Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Artık Değere Katılma ve Değer Artış Payı Alacağında Zamanaşımı

Zafer ZEYTİN

ÖZET:

Her alacak gibi, artık değere katılma alacağı ile değer artış payı alacağının da hak sahibince sınırsız olarak ileri sürülebilmesi mümkün değildir. Eşler arasındaki evlilik birliğinin temelinde bir aile hukuku sözleşme ilişkisinin yatması ve Türk Medeni Kanununda edinilmiş mallara katılma rejiminde doğan alacaklar için özel bir zamanaşımı düzenlemesinin bulunmaması nedeniyle, BK’nın 125. maddesindeki on yıllık zamanaşımı süresinin artık değere katılma alacağı ve değer artış payı alacağı için uygulanması hem ilgili yasal düzenlemelere hem düzenlemelerin amacına uygun olacaktır. Zamanaşımı, eşlerin anlaşarak mal rejimi tasfiye ettiği haller hariç, yasal mal rejiminin sona erdiği tarihte işlemeye başlar.

Anahtar Kelimeler: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, Artık Değere Katılma Alacağı, Değer Artış Payı Alacağı, Zamanaşımı.

I- Genel Olarak

2002 yılından itibaren yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu ile Türk aile hukukunda özellikle mal rejimi konusunda önemli değişikler olmuştur. Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği tarihe kadar eşler arasındaki yasal mal rejimi eski Türk Medeni Kanununa göre mal ayrılığı rejimi ydi. Mal ayrılığı rejimde, evlilik birliğinin sona erdiği hallerde eşlerden birinin diğerinin malvarlığı üzerinde evlilik birliğinden kaynaklanan bir hakkı yoktu. Eşler kendi malvarlığı değerlerinin, kural olarak tek sahibiydiler. Bu durum, evliliğin boşanma ile sona ermesinde özellikle ev kadını olup evlilik birliği süresince mal edinmemiş eşlerin aleyhine ekonomik sonuçlar doğuruyordu. Türk Medeni Kanununun yenilik olarak getirdiği yasal mal rejimi ‘edinilmiş mallara katılma’ özellikle bu tür olumsuz sonuçların önüne geçilmesi için yerinde olmuştur.

Bugün, eşler anlaşarak seçimlik mal rejimlerinden birini (mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı veya mal ortaklığı rejimini) kabul etmemişler ise, aralarında edinilmiş mallara katılma rejiminin yasal mal rejimi olarak geçerli olacağı TMK’nın 202. maddesinde kabul edilmiştir.1 Edinilmiş mallara katılma rejimi özü itibariyle mal ayrılığı rejimine dayanmaktadır, çünkü eşler yasal sınırlar içersinde mallarını (malların edinilmiş veya kişisel mal olmasına bakılmaksızın) yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptirler (TMK 223).2 Mal ayrılığı rejiminden en önemli farkı ise yasal mal rejiminin sona ermesinde eşlerden her birinin diğerinin mal rejimi süresince edindiği mallar üzerinden hesaplanan artık değeri üzerinden bir alacak hakkına sahip olmasıdır. Ancak mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin artık değere sahip olma yükümlülüğü kural olarak öngörülmemiştir. Yasal mal rejimi bu alacak hakkını eşlere evlilik birliğindeki ortaklığın ekonomik alandaki bir yansıması olarak tanımıştır. Eşlerin bu alacak hakkına sahip olmak için özel bir davranış içinde olmaları veya evlilik birliğine katkıda bulunmalarına gerek yoktur. Artık değer alacağı hakkını ortadan kaldıracak davranışlarda (TMK 236/f. 2)3 bulunmayan her eş diğer eşin artık değeri üzerinde, eşin iyi ya da kötü eş; kötü ana veya baba; aileye ekonomik katkısı olup olmadığına bakılmaksızın hak sahibidir. Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde eşin edinilmiş mallarından (aktif değer) bu mallara ait borçların (pasif değer) çıkartılması ile ortaya çıkan pozitif değer ‘artık değerdir’. Artık değer hesabında pasiflerin fazla, aktifin az olması nedeniyle ortaya çıkan negatif değere (değer eksilmesine) katılma söz konusu değildir (TMK 231/f. 2). Eşlerin artık değer alacağına sahip olmaları garanti altına alınmış değildir. Her iki eş için yapılan artık değer hesabı sonunda negatif değerler ortaya çıkarsa artık değer 0 (sıfır) olarak alınır ve bu halde her iki eşin de talep edebileceği bir artık değer alacağı söz konusu olmayacaktır. Edinilmiş mallar, eşlerin mal rejimi süresince özellikle çalışarak kazandıkları veya karşılık vererek edindikleri malvarlığı değerleridir (bkz. TMK 219, 220, 221). Eşler sözleşme ile farklı bir paylaşım esası kabul etmemişlerse (TMK 237), birbirlerinin artık değerinin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Eşlerin talep ettikleri bu alacak hakları onların takas yönünde iradeleri olup olmadığına bakılmaksızın kanun gereği takas edilir (TMK 236). Sonuçta artık değere katılma alacağı fazla olan eş, diğerinden bu alacağını talep edebilecektir.