Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Roma Hukukunda Advocatus ile Müvekkili Arasındaki Vekâlet Sözleşmesinde Ücret Meselesi

The Matter of Fee in the Contract of Mandate Between Advocatus and His Client in Roman Law

Ayşe Gül EKER

Roma usul hukuku kaynakları incelendiğinde, Roma’da davacı ya da davalıya, davanın hazırlık aşamasında ve/veya davanın görülmesi esnasında hukuki yardım sağlayan, aralarındaki mesleki farklılıkların sınırlarının günümüzdeki kadar net olmadığı, bazı profesyonellerin faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır. Advocatus da, müvekkili ile yaptığı vekâlet sözleşmesi (mandatum) kapsamında, müvekkilinin davasının hazırlığı ve takibi işlerinin ifasını üstelenen bu profesyonellerden biridir. Advocatus ile müvekkili arasındaki ilişkinin de dayanağı olan vekâlet sözleşmesi (mandatum) Romalılar ile yabancılar arasındaki ticari ilişkilerin artması sonucunda kavimler hukuku (ius gentium) sahasında şekilsiz bir sözleşme olarak ortaya çıkmıştır. Daha sonra Roma’nın sözleşmeler sisteminde rızaî sözleşmeler grubuna dâhil edilerek ius civile kapsamında yerini alınmıştır. Roma hukukunda vekâlet sözleşmesinin en ayırt edici özelliklerinden biri, vekâlet ilişkisi ile belirlenen iş veya hizmetin ifasının ücretsiz olarak gerçekleştirilmesidir. Bu durum vekâlet sözleşmesinin dostluğa ve fides’e (sadakat, güven, söze bağlılık) dayanan yapısından kaynaklanmaktadır. Romalılar, bir kimsenin, ücret karşılığında, bir iş veya hizmeti yerine getirmeyi üstlendiği sözleşmeleri ise yerine göre, hizmet sözleşmesi (locatio conductio operarum) veya eser sözleşmesi (locatio conductio operis) olarak kabul ediyorlardı. Vekâlet sözleşmesinin bu ayırt edici özelliğine rağmen, ifası üstlenilen işin, yüksek işlerden (artes liberales, operae liberales) biri olması durumunda, vekâlet verenin, vekile, kendi isteği ile şeref ücreti veya armağanı (honorarium) vermesi de yaygın bir adetti. Advocatus’un faaliyeti de yüksek işlerden kabul edildiğinden, müvekkillerin advocatus’lara da sık sık şeref ücreti verdikleri kaynaklardan anlaşılmaktadır. Bu makale ile Roma hukukunda vekâlet sözleşmesi (mandatum) hakkında genel olarak bilgi verilmesi ve advocatus ile müvekkili arasındaki vekâlet sözleşmesinde advocatus’un ücreti meselesi hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır.

Advocatus, Mandatum, Operae Liberalis, Honorarium, Senatus Consultum Claudianum, Lex Cincia de Muneribus et Donis, Senatus Consultum de Advocationibus.

When the sources of Roman procedural law are examined, it is understood that in Rome, there are some professionals who provide legal assistance to the plaintiff or the defendant during the preparation of the case and / or during the trial and the boundaries of professional differences between them are not as clear as today. Advocatus is one of these professionals who undertakes the preparation and pursue his client’s case within the scope of mandatum he made with his client. Mandatum, which is also the basis of the relationship between advocatus and his client, emerged as a informal contract in the field of ius gentium as a result of the increasing commercial relations between the Romans and foreigners. Later, it was included in the group of consensual contracts in Rome’s contract system and took its place within the scope of ius civile. One of the most distinguishing features of contract of mandate in Roman law is that the performance of the service determined by the mandate relationship is free of charge. This situation arises from the nature of the contract of mandate based on friendship and fides (loyalty, trust, commitment to the words). The Romans approved contracts in which a person undertakes to perform a service in return for a fee, according to the circumstances, either a service contract (locatio conductio operarum) or a independent contractor agreement (locatio conductio operis). Despite this distinctive feature of the contract of mandate, it was also common practice for the client to voluntarily give the agent an honor fee or gift (honorarium), if the undertaken service was one of the liberal arts (operae liberales). Since the activity of the advocatus is also considered to be among the liberal arts, it is understood from the sources that the clients often give the advocatus honor fees. With this article, it is aimed to give general information about mandatum in Roman law and to give information about the fee of the advocatus in mandatum between the advocatus and his client.

Advocatus, Mandatum, Operae Liberalis, Honorarium, Senatus Consultum Claudianum, Lex Cincia de Muneribus et Donis, Senatus Consultum de Advocationibus.

Giriş

Roma’da advocatus’un, bir davanın takibine ilişkin verdiği hizmetler, yüksek hizmetlerden (artes liberales, operae liberales1 ) biri olarak değerlendirilirdi2 . Bu nedenle advocatus ile müvekkili arasında, vekâlet sözleşmesine (mandatum) dayanan bir ilişki meydana geldiği kabul edilirdi3 . Bu durumun en önemli sebeplerinden biri, yüksek hizmetlerin yerine getirilmesi karşılığında bir ücret talep edilememesidir4 .

Bu nedenle, bu hizmetlerin yerine getirilmesinin, belirli bir ücret (merces5 ) karşılığı, bir işin ya da bir hizmetin görülmesini konu edinen hizmet sözleşmesi (locatio conductio operarum) veya yerine göre, bir eserin meydana getirilmesini konu edinen eser sözleşmesi (locatio conductio operis) ile sağlanması söz konusu olamazdı6 .

Dolayısıyla advocatus ile müvekkili arasındaki ilişkinin, vekilin (mandatarius) vekâlet verenin (mandans, mandator) verdiği işi ya da hizmeti, ücretsiz olarak yerine getirme yükümlülüğü altına girdiği vekâlet sözleşmesi (mandatum) ile düzenlenmesi benimsenmiştir7 .

Roma’da advocatus’un verdiği, müvekkilin davasını mahkemede ileri sürmek, davalarda onu temsil etmek veya ihtilafa ilişkin ikna edici konuşmalar hazırlamak gibi hizmetler ücretsiz olmakla birlikte, vekâlet verenin, dilerse gönüllü olarak, kendisinden yardım istenmesini bir onur, şeref olarak gören advocatus’a bir miktar honorarium (şeref ücreti, ödülü) vermesi mümkündü8 . Kaynaklardan, Roma’da bazı kanuni yasaklamalar getirilmiş olsa da, yaptırım uygulanmadığından, Cumhuriyet döneminin sonlarına kadar advocatus’a, müvekkilin honorarium ödeme geleneğinin devam ettiği anlaşılmaktadır.

İmparatorluk döneminin başlarında ise honorarium verilmesine dair sınırlamalar ve yasaklar koyulmakla birlikte, zaman içinde honorarium’un advocatus’un hakkı olduğuna ilişkin düşünceler yaygınlaşmıştır.

I. Genel Olarak Roma Hukukunda Vekâlet Sözleşmesi ()

Roma borçlar hukukuna göre mandatum9 , bir kimsenin, diğer bir kimse tarafından verilen işi ya da hizmeti, ücretsiz olarak yerine getirmeyi üstlendiği bir sözleşmedir10 .

Vekâlet sözleşmesinde, vekâlet veren (mandans, mandator) ve vekil (mandatarius11 ) olmak üzere iki taraf vardır. Taraflardan biri olarak vekâlet veren, bir işi ve hizmeti karşılıksız ifa etmesi için, bir başkasına veren kimsedir12 .

Sözleşmenin diğer tarafı olan vekil ise ücretsiz olarak, vekâlet veren tarafından kendisine tevdi edilen işi görmeyi veya hizmeti yerine getirmeyi kabul eden kimsedir13 .

Roma’da vekâlet sözleşmesi ile görülmek üzere verilen işin, vekâlet verenin menfaatine (mandatum mea gratia) veya üçüncü bir kişinin menfaatine (mandatum aliena gratia) ya da vekâlet veren ile birlikte vekilin menfaatine (mandatum mea et tua gratia) olması aranırdı14 . Bunun yanında kaynaklarda sadece vekilin menfaatine (mandatum tua gratia) verilen işin, vekâletten ziyade tavsiye (consilium) niteliğinde olduğu ve bu nedenle borç doğurucu bir niteliği olmadığı ifade edilmektedir15 .

Roma hukukuna göre her türlü hukuki veya fiili faaliyet vekâlet sözleşmesinin konusunu teşkil edebilirdi16 . Buna göre vekâletin konusu, bir hukuki işlemin yapılması olabileceği gibi bir maddi fiilin gerçekleştirilmesi de olabilirdi17 . Dolayısıyla bir veya daha fazla sayıda işi yönetmek, malvarlığını yönetmek, bir başkası için girişimlerde bulunmak, çeşitli hukuki işlemler yapmak, üçüncü bir kişinin evini tamir etmek, kefil olmak, mahkemede bir davayı takip etmek, vb. faaliyetler mandatum’un konusunu oluşturabilirdi18 .

Vekâlet sözleşmesinin konusunu ahlaka, adaba ve hukuka uygun olması gerekirdi19 . Ayrıca imkânsız olan fiiller de vekâletin konusunu teşkil edemezdi20 . Bunun dışında, önceden ifa edilmiş olanı yapmaya ilişkin verilen vekâletler de geçerli kabul edilmezlerdi21 .

Roma hukuku kaynaklarında da ifade edildiği üzere, mandatum, rızâî bir sözleşmedir22 . Bu nedenle, tarafların, görülecek iş veya hizmet bakımından anlaşmaları ve vekilin de bu iş veya hizmetin ifasını üstlenmesi ile vekâlet sözleşmesi meydana gelmiş olurdu.

Vekâlet veren ve vekil, bu yöndeki iradelerini herhangi bir şekil şartına bağlı olmaksızın, karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklayarak, vekâlet sözleşmesini serbestçe kurabilirlerdi23 . Bu doğrultuda tarafların iradelerini, gerekirse haberci, ulak (nuntius)24 veya mektup (epistula) vasıtasıyla açıklamaları da mümkündü.

Bu bakımdan vekâlet sözleşmesini tek taraflı irade beyanıyla veya emir ya da yetki vermek suretiyle kurabilmek mümkün değildir25 .