Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Dünya Kadınlar Gününde Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet

Aslı ÜNAL

Şiddet, Kadına Yönelik Şiddet.

I. GİRİŞ

İnsanlık, tarihi boyunca her toplum ve her ülke şiddeti farklı formlarda ve farklı yoğunluklarda yaşamış, insan hakları ve bilimsel çalışmalar ışığında şiddete çözüm aramıştır; ancak şiddet fenomeni, 21. yüzyılda bile insanlığın en büyük çıkmazlarından biri olmaya devam etmektedir. Güçlünün güçsüze uyguladığı şiddet karşımıza en çok, “kadına yönelik” veya “çocuğa yönelik” şiddet şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü sebebiyle, hem kadınlar hem de aileleri için kısa ve uzun dönemde fiziksel ve ruhsal sonuçlar doğuran, önemli bir kamu sağlığı sorunu olan1 “kadına yönelik şiddet” konusuna değinilecek ve Türk literatüründe kadına yönelik şiddeti ele alan bazı araştırmalara yer verilecektir.

II. ŞİDDET, KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE
 ŞİDDET TÜRLERİ

Türk Dil Kurumu şiddeti, “Karşıt görüşte olanlara kaba kuvvet kullanma”; “Duygu veya davranışta aşırılık” olarak tanımlamaktadır2. Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre şiddet, “fiziksel güç veya iktidarın, kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde, bir başkasına uygulanması sonucunda maruz kalan kişide yaralanma, ölüm ve psikolojik zarara yol açması ya da açma olasılığı bulunması”dır3.

Kadına yönelik şiddet, BM Genel Meclisi tarafından 1993 yılında kabul edilen “Kadına Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi Bildirgesi”nde, “cinsiyete dayalı olarak gerçekleşen, kadınlarda, fiziksel cinsel, psikolojik, herhangi bir zarar ve üzüntü sonucunu doğuran veya bu sonucu doğurmaya yönelik özel veya kamu yaşamında gerçekleşebilen her türlü davranış, tehdit, baskı veya özgürlüğün keyfi olarak engellenmesi” olarak tanımlanmaktadır4. Aynı bildirgenin 2. maddesi, bu tanımın, ailede ve yakın çevrede olagelen fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddeti de kapsadığını belirtmektedir. Bu madde aynı zamanda dayak, kız çocuklarına cinsel taciz, başlık parası ve çeyize ilişkin şiddet ile evlilik içi tecavüz, kız çocuklarının sünneti ve kadınlara zararlı olan sömürgeye yönelik şiddet, cinsel taciz, korkutma, seks işçiliğine zorlama gibi uygulamaların da kadına karşı şiddet kapsamında değerlendirildiğini vurgulamaktadır5.