Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sağlık Hakkının Korunması Bağlamında Özel Ceza Hukuku Normlarımız ve Etkinliği Üzerine Bir Deneme

İhsan BAŞTÜRK

Sağlık Hakkı, 1219 sayılı Kanun, Yetkisiz Hekimlik Yapma Suçu, Kamu Davasına Katılma

GİRİŞ

2009 Kasım’ında yaşadığımız üzücü bir olay, tüm Türkiye’nin dikkatini gölgede kalmış bir konuya çekti. On altı yaşındaki Sinan Kahraman, diplomasız olarak diş hekimliği yapan bir kişinin kurbanı oldu. Olay şöyle gelişti; Kayseri’de yaşayan Sinan Kahraman, dişini tedavi ettirmek için gittiği diş hekimi apseli olan dişi çekmeyip, ağrıları sürünce bu defa hekim yerine, bir diş teknisyenine gitti. Diş teknisyeni Y.Ü’nün, çekilmemesi gereken apseli dişi çekmesinden bir hafta sonra, genç çocuk hastanede hayatını kaybetti. Oğlunu kaybetmenin acısını yaşayan Naim Kahraman, sahte diş hekiminin yirmi lira için oğlunu ölüme götürdüğünü iddia etti.1 Olayın ardından bir açıklama yapan Türkiye Diş Hekimleri Birliği (TDB) Genel Başkanı Prof. Dr. Murat Akkaya; Türkiye'de üç bin sahte diş hekimi bulunduğunu, diplomasız kişilerce yapılan müdahalelerin çok büyük sorunlara neden olduğunu belirterek, Türkiye genelinde diş hekimleri odalarının bu kişiler hakkında denetim yapılması için devletin kurumlarına ihbarlarda bulunduğunu, ancak sonuç alınamadığını kaydetti.2Üzülerek itiraf etmek gerekirse, belirttiğimiz yetkili olmaksızın diş hekimliği ve diplomasız hekimlik yapma örneklerinden birisine daha gün geçmiyor ki, yeniden rastlamayalım.3 İşte, genç Sinan’ın acı öyküsü anısına başladığımız “öz” niteliğindeki çalışmamızda, sosyal devlet ilkesi ve yaşama hakkı ile sağlık hakkının korunması anlamında, ülkemizin adeta acı bir gerçeği haline gelen bu fiiller ile mücadele bağlamında, ceza hukuku araçlarının rolünü ve uygulamadaki bazı sorunları irdeleyerek, bir hukukçu olarak, yeni Sinan’ları kaybetmemek için, küçük bir adım atmak amacını taşıyoruz.

I. YAŞAM VE SAĞLIK HAKKI

İnsan hakları, insanın doğasına bağlı, soyut ve değişmez nitelikteki haklar bütününü içerip, bunlar “pozitif hukuk anlamında hak” değillerdir.4 Kökeni doğal hukuk anlayışına dayanan insan hakları düşüncesinin temel hedefi, bu hakların hukuk sistemleri tarafından güvence altına alınmasını sağlamaktır. Gerçekten de, günümüzde insan haklarının büyük ölçüde pozitif haklar halini almış ya da alma yolunda bulundukları görülmektedir. Yaşam hakkı ise, insan haklarının sebebini oluşturduğu söylenebilecek olan bir temel haktır. Yaşam hakkı söz konusu olmadan, insan haklarından bahsetmenin bir anlamı da bulunmamaktadır. Gerçekten de, Evrensel İnsan Hakları Bildirisi’nden başlayarak tüm insan hakları metinlerinde yaşam hakkına yer verilmiştir.5 Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2/1’inci maddesinde de, “Herkesin yaşam hakkı yasanın koruması altındadır. Yasanın ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın yerine getirilmesi dışında hiç kimse kasten öldürülemez.” kuralına yer verilerek yaşam hakkı güvence altına alınmıştır.

Yirminci yüzyıldan itibaren Batı demokrasilerinde ortaya çıkmış olan, devletin sosyal barış ve sosyal adaleti sağlamak amacıyla sosyal-ekonomik hayata aktif müdahalesini meşru ve gerekli gören bir anlayışı ifade eden “sosyal devlet-refah devleti” anlayışı6“sosyal hak” kavramını ortaya çıkarmıştır. Sosyal haklar, klasik hakların dışında, ekonomik ve sosyal eşitsizliklere tepki niteliğinde doğmuştur.7 Tanör’e göre; 19. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan hakların önemli bir bölümü, klasik-geleneksel hakların basit bir uzantısı niteliğinde değillerdi. Bu yeni haklar, hakların doğumuna yol açan sosyal dinamikler yönünden ve hakların kendi hukuki ve yapısal özellikleri yönünden farklılık göstermekte idiler. Sosyal eşitsizliklere karşı bir tepki olarak doğan bu haklar, doğrudan doğruya emekçi sınıflarının mücadelesinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır.8 Eşitsizlikleri ortadan kaldırma, giderme amacına yönelik olarak ortaya çıkan sosyal hak kavramı karşısında, yaşama hakkı ileri bir boyut kazanmış ve sağlık hakkı da bir “sosyal hak” olarak9 kabul görmüştür.10