Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Basın Özgürlüğü ve Hukuk

Fikret İLKİZ

19 Mart 2001 günü “Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı”nı kabul eden Türkiye, yasa değişikliklerinde “Ulusal Programı” ve temel insan hak ve özgürlüklerini esas almıştır. 2003 tarihli “Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar” ile Haziran 2004’e kadar gerçekleştirilmesi planlanan siyasi kriterlerin başında “Düşünce ve İfade Özgürlüğü” yer almıştır. Ancak, 2010 yılı Türkiye İlerleme Raporu’nun tespitine göre Türkiye’nin kendisi için çizdiği yol haritasında basın özgürlüğü ya da ifade özgürlüğü bakımından sınırlı ilerlemeler kaydedilmiştir. İfade özgürlüğünün ihlaline ilişkin Türkiye’den AİHM’ye hâlâ çok sayıda başvuru yapıldığının ifade edildiği 2010 İlerleme Raporunda, Hrant Dink cinayeti ve davası hakkında yapılan tespit ifade özgürlüğü açısından içinde bulunduğumuz kaygı verici durumu göstermektedir. Başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel özgürlüklerin kullanımındaki kısıtlamaların ve gazeteciler hakkında açılan çok sayıda davanın mevcut olmasının endişe verici olduğunu vurgulayan rapora göre, Türkiye’de basın özgürlüğü veya ifade özgürlüğü güvence altında değil baskı altındadır.

Basın Özgürlüğü, İfade Özgürlüğü, Dink Kararı.

Giriş

Basın özgürlüğü Türkiye’nin nasıl bir sorunudur?

Türkiye’de 2010 yılı bakımından basın özgürlüğünün durumu geçmiş yılları aratmayacak kadar endişe vericidir. Özellikle bu yıl, basın özgürlüğü, gazeteciler hakkındaki ceza davaları, hapisteki gazeteciler ve ifade özgürlüğü gündemin en önemli konuları arasında yer almıştır. Ortaya çıkan sorunların giderilmesi için çözüm çareleri üretmek yerine, içinde bulunduğumuz durumun istatistikleri ile basın özgürlüğü yeniden tartışma konusudur. Sürekli tartışma konusu olan ifade özgürlüğü hakkındaki sıkıntılar 2010 yılına yeniden damgasını vurmuştur.

1. On Yıl Önce Çizilen Yol Haritası ve 
On Yıl Sonra

On yıl kadar geriye gidelim. 1999 yılı Nisan ayı sonunda Anayasa Mahkemesi Başkanı Necdet Sezer'in Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıl dönümü (26-27 Nisan) dolayısıyla yaptığı konuşmanın özü “demokrasi” ve “ifade özgürlüğü” üzerineydi.