Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ek Savunma Hakkı (Ceza Muhakemesi Kanunu madde 226)

Additional Right of Defense (Criminal Procedure Law article 226)

Rezan EPÖZDEMİR

İşlendiği iddia edilen suç karşısında maddi gerçeği ortaya çıkarma amacıyla Cumhuriyet savcılığı tarafından iddianame tanzim edilecektir. İddianamenin kabul edilmesinin akabinde mahkeme tarafından gerçekleştirilecek olan yargılama, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 225. maddesi uyarınca iddianamede anlatımı yapılan ve hukuki olarak nitelendirilen (vasıflandırılan) suç kapsamındaki fiil ve fail ile sınırlıdır. Bu durum yargılamanın sınırlılığı ilkesinin bir gereğidir. İddianamede gerçekleştirilen hukuki vasıflandırma mahkemeye yol gösterici nitelikte olup mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunma ile bağlı değildir. Bu sebeple yargılama esnasında suçun hukuki niteliğinin değişmesi mümkündür. Bir diğer yandan ilk defa yargılama esnasında, cezanın arttırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hallerin ortaya çıkması da mümkündür. Bu gibi durumlarda CMK’nın 225. maddesi uyarınca sanığa ek savunma hakkı verilerek tam olarak suçlandığı suç kapsamında savunmasını yapmasına imkan verilecektir. Böylelikle de sanığın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) madde 6’da düzenlenen adil yargılanma hakkı ve Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenmiş olan hak arama hürriyeti zedelenmemiş olacaktır. Bu çalışmada, CMK’nın 226. maddesinde düzenlenen ek savunma hakkı uluslararası, ulusal mevzuat ve hukukun temel ilkeleri çerçevesinde, bir ceza muhakemesi kurumu olan ek savunma hakkı incelenecektir.

Ek savunma Hakkı, Adil Yargılanma Hakkı, Suçun Hukuki Niteliğinin Değişmesi, İddianame.

The indictment will be filed by the Public Prosecutor’s Office in order to reveal the material truth in the face of the alleged crime. The trial, which will be carried out by the court following the adoption of the indictment, is the 225 of the Criminal procedure Law No. 5271 (CPC). pursuant to the article, the indictment is limited to the act and perpetrator of the crime, which is described as legal (qualified). This is a requirement for the principle of the limitation of judgment. The legal qualification of the indictment is guiding the court, and the court is not bound by claims and defense in the qualification of the act. Therefore, it is possible that the legal nature of the crime may change during the trial. On the other hand, it is also possible that during the first time of trial, there will be cases where the penalty should be increased or security measures should be implemented in addition to the penalty. In such cases, the CPC’s 225. In accordance with its clause, the defendant will be granted additional defense rights, allowing him to defend himself in the context of the crime in which he is fully charged. In this way, the defendant’s right to a fair trial under Article 6 of the European Convention on Human Rights (ECHR) and the Constitution’s 36. the freedom of search for rights regulated in will not be impaired. In this study, the CPC’s 226. in accordance with the basic principles of international, national legislation and law, the additional defense rights, which are a criminal justice institution, will be examined.

Additional Defense, Right of Fair Trial, Change of Legal Nature of crime, Indictment.

AİHS’in 6. maddesinde düzenlenmiş olan adil yargılanma hakkı modern hukuk devletinin ve sözleşmede imzası bulunan devletlerin mevzuatında ve hukuki süreçlerinin temelinde yer alan ve alması gereken bir haktır. Adil yargılanma hakkı, kişilere sadece yargılama esnasında tanınmayacak, kişiler yargılama öncesindeki süreçte de adil yargılanma hakkı kapsamında belirli asgari haklara sahip olacaktır. Adil yargılanma hakkının mevzuatımızdaki en büyük tezahürü ise Anayasa madde 36’da düzenlenen hak arama hürriyetidir.

Ceza yargılamalarında, adil yargılanma hakkının ve hak arama hürriyetinin gereklerine uygun davranılmaması hukuk devletinin vakarı ile örtüşmeyecek, geri dönülmesi imkansız, telafisi zor durumlara yol açacaktır. Adil yargılanma hakkı ve hak arama hürriyeti, kişiye mahkeme önünde eksiksiz ve sağlıklı bir savunma hakkı sağlanması ile vücut bulacaktır. Savunma hakkı ise kendisine suç isnat edilen kişinin, suçu işlemediğini, isnat edilen fillin aslında iddianamede anlatıldığı gibi gerçekleşmediğini veya gerçekleştirdiği hareketin hukuka uygun olduğunu yetkili merciler önünde anlatmasıyla kullanılacaktır.1 Duruşma esnasında savunma hakkının sağlıklı bir şekilde tesis edilebilmesi için öncelikle usulüne uygun bir şekilde açılmış bir dava bulunması gerekmektedir. Aksi takdirde bu durum ceza muhakemesi hukukunun temel ilkelerinden olan “davasız yargılama olmaz” ilkesine aykırılık teşkil edecektir.2

Ceza mahkemeleri, yargılamaya başlamadan önce soruşturma makamı olan cumhuriyet savcılıklarınca somut olayın tahlili yapılmakta, tanıklar dinlenmekte, şüphelinin aleyhine ve lehine olan bütün deliller toplanmaktadır. Cumhuriyet savcılıklarınca yapılan soruşturmanın sonunda elde edilen bulgular neticesinde suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşursa, bütün bulguları ve açık olay anlatımlarını içerisinde barındıran bir iddianame tanzim edilecektir. İddianamede sadece olaylardan bahsedilmiş olması yeterli olmayıp; detaylandırılmış maddi olay3 ve suç isnadının hangi olaya ilişkin olduğu da açıklanmalıdır.4 Eğer iddianame, içerisinde yer alması gereken unsurları eksiksiz olarak taşıyorsa mahkeme tarafından iddianame kabul edilecek ve bu aşamadan sonra kovuşturma aşaması başlamış olacaktır. Eğer iddianame, içerisinde ihtiva etmesi gereken unsurları barındırmıyorsa ilgili hüküm uyarınca eksik ve hatalı kısımlar belirtilerek Cumhuriyet Başsavcılığı’na iade edilecektir.5