Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Bakış Açısı ile Türkiye’de Aile İçi Şiddet ve Ayırımcılık

Sesim SOYER GÜLEÇ

AİHM’in 9 Haziran 2009 tarihinde verdiği Opuz/Türkiye kararında da belirtildiği gibi adli mekanizmalar şiddeti önlemede halen yetersiz kalmaktadır. Burada esas sorun kanunların içeriğinden değil, uygulanması ile ilgilidir.

Aile İçi Şiddet, Ayırımcılık, AİHS m.2, m.3, m.14

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de aile içi şiddet ne yazık ki sık yaşanan bir problemdir. Yaşanan birçok olayda ilgili makamların bu konuya gereken hassasiyeti göstermedikleri ve çoğu kez faillerin çeşitli şekillerde tolere edildiği anlaşılmaktadır. İşte bu sebeple AİHM’nin Türkiye’ye karşı 9 Haziran 2009 tarihinde vermiş olduğu Opuz kararı, gerek Türkiye açısından, gerekse uluslararası hukuk bakımdan büyük önem taşımaktadır. Aile içi şiddet ve kadınlar aleyhine cinsiyet ayrımcılığı, birçok ülkeyi insan hakları ihlalleri açısından tehdit eden ciddi bir sorundur. Türkiye aleyhine verdiği bu kararında AİHM, AİHS’nin 2. ve 3. maddelerinin yanı sıra, 14. maddesinin de ihlal edildiğine hükmetmiş bulunmaktadır. Gerçekten bu kararın önemi, başvurucu ve annesine karşı uygulanan şiddet karşısında yetkili makamların sergilediği kayıtsızlığın, kadınlara karşı ayrımcılık olarak yorumlanmış olmasıdır. Mahkeme bu kararında adli mekanizmaların aile içi şiddet olaylarında işlevsiz ve tepkisiz kalmasını Sözleşmenin ihlali olarak değerlendirerek, esas sorunun k anunların içeriğinden değil, uygulanmasından kaynaklandığını vurgulamıştır.1

Karara konu olan olayda2, evli ve üç çocuk annesi olan ve Diyarbakır’da yaşayan başvurucu Nahide Opuz ve annesi, 1995 ile 2002 yılları arasında çeşitli defalar başvurucunun kocasından şiddet gördükleri ve ölümle tehdit edildikleri şikâyetleriyle polise ve savcılığa başvurmuşlardır. Zaman içinde yaptıkları yaklaşık sekiz ayrı şikâyetten en vahim olanlarından biri kocanın başvurucunun ve annesinin üzerine araba sürerek, özellikle annesinin ağır şekilde yaralanmasına sebep olması, diğeri ise başvurucunun kocası tarafından yedi bıçak darbesiyle ağır yaralanmasıdır. Başvurucu, gerçekleşen olayların akabinde karakola başvurmasına rağmen, ifadesi alındıktan sonra her defasında serbest kalan eşinden korktuğu için, çoğunlukla soruşturmanın neticelenmesini beklemeden şikâyetini geri çekmiştir. Bu nedenle sadece karısını bıçaklama ve kayınvalidesine arabayla çarpma şeklindeki fiillerin sonucunda yargılama yapılmış, diğer şikâyetlerin incelenmesinden sonra ise, delil yetersizliği nedeniyle takipsizlik kararı verilmiştir. Son olayda, başvurucunun annesi, damadının silahı olduğunu ve telefon açarak kendisini ve kızını ölümle tehdit ettiğini savcılığa dilekçe vererek bildirmiş olmasına rağmen, iki hafta sonra, damadı tarafından silahla vurulmak suretiyle öldürülmüştür. Bu olaydan 6 ay kadar sonra, Nahide Opuz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuştur. Mahkeme’ye gönderdiği dilekçesinde annesinin ve kendisinin can güvenliğinin kolluk ve adli makamlar tarafından korunmadığını, aile içi şiddetin yetkililer tarafından tolere edildiğini, hatta pek çok kere şikâyetlerini geri çekmeleri için ikna edilmeye çalışıldıklarını, maruz kaldıkları şiddete ve ölüm tehditlerine gereken önemin verilmediğini iddia etmiş, AİHS’nin 2, 3, 6, 13 ve 14. maddelerinin ihlal edildiği belirtmiştir.3

AİHM, her şeyden önce başvurucunun annesinin tehlikede olan hayatını korumak için gereken tedbirlerin alınmamış ve failin yargılamasının aradan yedi yıl geçmiş olmasına rağmen hala sonuçlanmamış olması gerekçeleriyle, yetkili makamların AİHS’nin yaşam hakkını koruyan 2. maddesini ihlal ettikleri sonucuna varmıştır. AİHM, insan davranışlarını öngörmenin imkânsızlığını ve bu nedenle gereken tedbirleri almanın zorluğunu kabul etmenin yanı sıra, bu olayda, yetkili makamların kendilerine ulaşan şikâyetlerin sürekliliğini artarak devam ettiğini göz önünde bulundurarak, başvurucu ve annesinin hayatlarının tehlikede olduğunu öngörmeleri gerektiği sonucuna varmıştır. 4320 sayılı yasa uyarınca savcının veya sulh hâkiminin re’sen bazı tedbirlerin uygulanmasına karar verme yetkisi bulunmaktadır. Anayasanın 90. maddesi uyarınca iç hukukta doğrudan uygulanabilirliği olan AİHM içtihatlarına göre ise, zaten yetkili makamlar bu tarz bir şikâyet ile karşılaştıklarında, mağdurun davranışları sebebiyle gereken tedbirleri almalıdırlar. Her ne kadar Hükümet tarafından aile hayatına müdahale etmeyerek Sözleşme’nin 8. Maddesinin ihlaline sebebiyet verilmemesine çalışıldığı iddia edilmiş olsa da, AİHM, bu çekincenin üye devletlerin Sözleşme’den kaynaklanan pozitif yükümlülükleriyle bağdaşmadığını, kimi olaylarda başkalarının sağlığını korumak için aile hayatına müdahale etmenin gerekebileceğini belirtmiştir. AİHM, ayrıca aile içi şiddet olaylarında failin haklarının, mağdurun yaşam hakkının ve fiziksel ve ruhsal bütünlüğünün korunmasının önüne geçemeyeceğinin altını çizmiştir. AİHM bu kararında faile verilen cezaların işlenen suç ile orantısızlığı hususuna da dikkati çekmiştir. Sonuç olarak, adli mercilerin vermiş olduğu kararların etkisiz ve toleranslı oldukları sonucuna varan AİHM, mağdurun korunması açısından yeterli bir tedbir alınmamış olmasını da göz önünde bulundurarak, Sözleşme’nin kötü muameleyi yasaklayan 3. maddesinin yetkili makamlar tarafından ihlal edildiğine hükmetmiştir. Başta da belirtildiği gibi, Opuz/Türkiye kararındaki özellikle önem taşıyan nokta, başvurucu ve annesine karşı uygulanan şiddet karşısında yetkili makamların sergilediği kayıtsızlığın yetkililer tarafından kadınlara karşı yapılan bir ayrımcılık olduğunun tespit edilmiş olmasıdır. AİHM, aile içi şiddetin özellikle kadınları mağdur ettiği ve Türkiye’de adli makamların, kasıtsız da olsa, bu konudaki pasif tutumlarının, bu tarz şiddet olaylarının artmasına yol açtığı kararda belirtilmiştir. Aile içi şiddetin tüm üye devletlerde ciddi bir sorun teşkil ettiği karar metninde özellikle belirtilmiş ve bu sorunla mücadele ederken üye devletlerin üzerine düşen yükümlülükler belirtilmiştir. Sonuç olarak ifade etmek gerekir ki,4