Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yağma Suçunda Mal Kavramı

Ahmet Taşkın

Yürürlükten kaldırılan 765 sayılı Türk Ceza Kanununun, yağma suçuna ilişkin maddelerinde yağmanın konusunun ne olacağı hususunda gerek doktrinde gerek Yargıtay içtihatlarında bir tereddüt bulunmamaktaydı. Çünkü anılan Kanunun yağma suçunu düzenleyen 495’inci maddesinde yağmanın konusunun “menkul mal” olacağı belirtilmişti. Bu düzenleme, yorumu dahi gerektirmeyecek kadar açıktı. Oysa 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu yağma suçunu düzenlerken “mal” kavramından söz ettiği halde, gerek Yargıtay içtihatlarında gerek doktrinde sadece taşınır malların yağmanın konusu olacağı kanaatine varıldı. Yeni Türk Ceza Kanununda yağma suçu “Malvarlığına Karşı Suçlar” bölümü altında düzenlenmiştir ve konusu “mal”dır. Yağmanın konusunu taşınır mal ile sınırlamak, yasal düzenlemeye ve kanunkoyucunun maksat ve iradesine aykırılık teşkil eder. İşte bu yazı bu kavrama nelerin dahil olup olamayacağını inceleye çalışmaktadır.

Yağmada mal kavramı, yağma, taşınır mal, taşınmaz mal.

I- Giriş

Her şeyden önce yağma suçu nun konusu “mal”dır. Teoride ve uygulamada olmasa da bize göre sorun, söz konusu “mal” kavramı nın ne olduğudur. Yağma suçuna konu olan mal, yaygın olan kanaatin aksine taşınır veya taşınmaz olabilir. Eski Türk Ceza Kanunu (ETCK) malın menkul olması gerektiğini belirtirken, yeni Türk Ceza Kanunu (YTCK) malın niteliği konusunda bir düzenleme getirmemiş ve sadece “mal”dan söz etmiştir. 5237 sayılı Kanun, taşınır ve taşınmaz ayrımı yapmamış, mülkiyet hakkından söz etmemiş, açıkça malın tesliminden ya da malın alınmasına sessiz kalınmasından bahsetmiştir.

Eski Türk Ceza Kanunu, malvarlığına ilişkin suçları “Mal Aleyhinde Cürümler” başlığı altında, İkinci Kitabının Onuncu Babında düzenlemiştir. Zanardelli Kanunu, bu grup suçları, “mal” terimini kullanarak ifade etmiş ve o dönemde bu terim tartışılmıştır. Rocco Kanunu, bu suçları ifade ederken, mal teriminin yetersiz kaldığı düşüncesinden hareket etmiş ve “'malvarlığı” (il patrimonio) terimi kullanılmıştır. Yeni Türk Ceza Kanunu da, eski düzenlemeyi terk etmiş ve malvarlığı terimini kullanmayı tercih etmiştir.1

Yağma suçunun, yeni Türk Ceza Kanununda mal aleyhine suçlar ya da mala karşı suçlar yerine “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlığıyla düzenlenmiş olması anlamsız değildir. Bu bölümde ele alınan suçların tamamı (hırsızlık, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, iflâs vd.) malvarlığı ile ilgilidir. Yeni Türk Ceza Kanununun 148/1’inci maddesinde yer alan “mal” kavramının taşınır olup olmadığının belirlenmesinde ceza hukukunca kabul edilen yorum şekilleri göz önünde bulundurulmalıdır. Bunun dışındaki yorum şekli, mal kavramına farklı anlam yüklenilmesine neden olur. Mal, malvarlığı, taşınır mal, taşınmaz mal ve eşya gibi kavramlar Türk Medenî Kanununda açıkça düzenlenmiştir. Kanaatimizce, yağma suçundaki “mal” kavramına taşınır ve taşınmaz mallar girmeli; ancak irtifak, intifa ve rehin hakkı gibi haklar kapsam dışında tutulmalıdır. Ceza Kanununda geçen “mal” kavramının, Medeni Kanunda geçen irtifak, intifa ve rehin hakkı gibi tüm hakları kapsayacak kadar genişletmek genişletilmesi, sadece taşınır mala inhisar ettirilecek kadar daraltılması da yanlıştır.