Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İhlal Edilen İki Temel Etik Hak: 
mahremiyet ve Özel Yaşam

Çağatay ÜSTÜN

Etik ilkeler ve evrensel değerler arasında önemli bir yer kaplayan mahremiyet ve özel yaşamın gizliliği kavramlarının varlığı, bugünün dünya etik düzeni için de büyük önem arz etmektedir. Bugün dünyanın gündeminde en çok tartışılan konulardan birisidir mahremiyet ve özel yaşam. Farklı kültürlere, inanışlara, düşüncelere hatta uluslara ait bireyler olabiliriz. Ancak bu durum hiçbir zaman bizleri birbirimize karşı aykırı kılmamalıdır.

Etik, Mahremiyet, Özel Yaşam.

Etik ilkeler ve evrensel değerler arasında önemli bir yer kaplayan mahremiyet ve özel yaşamın gizliliği kavramlarının varlığı, bugünün dünya etik düzeni için de büyük önem arz etmektedir. Bu konuda gösterilen özenin giderek azalmaya başlaması çeşitli etik sorunların yaşanmasına zemin hazırlamaktadır.

İnsan haklarını tanımlayan metinlerde geniş bir yer bulan ve temel özgürlüklerin çerçevesini oluşturan özel yaşam ve mahremiyet, ülkelerin anayasal ve yasal düzenlemelerinin içine kadar girmiş durumdadır. Ancak ne yazık ki ülkemizde son yıllarda yaşanan olumsuz tecrübeler ve medyanın gösterdiği duyarsız tavırlar sayesinde bu iki temel kavramın sıkça ihlal edilmeye başlandığını görüyoruz. Aslında sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın da ortak sorunu olan bu olumsuzluk nasıl aşılacaktır? Belki de bu konudaki tutumları irdeleyen geçmiş örnekleri incelemek daha doğrudur.

10 Aralık 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin ilk maddesi duyarsızlıkları aşmak isteyenler için bir öğüt niteliğindedir: