Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ceza Muhakemesinde İletişimin Denetlenmesi Yoluyla Elde Edilen Delillerin Disiplin Hukukundaki Durumu Üzerine Bir Değerlendirme

Doç Çetin ARSLAN

Delil, İletişimin Tespiti, Disiplin Hukuku.

I. GİRİŞ

Suç oluşturduğu iddiasıyla soruşturma ve/veya kovuşturma konusu olan bir fiilin, aynı zamanda disiplin hukuku açısından da değerlendirilmesi gerekebilir (bkz. 657 sayılı Kanun md. 131). Gerçekten failin/ kişinin dahil olduğu sosyal gruptaki hukuki statüsü gereği işlendiği iddia edilen fiil hem maddi ceza hukuku hem de disiplin hukuku anlamında suç oluşturabilir. Bu durumda her iki hukuk disiplini açısından fiilin sübut bulup bulmadığı, sabit ise hangi yaptırımın uygulanmasının belirlenmesi gerekebilir. Esas itibariyle birbirlerinden bağımsız olmakla birlikte, özellikle fiilin işlenip işlenmediği, işlenmiş ise işleniş şekli, zamanı vb. özellikleri konusunda ceza muhakemesi sürecinde tespit edilen olaylar ve bunlara ilişkin deliller, disiplin soruşturması açısından belirleyici olabilmektedir. Hatta buradaki delillerin uygulamada sıkça görüldüğü üzere, sadece şüpheliyi değil üçüncü kişileri de disiplin soruşturmasının muhatabı haline getirdiği; bu bağlamda disiplin soruşturmasına ve bilahare yargısal denetim aşamasında mahkeme kararına dayanak alınabildiği görülmektedir.

Ceza muhakemesinde elde edilen delilin hukuka aykırı olması halindeki akıbeti konusunda yasal düzenlemeler boyutunda yaşanan gelişme ve ilerlemelere paralel olarak, gerek doktrinde gerekse yüksek mahkeme kararlarında olumlu yönde dikkate değer bir mesafe kaydedilmesine karşın; hukukun diğer alanlarında ve bu çerçevede özel hukuk1 ve özellikle disiplin hukuku alanında yeni yeni tartışılmaya başlanılmıştır. Bu sonucu, hiç kuşkusuz teknolojik alanda yaşanan baş döndürücü gelişmelerin bir ürünü olan iletişimin denetlenmesi yoluyla elde edilen delillerin, hukuka aykırı olup olmadığı konusunda hiçbir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın ceza hukuku dışındaki hukuk disiplinlerinde de olağan bir şekilde kullanılması doğurmuştur. Gerçekten gerek basından, gerekse inceleyebildiğimiz yargı kararlarından anladığımız kadarıyla disiplin mercileri ile idari yargı organlarının iletişimin denetlenmesi yoluyla elde edilen delilleri, hukuka uygun olup olmadığı konusunda herhangi bir değerlendirme yapmaksızın işlem veya kararlarına esas aldıklarını görmekteyiz. Belirtelim ki, konuyla ilgili sağlam temellere dayanan bir ayrıma gidilmeden, salt mahkeme kararına dayanılarak elde edildiği gerekçesiyle ve toptancı bir yaklaşımla ceza soruşturması ve/veya kovuşturması dosyasında bulunan bütün iletişim tutanaklarının ve/veya belgelerinin disiplin soruşturmasına esas alınması doğru değildir.

Biz burada konuya -bazı Danıştay karalarından hareketle- ana hatlarıyla değinecek ve belirttiğimiz yönüyle bir tartışma ortamı başlatmaya çalışacağız.