Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması ile Uyum Açısından Bazı Yönleriyle 
yeni Türk Ceza Mevzuatı

Durmuş TEZCAN

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile adil yargılanma hakkına uyum açısından Sulh Ceza Hâkiminin ceza kararnamesinin kaldırılması AİHM kararlarına uygunluk gereğidir. AİHM'ne göre, aleni bir duruşma yapmaksızın ceza kararnamesi düzenlenmesi ve başvuran tarafından yapılan itirazın da duruşma yapılmadan ret edilmesi, adil yargılanma hakkı ile ilgili AİHS m. 6/1'i ihlal eder.

Adil Yargılanma, Gözaltında Cinsel Taciz, Jinekolojik Muayene.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile adil yargılanma hakkına ve bu kapsamda davanın hakkaniyete uygun dinlenmesini istemek hakkına uyum açısından Eski Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunundan farklı bir yaklaşım sergilenmiştir. Bunların başında da Sulh Ceza Hâkiminin ceza kararnamesinin kaldırılması gelmektedir.

Basit suçlar bakımından yargılamayı hızlandırmak için getirilen bu düzenleme, özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6’ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkına ve bu kapsamda davanın hakkaniyete uygun dinlenmesini istemek hakkı ile uyumlu değildi. Nitekim bunun somut bir örneğini 1 Mart 2007 tarihli Erkan Orhan - Türkiye davası oluşturmaktadır.

Bu davanın konusunu oluşturan olayda, başvuran, müstehcenin yayından hakkında Cumhuriyet Savcısı tarafından eski 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 426’ncı maddesinde düzenlenen müstehcenlik suçundan kamu davası açar. Açılan davada mahkeme duruşma yapmaksızın başvuranı 2797,48 YTL (2.797.484.040 Eski Türk Lirası) ağır para cezasına mahkum eder. Başvuranın itirazı üzerine, itiraza bakan Asliye Ceza mahkemesi de duruşma açmaksızın itirazı reddeder. (Zira o tarihte yürürlükte bulunan Eski Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (CMUK) 390’ıncı maddesi delaletiyle 302’nci maddesine göre, hakim duruşma açmaksızın bu tür davaları Anayasa Mahkemesinin 30 Haziran 2004 tarihinde CMUK m.390/3'ü iptal kararından önceki dönemde dosya üzerinden sonuçlandırabiliyordu.) Başvuran bu para ceza ödeyemediği için, Cumhuriyet Savcısı para cezasını hapis cezasına çevirmiş ve ortaya çıkan 254 günlük hapis cezasını çekmek üzerere başvuran 13 mart 2002 tarihinde cezaevine konulmuş ve 25 Haziran 2002 tarihinde mahkemece şartlı tahliyesine karar verilmiştir.