Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anonim Ortaklıkta Bir Paya En Çok On Beş Oy Hakkı Tanınması ve İstisna Edilme Kararı

Granting a Maximum of Fifteen Voting Rights to One Share in a Joint Stock Company and Exemption Decision

Levent BİÇER, Zehra BADAK

TTK m. 479’da anonim ortaklıkta oy hakkında imtiyazın eşit itibari değerdeki paylara farklı sayıda oy hakkı verilmek suretiyle tanınacağı düzenlenmiş ve bir paya en çok on beş oy hakkı tanınabileceği kabul edilmiştir. Bu sınırlama ise kurumlaşmanın gerektirdiği veya haklı bir sebebin ispatlandığı durumlarda uygulanmayacaktır. Kanundaki bu düzenleme eTK’daki düzenlemeden hem itibari değeri esas alması hem de imtiyazlı oy sayısına sınırlama getirmesi yönüyle ayrılmaktadır. Bunun yanında sınırlamanın kaldırılmasına ilişkin istisna edilme kararı ise hukuk sistemimizde tamamen yeni bir kurumdur. Şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden alınacak bu karara dair kanundaki tek düzenleme talebin kurumlaşma veya haklı sebebe dayanması gerektiğidir. Öte yandan kararın ne zaman, kimler tarafından talep edilebileceği, koşulların ortadan kalkması halinde mahkemenin nasıl haberdar edileceği, imtiyazlı pay sahiplerinin onayının gerekip gerekmediği, mahkeme tarafından verilecek kararın içeriği gibi önemli ve doğrudan uygulamaya ilişkin konularda ise hiçbir düzenleme mevcut değildir. Bu çalışmada kısaca mevcut düzenleme tanıtılarak bahsi geçen konular üzerinde durulmuş ve çözüm önerileri getirilmiştir.

Anonim Ortaklıkta İmtiyaz, İstisna Edilme Kararı, Oy Hakkında İmtiyaz.

Art 479 TCC stipulates that voting privileges in a joint stock company shall be allocated by granting different number of voting rights to shares of equal nominal value, and it is accepted that a share may be granted a maximum of fifteen voting rights. This limitation shall not be applied in cases where institutionalisation is required or a justifiable reason is proven. Aforementioned regulation differs from the regulation stipulated under the previous commercial code both in terms of taking the nominal value as a basis and limiting the number of privileges. In addition, the exemption decision regarding the removal of the limitation is a completely new institution in our legal system. The only regulation in the law regarding such decision to be taken from the commercial court is that, the request must be based on institutionalisation or just cause. On the other hand, there is no regulation on various critical and directly applicable issues such as when and by whom it may be requested, how the court will be notified in case the conditions are no longer fulfilled, whether the approval of the privileged shareholders is required, and the content of the decision to be rendered by the court. In this study, after summarising the current regulation, the aforementioned issues are emphasised and solutions are proposed.

Priviliged Shars in Joint Stock Companies, Exemption Decision, Voting Privilege.

Giriş

TTK’da pay sahipleri, oy haklarını genel kurulda pay sayısına göre değil, paylarının toplam itibari değeriyle orantılı olarak kullanmaktadır (TTK 434/1). Anonim ortaklıklarda, eTK’dan farklı olarak TTK’da yalnızca eşit itibari değerdeki paylara farklı sayıda oy hakkı verilerek imtiyaz oluşturulabilmektedir. Yine eTK’dan farklı olarak, bir paya en çok onbeş oy hakkı tanınabilmektedir (TTK 479/2). TTK 479/2 ile oy hakkında imtiyaza getirilen bu sınırlama, kurumlaşmanın gerektirdiği veya haklı bir sebebin ispatlandığı durumlarda uygulanmayacaktır. Hükmün gerekçesine göre, özelleştirme veya bu nitelikte olmayan blok satışlarda ülkenin stratejik menfaatlerinin korunması, halk pay sahiplerinin korunması gibi amaçlarla profesyonel yöneticilerin sahip olduğu paylara on beşten fazla oy hakkı tanınması haklı sebep olarak kabul edilebilecektir.

Hükmün sözünden ve gerekçesinden oy hakkında imtiyazın istisnalarından kurumlaş(tır)mada proje gerekli iken haklı sebepte projeye gerek olmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, haklı sebebe dayalı olarak istisna edilme kararı talep edilirken proje talep edilmesi de oy hakkında imtiyazın amacının ve sınırlarının tespit edilmesi yönünden fayda sağlayabilecektir.

TTK 479/2 uyarınca oy hakkında imtiyaza ilişkin sınırlamanın kaldırılması amacıyla mahkemeden kimin talepte bulunacağı belirsizdir. TTK’da düzenlenmediği gibi gerekçede de bu konuda bir bilgiye rastlanmamaktadır. Genel kurulun karar alarak yönetim kuruluna talimat vermesi veya yönetim kurulunun böyle bir talimat almaksızın mahkemeye başvurması ya da uygulamada karşılaşıldığı üzere oyda imtiyazlı payların sahiplerinin bu konuda bir talepte bulunması akla gelmektedir.

Şirket içi dengeleri önemli ölçüde değiştirebilecek bir karar mahkeme tarafından alınmaktadır. Bu nedenle, mahkemelerin bu yönde karar verirken çok dikkatli olması, gerekçenin deyişiyle “cimri” olması gerekmektedir.

Mahkemenin oy hakkında imtiyaz bulunmayan paylara imtiyaz tanıyabilmesi mümkün değildir. İstisna edilme kararı verilebilmesi için %75 sermaye çoğunluğuna ulaşan pay sahiplerinin oyda imtiyazın oluşturulması konusunda olumlu karar vermesi ayrıca TTK 479/2’de öngörülen sınırın uygulanmayacağı konusunda mahkemeye başvuru için karar alması hükmün konuluş amacı düşünüldüğünde yerinde olacaktır. Zira istisna edilme kararında amaç şirketin yönetiminin profesyonel yöneticiler tarafından gerçekleştirilmesi ve kurumlaşmadır.

Mahkemenin istisna edilme kararı verirken, kurumlaşma projesi ve haklı sebep uyarınca, sadece sınırın kaldırılmasına mı karar vereceği, yoksa oy hakkında imtiyazda sınırın aşılabileceği üst sınırı ya da belirli bir sayıyı tespit etmesinin gerekli olup olmadığı sorgulanabilir. Ayrıca, oyda imtiyazın sınırının aşılmasında konu açısından bir kısıtlamanın yapılıp yapılmaması gerektiği de değerlendirilebilir.

I. Oy Hakkında İmtiyaz Tanınması

Oy hakkında imtiyaz1 tanınması (ve tanınma yöntemi) 6762 sayılı eTK’da, 6102 sayılı TTK’dan farklı olarak, açık bir biçimde düzenlenmemişti. Buna karşılık, eTK 401’de anasözleşme ile bir kısım pay senetlerine kâr ve tasfiye payı yanında sair konularda imtiyaz tanınabileceği öngörüldüğü gibi, 373/1’de de her payın en az bir oy hakkı vereceği belirtildiğinden, bir paya birden çok oy hakkının verilebileceği2 , böylece oy hakkında imtiyaz oluşturulabileceği tartışmasız bir biçimde kabul edilmekteydi.

Oy hakkında imtiyazın eşit itibari değerdeki paylara farklı oy hakkı tanınması (doğrudan, açık imtiyaz) veya farklı itibari değerdeki paylara eşit oy hakkı tanınması (dolaylı, gizli imtiyaz) suretiyle iki farklı şekilde kurulabilmesi mümkündü3 . Bununla birlikte, öğretide eşit itibari değerli paylara farklı sayıda oy hakkı tanınması suretiyle imtiyaz oluşturulması, oy birliği ile kabul edilirken, farklı itibari değerdeki paylar bakımından eşit oy hakkı öngörmek suretiyle imtiyazın oluşturulması hususunda, özellikle eTK 387’deki anasözleşme değişikliğinde imtiyazların kullanılmayacağı kuralı çevresinde ilerleyen bir tartışma mevcuttu4 . Oy hakkında tanınacak imtiyaz bakımından miktar olarak herhangi bir sınırlama getirilmemiş olması da ayrıca eleştirilmekteydi5 .

Öte yandan imtiyazın sadece anasözleşme (eTK m. 401) ile oluşturulabileceği kabul edilmekle birlikte ilk anasözleşme ile oluşturulmamış imtiyazların anasözleşmenin değiştirilmesi suretiyle oluşturulmasının mümkün olup olmadığı da tartışmalı idi6 .

TTK m. 478’deki düzenlemeye göre imtiyaz; kâr payı, tasfiye payı, rüçhan ve oy hakkı gibi haklarda, paya tanınan üstün bir hak veya kanunda öngörülmemiş yeni bir pay sahipliği hakkıdır. Anonim ortaklıkta imtiyaz ilk veya değiştirilmiş anasözleşme7 ile kural olarak yalnız paya tanınabilir. Zira TTK m. 478’de de imtiyazın paya tanınan üstün bir hak olduğu ifade edilmiştir. Ancak eTK’dan farklı olarak TTK’da imtiyazın aynı zamanda kanunda öngörülmemiş yeni bir pay sahipliği hakkı olduğu da belirtilmiş, TTK m. 360’ta da belirli pay gruplarına, özellikleri ve nitelikleriyle belirli bir grup oluşturan pay sahiplerine ve azınlığa yönetim kurulunda temsil edilme hakkı tanınması yoluyla da imtiyaz oluşturulabileceği kabul edilmiştir.

Yine eTK döneminde mevcut iki temel tartışma da dikkate alınmak suretiyle oy hakkında imtiyazın yalnız eşit itibari değerdeki paylara farklı sayıda oy hakkı verilerek8 , ilk anasözleşme veya anasözleşme değişikliğiyle tanınabileceği açık olarak hüküm altına alınmıştır (m. 478/1 ve 479/1). Dolayısıyla eTK dönemindeki farklı itibari değerdeki paylara eşit oy hakkı tanınması yoluyla imtiyaz ve ilk anasözleşmede oluşturulmamış imtiyazların sonradan değişiklik sırasında oluşturulup oluşturulamayacağına ilişkin tartışmalar kanun koyucu eliyle sonlandırılmıştır. Bunun yanında yine eTK dönemindeki bir kısım eleştiriler dikkate alınarak oy hakkında imtiyaz tanınırken bir paya en çok on beş oy hakkı tanınabileceği kuralı da getirilmiştir.

TTK’da da, eTK’da olduğu gibi, imtiyaz oluşturulabilecek konular, ana sözleşme değişikliği, ibra ve sorumluluk davaları dışında sınırlandırılmamıştır9 .