Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sözleşmeli Kurtarma ve Türk Milli Standart Kurtarma Sözleşmesi Formu Üzerine Bir İnceleme

An Analysis on the Contractual Salvage and Turkish National Standart Salvage Agreement Form

Davut Sercan DAĞ, Nil KULA

Denizcilikte kurtarma, arızi/sözleşmesiz ve sözleşmeye dayalı yani sözleşmeli kurtarma olarak ikiye ayrılmaktadır. Arızi kurtarma kurtaranın gönüllü olup öncesinde var olan bir sözleşme olmaksızın sağlanmasıdır. Sözleşmeli kurtarmada ise kurtaran ile kurtarılan arasında kurtarma hizmetlerine ilişkin sözlü/yazılı bir anlaşma gerçekleştirilmektedir. Uygulamada en yaygın olarak standart kurtarma formu LOF’un yanı sıra bazı ülkelerin milli standart kurtarma formları da kullanılmaktadır. Aralarındaki farklılıklara rağmen kurtarma formlarının amacı tarafların hak ve yükümlülüklerinin yanı sıra olası ihtilafların çözüme kavuşturulmasına yönelik hükümleri içermesidir. Türkiye’de ise sadece Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü (KEGM) tarafından kullanılan Türk Kurtarma Sözleşmesi 2015 (TURKS 2015) formu bulunmaktadır. TURKS 2015 haricinde, tekel bölgesi dışında kalan karasuları veya münhasır ekonomik bölgeye kadar yabancılık unsuru bulunmayan, tarafların Türk olduğu bir kurtarma faaliyetinde kullanabilecek standart bir milli kurtarma formu bulunmamaktadır. Bu eksiklik yüzünden tarafların Türk olduğu kurtarma vakalarında tahkimleri yabancı ülkelerde olan ya da standart olmayan sözleşmelere yöneltilmek mecburiyetine bırakılmaktadır. Bu çalışma ile bu eksikliği incelemek amaçlanmış, yapılacak bir milli standart kurtarma formunun genel anlamda hangi temeller üzerinde oluşturulması gerektiği ve oluşturulacak böyle bir formun fayda ve amaçları açıklanmaya çalışılmıştır.

Kurtarma Hukuku, Kurtarma Sözleşmesi Formu, Sözleşmeli Kurtarma, Arızi Kurtarma, 1989 Kurtarma Konvansiyonu.

Maritime salvage is classified as pure/non-contractual salvage and contractual salvage. Non-contractual salvage is the voluntary provision of the salvor without a pre-existing contract. In contractual salvage, a verbal/written agrejemden regarding salvage services is carried out between the salvor and the salvee. In practice, besides the standard salvage form LOF, the national standart salvage agreement forms of some countries are most commonly used. Despite the differences between them, the purpose of the salvage forms is to include the rights and obligations of the parties as well as provisions for the resolution of possible disputes. In Turkey, the TURKS 2015 form is only used by the Directorate General of Coastal Safety (DGCS). Except for TURKS 2015, there is no other standard national salvage form that can be used in a salvage operation where there is no foreign element up to the territorial waters or the exclusive economic zone outside the monopoly zone and where the parties are Turkish. Due to this deficiency, in salvage cases where the parties are Turkish are forced to arbitrations are made in foreign countries or non-standard contracts. In the study, it has been tried to address this deficiency, to explain the basis on which a national standard salvage form should be formed in general and the benefits and purposes of such a form to be created.

Law of Salvage, Salvage Agreement Form, Contractual Salvage, Pure Salvage, 1989 Salvage Convention.

GİRİŞ

Kurtarma, toplumların ihtiyacı üzerine deniz ticaretinin doğasında olan, bazı tehlikeleri azaltmayı teşvik etmek için oluşturulmuştur. Deniz kurtarmasının esasında, deniz eşyasının belirli deniz tehlikelerinden korunması, bu şekilde tehlikedeki geminin malikine bir fayda sağlanması ve kurtaran olmasaydı kurtarılanın eşyasının zayi olma veya önemli ölçüde zarar görme tehlikesinin olması gerekmektedir.

Günümüz modern kurtarma hukukunun temellerini İngiliz ve Amerikan hukuk sistemleri oluşturmaktadır. İngiliz hukuku altında sözleşmeli veya Anglo-Sakson hukuku (Common Law) şartları altında (sözleşmesiz) kurtarma davaları açılabilmektedir. Taraflar arasında sözleşme şartları kurtarma hizmetlerinin öncesinde, esnasında ve hatta tamamlandıktan sonra bile kararlaştırılabilmektedir.1 Üzerinde anlaşılmış bir sözleşme formunun, özellikle Lloyd’s Open Form (LOF) veya diğer bazı ülkelerin milli formlarının yanı sıra ülkemizde de Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü (KEGM) tarafından kullanılan TURKS 2015 gibi formlar ücret miktarının yazılmayıp sonrasında anlaşmanın sağlanamaması durumunda tahkim ile çözme imkânı sunulabilmektedir. Bu tür açık formların (open form) avantajlarından birisi de acil bir durumda kurtarma hizmetlerinin sağlanacağı şartlar üzerinde anlaşmak için vakit kaybedilmemesidir.

Ödül (award) hakkı (ki diğer taraftan “ücret (remuneration)” olarak da anılmakta olup), kurtarmanın özel hak kamu politikalarının ortak bir konusu olmasından dolayı ortaya çıkmıştır. Amacı sadece kurtarılan eşya için çalışan kurtaranın çıkarlarını karşılamak değildir. Aynı zamanda denizcileri tehlikede olanlara yardım etmeleri konusunda risk almaları için olumlu anlamda teşvik edip desteklemektedir. Her ne kadar kurtarma ücreti taraflar arasında bir anlaşma ile düzenlenebilir olsa da taraflar isterse sözleşme olmadan da kurtarma ücreti hakkı adil ilkelere ve kamu politikalarına dayandırılarak ödenebilmektedir. Bu bağlamda kurtarma hukuku hem eşya malikleri hem de kurtaran için adil olanı gözetir. Kurtarma hizmetinden fayda sağlanan her çıkar için, kurtarma hizmetleri sonucundaki ücrete katkıda bulunmalıdır.2 Bu durum ülkemizde TTK kurtarma hükümleri ve 1989 Kurtarma Konvansiyonu ilkelerine göre belirlenmektedir.

19. yüzyıldan beri İngiliz ve Amerikan yargı kararlarında bu hususa yönelik olarak kurtarma ücretlerinin yardımsever olma durumuna dayanan fedakârlık ilkesinden çok verilen kurtarma hizmetlerine yönelik denizcilerin ekonomik olarak teşvik edilmesi gereği birçok vakada vurgulanmaktadır. Bu yüzden kurtarmanın oluşumu bir gereklilik olduğu durumlarda, kurtarmaya konu olan eşya tehlikedeyse ve hizmet verilmişse, herhangi bir ücret talep edilmese bile, bu şartlarda makul ve sağduyulu bir malikin bir ödemeyi kabul etmesi gerekmektedir.3

I. KURTARMANIN KONUSU

Prensipte, kurtarma hizmetlerinden fayda sağlanarak elde edilen tüm menfaatler kurtarma ücreti ödemesine bir katkı teşkil eder.4 Korunan menfaatlerin değerlerini belirlemek ve kurtarma ücreti hesaplanırken temel alınacak fonun niceliğini ölçmek amacıyla farklı kurtarmaya konu olan unsurların tespit edilmesi gerekmektedir. Öyle ki bir unsurun kurtarma konusu olarak sınıflandırılması için (i) hangi nesneler için kurtarma ücretinin talep edilebileceği, (ii) kurtarma ücretine kimin katkıda bulunmakla yükümlü olduğu ve (iii) bu kişinin yapması gereken katkının ne düzeyde olduğu tespit edilmelidir.5

Geleneksel Deniz Kurtarma Hukuku’nun konusu tehlikede olan gemi, su aracı, yüklenmiş kargo, taşıma sözleşmesine uygun olarak navlun ve gemideki bunker gibi eşyalar olarak belirlenmiştir. Eşya (property) ve su aracı kavramları Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK)6 yanı sıra 1989 Londra Kurtarma Konvansiyonu7 tarafından da ele alınmıştır. Konvansiyondan iç hukukumuza olduğu gibi aktarılarak TTK’da kurtarma faaliyetlerinin konusu olarak madde 1298’de, “su aracı” veya “diğer eşya” olarak ifade edilmiştir. Burada eşya kelimesinin önüne ‘diğer’ kelimesinin getirilerek tanımın daha açık hale getirilmesi hedeflenmiştir. Geminin kendisinin de bir ‘eşya’ olduğu belirtilmektedir.8

Konvansiyon aynı zamanda kurtaranın gemi ve diğer eşyayı kurtarması esnasındaki hayat kurtarmasını da kurtarmanın bağımsız bir konusu olarak tanır. Konvansiyon deniz çevresinin korunmasını da kurtarmanın konusu olarak tanımaktadır. Dolayısıyla kurtaranın çevrenin korunmasındaki beceri ve çabaları, eşyanın kurtarılmasından ayrı özel tazminat (special compensation) olarak, eşya kurtarma ücretinin (salvage award) hesaplanmasında dikkate alınır.9