsel kimliklerin Amerikalı yahut insan olma statüsünden daha önemli olduğu yolundaki kötücül ve hatalı inancın olduğu belirtilmektedir. Görüldüğü üzere başkanlık kararnamesinin teorik temelleri insan onuru ve eşit yurttaşlık kavramları üzerinde şekillendirilmeye çalışılmıştır. Başkanlık kararnamesinde Eleştirel Irk Kuramıyla bağlantılı faaliyetlere örnekler verilerek bu tip ırk stereotiplerine mükelleflerin ödediği vergilerle destek verilemeyeceği, üstelik araştırmaların suçlama odaklı çoğulculuk eğitimlerinin önyargıları kuvvetlendirdiğine ve azınlıkların olanaklarını azalttığına dikkat çekilmiştir.3 Böylelikle Eleştirel Irk Kuramına dayanan bilginin kamusal alanda federal kurumların dahil olduğu çalışmalar aracılığıyla yayılması yahut desteklenmesi insan onuru ve eşitlik gerekçesiyle fiilen yasaklanmıştır.

Eleştirel Irk Kuramını federal kurumların dışında tutmayı amaçlayan 22 Eylül 2020 tarihli Başkanlık Kararnamesi, 20 Ocak 2021 tarihinde göreve gelen, kırk altıncı Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden’ın aynı gün yürürlüğe koyduğu Irk Eşitliğinin Güçlendirilmesi ve Yetersiz Hizmet Alan Toplulukların Federal Hükümet Aracılığıyla Desteklenmesine Dair Başkanlık Kararnamesi ile ilga edilmiştir. Bu defa başkanlık kararnamesiyle fırsat eşitliğinin Amerikan demokrasisinin temeli olduğu ve farklılıkların Amerika Birleşik Devletleri’nin en önemli kuvvetli yönlerinden bir olduğu ancak birçok kişinin “Amerikan Rüyasına” erişme olanağının olmadığı ifade edilmektedir. Söz konusu kararla; yasalarda, kamu siyasalarında, kamu kurumlarında ve özel kurumlarda yerleşik eşitsizliklerin olduğu kabul edilmiş ve “yetersiz hizmet alan” topluluklar şeklinde adlandırılan ve ekonomik, sosyal ve medeni yaşama katılımda tam fırsat eşitliğinden sistematik olarak yararlanmaktan mahrum bırakılan, ortak nitelikler taşıyan insan toplulukları ve coğrafi topluluklar olarak tanımlanan gruplar üzerinden ve bunların katılımıyla herkesin adil, hakkaniyetli ve eşit muamele görmesini sağlayacak siyasaların oluşturulması bir hedef olarak gösterilmiştir. Kararnamede sınırlayıcı olmaksızın örnek kabilinden sayılan yetersiz hizmet alan topluluklar şunlardır: siyahlar, Latinler, yerli ve yerel halkların mensupları, Asyalı Amerikalılar ve Pasifik Adaları kökenliler ve diğer renkli ırkların mensupları; dini azınlık mensupları, LGBTQ+ bireyler; engelliler, kırsal alanlarda yaşayanlar ve başka biçimlerde kalıcı yoksulluk ve eşitsizlik mağduru olan kişiler.4 Görüleceği üzere Başkanlık Kararnamesinde sayılan yetersiz hizmet alan topluluklar eleştirel ırk kuramının konusu olan gruplarla büyük ölçüde kesişmekle birlikte doğrudan aynı değildir ancak 2021 tarihli Başkanlık Kararnamesiyle birlikte, Eleştirel Irk Kuramı ismi yine açıkça zikredilmese de Eleştirel Irk Kuramının birikimlerinin federal kurumlar bağlamında kamusal alandan dışlanmasından vazgeçildiğini tespit etmek olanaklıdır.

Ortaya çıktığı yıllarda Eleştirel Hukuk Çalışmalarının bir yan dalı olarak algılanmasına karşın son dönemde hem akademik hem de siyasal alanda önemini artıran Eleştirel Irk Çalışmaları ilk bakışta Amerika Birleşik Devletleri’nin ve Amerikan toplumunun kendine özgü gelişim koşullarının bir ürünü ve bunlara karşı bir tepki olsa da5 bu kuram dahilindeki çalışma ve tespitlerin, başka felsefi ve akademik gelenekler dahilindeki sosyo-hukuki çalışmalar açısından da büyük öneme sahip olduğu açıktır. Bu çalışmada öncelikle ülkemizde akademik olarak henüz çok fazla tartışılmayan ancak farklı toplumların dinamiklerinin en azından bazılarının yorumlanmasında büyük katkısı olabilecek Eleştirel Irk Kuramının nasıl tanımlanabileceği ve ayırt edici özellikleri, gelişim süreci betimlenmekte ve ardından sosyo-hukuki çalışmalar açısından Eleştirel Irk Kuramının güncelliği, farklı felsefi ve akademik çevreler açısından bu kuramın etkileri ve değeri tartışılmaktadır.