Anonim Kulaktan Duyma Tanıklık ve Adil Yargılama Hakkı
Zeynel KARA
Başvuran Monika Haas’ın Alman makamları tarafından „Bader Maynof (RAF) Çetesi‘ne“ üye olup 1977 yılının son baharında Landshut isimli Lufthansa Havayollarına ait uçağı kaçırma olayına iştirak ettiği iddiası ile yargılanmasına bağlı olarak anonim ve kulaktan duyan tanığın ifadeleri ve bu delillerin değerlendirilmesinin, adil yargılanma ilkesini hangi hallerde ihlal edebileceği konusunda verilen AİHM kararı tartışılmıştır.
Kulaktan Duyan Tanık, Anonim Tanıklık, Adil Yargılanma, Doğrudan Doğruyalık İlkesi.
Giriş
Anonim ve kulaktan duyan tanığın ifadeleri ve bu delillerin değerlendirilmesi adil yargılanma ilkesini hangi hallerde ihlal edebileceği AİHM’yi meşgul etmiş ve Monika Haas’ın Almanya’ya karşı olan davasında karara bağlanmıştır.
Konu olan olayda Said S.’nin ifadesini aldıktan sonra iki Alman Federal Kriminal Dairesi memurunun duruşmada kulaktan duyma tanıklıkları hakkında ve duruşmada bulunma imkanı olmayan Said S.’nin anonim bir tanık olup olmadığı hakkında hukukî tartışma doğmuştur. Kulaktan duyma ve anonim tanıklığın duruşmada hangi şartlar altında kullanıldığında adil yargılamayı sağlamadığı tartışmanın ana temasını oluşturmaktadır.1 Bu tartışmaya AİHM 17.11.2005 tarihinde son noktayı koymuştur.2
Başvuran Monika Haas alman makamları tarafından „Bader Maynof (RAF) Çetesi‘ne“ üye olup 1977 yılının son baharında Landshut isimli Lufthansa Havayollarına ait uçağı kaçırma olayına iştirak ettiği iddiası ile yargılanmıştır.
