Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Tahkim Müessesesinin Roma, İslâm ve Günümüz Türk Hukuklarındaki Görünümü

The Appearance of the Institution of Arbitration in Roman, Islamic and Today’s Turkish Law

Emrah GÖKMEN

Tahkim, tarafların aralarındaki uyuşmazlığın çözümünü hakeme tevdi ettikleri bir sözleşmedir. Uyuşmazlığın güvenilir üçüncü bir kişiye tevdi edilmesine ilişkin uygulamalar tahkimin kurumsal olmayan ilk örneklerini teşkil eder. Roma hukukunda ve İslâm hukukunda da tahkim, bu örnekler üzerinden ele alınmıştır. Bilhassa İslâm hukukunun klasik doktrininde tahkime ilişkin dönemin koşulları çerçevesinde bir teori oluşmuştur. Günümüzde ise tahkim, kurumsal ve uluslararası boyutlarda ele alınmakta ve giderek yaygınlaşmaktadır. Tarihsel süreçte tahkimin bir uyuşmazlık çözüm yolu olarak taşıdığı değer giderek artmıştır. Günümüzde tahkim pek çok açıdan tasnif edilmektedir. Bu çalışmada ihtiyarî ve iç tahkime odaklanılmıştır. Tarafların aralarındaki uyuşmazlığı hakeme tevdîi, genel olarak tahkim sözleşmesi ve hakem sözleşmesi üzerinden ele alınmaktadır. İslâm hukukunda hakem sözleşmesi müstakil bir sözleşme olarak ele alınmadığı için İslâm hukuku açısından konu, hakeme ilişkin özellikler şeklinde incelenmektedir. Tahkim sözleşmesinin hukukî niteliği, tahkime elverişlilik, şart ve süre, sona erme hâlleri ve kanun yolları tahkim sözleşmesi açısından öne çıkan başlıklardır. Hakemlere ilişkin özellikler bağlamında da hakemlerin nitelikleri ve sayıları ile kararlarının niteliğinin incelenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada esas itibariyle Roma, İslâm ve günümüz Türk hukuku benzerlikler ve farklılıklar yönüyle mukayese edilirken; diğer yandan da Roma hukukunun günümüz Türk hukukuna etkisi, İslâm hukuk sistemi ile günümüz Türk hukuku üzerinden Kıta Avrupası hukuk sisteminin mukayesesi, İslâm hukukunda tahkim teorisinin geliştirilmesi hususlarına ilişkin çeşitli çıkarımlar elde edilmiştir.

Roma Hukuku, İslâm Hukuku, Türk Hukuku, Tahkim, Mukayese.

Arbitration is an contract in which the parties entrust their dispute’s resolution to the arbitrator. Practices regarding the dispute’s transfer to a trusted third party constitute the arbitration’s first non-institutional examples. Arbitration in Roman law and Islamic law is also discussed through these examples. Especially in the classical doctrine of Islamic law, a theory regarding arbitration was formed within the framework of the period’s conditions. Today, arbitration is handled in institutional and international dimensions, is becoming increasingly common. In the historical process, the value of arbitration as a dispute resolution method has gradually increased. Today, arbitration is classified in many ways. This study focuses on discretionary and internal arbitration. The dispute that is submitted to arbitrator, is generally handled through arbitration and arbitrator contracts. The subject of arbitrator contract is examined in terms of features related to the arbitrator in Islamic law. Arbitration contract’s legal nature, its arbitrability, terms and duration, conditions of termination and remedies are prominent headings of the arbitration contract. In the context of characteristics of the arbitrators, it is necessary to examine the qualifications and numbers of the arbitrators and their decisions’ quality. In this study, while comparing Roman, Islamic and contemporary Turkish law in terms of similarities and differences; on the other hand, various inferences were obtained about the effects of Roman law on today’s Turkish law, the comparison of the Islamic legal system and the Continental European legal system through today’s Turkish law, and development of the arbitration theory in Islamic law.

Roman Law, Islamic Law, Turkish Law, Arbitration, Comparison.

GİRİŞ

İnsanlar arasındaki uyuşmazlıkların Habil ile Kabil’e kadar uzanan uzun bir geçmişi vardır. Topluluk hâlinde bir arada yaşayan insanların aralarındaki uyuşmazlıkları kaba kuvvete dönüştürmeden hukukî çerçevede çözüme kavuşturmaları toplumsal sürekliliğin ve güvenliğin sağlanması açısından oldukça önemlidir. Tahkim, devlet yargısı dışında, tarafların anlaşmaya dayalı olarak aralarındaki uyuşmazlığı çözme yöntemidir. Uyuşmazlıkların çözümünde tahkimin mi yoksa mahkemenin mi daha önce ortaya çıktığı tartışması bir yana, tahkim, basit ve resmî olmayan uygulamalarıyla hemen hemen her dönemde var olmuştur. Taraflar, çoğu kere aralarındaki uyuşmazlığı görüşüne itimat ettikleri objektif karar veren üçüncü bir kişiye açarak ondan uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasını istemişlerdir. Tahkimin bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak uygulanması hem Roma hukukunda hem de İslâm hukukunda mevcuttur.

Tahkim benzeri ilk uygulamaların görülmeye başlanmasıyla birlikte tahkim, giderek kurumsal bir yapıya kavuşmuştur. Günümüzde ulusal ve uluslararası boyutlarda uygulama alanı bulmaktadır. Hakemin uyuşmazlık konusu hakkında uzman olması, tahkimin gizli yürütülmesi, masrafların düşük olması, hızlı karar alınabilmesi gibi sebepler tahkimin giderek yaygınlaşmasını sağlamaktadır.

Bu çalışmada tahkim müessesi, Roma, İslâm ve günümüz Türk hukukları üzerinden mukayeseli olarak ele alınmaktadır. Üç hukuku mukayese eden bu çalışma ile Roma hukukunun günümüz Türk hukukuna etkileri, İslâm hukuk sisteminin Kıta Avrupası hukuk sistemiyle mukayesesi ve İslâm hukukunda tahkimin ele alınması ve geliştirilmesi hususları hedeflenmektedir. Ayrıca her üç hukuk arasındaki benzerlikler ve farklılıkların ortaya konulması ile mukayeseli hukuk düşüncesine mütevazı bir katkı sağlanması hedeflenmektedir. Çalışma planında; sırasıyla Roma, İslâm ve Türk hukuklarında tarafların aralarındaki uyuşmazlığı üçüncü kişiye tevdi etmesini konu edinen tahkim anlaşması ve taraflar ile hakem arasındaki ilişki ele alınmış, sonraki bölüm ise her üç hukukun mukayesesine ayrılmıştır.