Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanununa İlişkin Değerlendirmeler

Assessments Regarding the Discipline Law of the Turkish Armed Forces

Hayrettin KURT

Askeri disiplin hukuku, genel disiplin hukukunun özel ve ayrıksı bir alanıdır. Bu disiplin düzeninin süjesi asker ya da asker sayılan kişilerdir. Askerlik mesleği doğası itibarıyla kendine özgü bir hukuk disiplinine sahiptir. Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanununun kabul edilmesi ile disiplin mahkemeleri ilga edilmiş ve yerini disiplin kurulları almıştır. Böylelikle, disiplin hukuku idari bir muhteva kazanmıştır. Hukuki ayırımın netleşmesi önemlidir. Zira, söz konusu kanunun öncesinde askeri disiplin hukuku, söz konusu mahkemelerin oluşumunda idari personele de yer veren, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatından uzak bir muhteva arz etmekteydi. Düzenlemeyle artık, idari yaptırımlara yönelik güvencelere koşut bir disiplin dizgesinin oluştuğundan bahsedebiliriz. Diğer taraftan, Türk idare hukukunda özellikle yargı kararları ile somutlaşan ilkeler bağlamında meseleye yaklaşmanın temel hak ve hürriyetler güvencesi bakımından önemli olduğunu değerlendiriyoruz. Başka bir deyişle Türk idare hukukunda dağınık bir muhteva arz eden savunma hakkı, yargı denetimi gibi kavramların sistematik bir şekilde söz konusu kanunda yer almasını askeri disiplin hukukundaki en önemli gelişme olarak görmek mümkündür.

Askeri Disiplin Hukuku, Asker Kişiler, Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu, İdari Yaptırımlar, Savunma İlkesi.

Military disciplinary law is unique and specific branch of general disciplinary law. The subjects of this disciplinary order are soldiers or the ones considered to be soldiers. Military service has a sui generis law discipline because of its nature. In conjunction with the adoption of Turkish Armed Forces Disciplinary Act, disciplinary courts were abolished and replaced by disciplinary boards. Therefore disciplinary law gained an administrative content. It is significant to clarify the legal distinction. Before the act in question, military disciplinary law had had a structure including administrative personnel in the formation of the courts far away from independence of courts and tenure of judges. By dint of legal arrangement, henceforth the formation of a disciplinary system parallel to the guarantees for administrative sanctions can be mentioned. On the other hand, we interpret approaching the issue in the context of the principles embodied in the Turkish administrative law, especially with the judicial decisions, in terms of the assurance of fundamental rights and freedoms is important. In other words, systematical inclusion of concepts such as the right of defense and judicial review, which have a dispersed content in Turkish administrative law, to the law in question can be the most important improvement in military disciplinary law.

Military Discipline Law, Military Persons, Turkish Armed Forces Disciplinary Act, Administrative Sanctions, Defense Principle.

I. Giriş

Askerî disiplin hukuku, askerî personelin askerlik görevini yerine getirdiği sırada görevin gerektirdiği ahlak ve kurallara uygun hareket etmesini sağlayan, bunun yapılmaması durumunda bu personele disiplin cezası uygulanabilmesine imkân sağlayan idari yaptırımlar hukukunun bir türüdür. Bu hukuk türü, disiplin hukukunun genel özelliklerini taşımasına rağmen askerlik mesleğinin ve askerî disiplinin doğasına uygun olarak bazı özel ve ayrıksı hukuki düzenlemeleri ihtiva etmektedir. Bu bağlamda Türk askerî disiplin hukuku, silahlı kuvvetlerin iç düzenini korumaya ve bozulan düzeni yeniden tesis etmeye yönelik olup, özellikle 31.1.2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunundaki eğitici ve ıslah edici disiplin sisteminin kurulmasından sonra yeni bir anlam ve muhteva kazanmıştır. Genel olarak disiplin sadece cezalandırma amacı taşımamaktadır. Bu yönüyle askeri disiplin kuralları, ordunun dirliğini, birliğini ve beraberliğini korumayı amaçlayan, hukukî, ahlaki ve etik davranış kuralları şeklinde tanımlanabilir.

Genel olarak disiplin hukuku, astın üste mutlak itaat etmesini, üstün de astının hukukuna riayet etmesini gerektirmektedir. Mutlak itaat, körü körüne bir itaat anlamına da gelmemektedir. İtaatin içinde sevgi, saygı, sadakat var iken, vatan ve millet sevgisinin teşvik edilmesi ile harmanlanan bir bağ söz konusudur. Üstün, astın hukukuna riayet etmesi, astın haklarına saygı duyması, asta sevgi ve hoşgörü ile yaklaşması, hiyerarşik yetkisini bir korkutma, caydırma ya da baskı aracı olarak kullanmamasını gerektirmektedir. Bu açıdan disiplin bir idarenin ya da organizasyonun bozulan düzeninin kurulması veya yeniden tesis edilmesidir. Başka bir deyişle disiplin, bir idare ya da organizasyonun çalışma düzenini korumayı amaçlamaktadır. Disiplin cezalarının verilmesindeki amaç ise kamusal yararın ve düzenin sağlanması, kamu hizmetlerinin sunulmasında bir düzen ve istikrarın devam ettirilmesi ve bu suretle kurum çalışma barışının her seferinde yeniden tesis edilmesidir.1

Fransızca “disciple”2 kökünden gelen disiplin, “eğitme, yola getirme”3 anlamlarında kullanılmakta ve “kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin bütünü”4 şeklinde ifade edilmektedir. Hukuksal kavram olarak ise istenilmeyen bir sonucu önlemeye yönelik yaptırımlar ve usul kuralları olarak tanımlanmaktadır.5 Yine askerî disiplin, bağlı olunan topluluğa ait kurallara uyma anlamındadır.6 4.11.1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 13’üncü maddesi de askerî disiplini “kanunlara, nizamlara ve amirlere mutlak itaat ve astının ve üstünün hukukuna riayet” şeklinde tanımlamaktadır.7

211 sayılı Kanun, görevin ifası için askerliğin temelinin disiplin olduğunu açıkça düzenlemiştir. Kanunun tarifini verdiği disiplinin iki önemli unsuru dikkat çekmektedir. Bunlar mutlak itaat ve hukuka riayettir.8 Yapılan tanımlardan da anlaşılacağı üzere, askerî disiplinde ilk husus itaatin önemli olduğudur. İtaat, başta Anayasa olmak üzere, askerî mevzuata ve askerî nitelikteki iç düzenleyici işlemler ile amirlerin emirlerine mutlak surette itaat etmeyi gerektirmektedir. 211 sayılı Kanunun 14’üncü maddesi bu hususu şu şekilde belirtmektedir, “Ast, ... amirlerine mutlak surette ve kanun ve nizamlarda gösterilen hallerde de üstlerine mutlak itaate mecburdur.”

İtaat, bir zorlama, baskılama ya da bir baskı aracı olarak da kullanılamaz. Zira itaatten kastedilen güven, sevgi, saygı ve sadakatin oluşturduğu bir bütünlüktür. Bu bütünlük mutlak itaat şeklinde tezahür etmektedir. İtaat her ne kadar astın bir yükümlülüğü gibi görünse de itaat ortamını oluşturmak üstün görevidir. Üst, astlarına hürmet, sevgi, saygı, sadakat ve güven hissini yaratacak bir ortam oluşturmalıdır. Zira 211 sayılı Kanunun 17’nci maddesi bu davranış kurallarının astın yükümlülüğünde olduğunu ifade etmektedir.

İtaat, bu tanımlardan da anlaşılacağı üzere, pozitif hukuk düzenlemelerine, nizamlara ve amirlere itaat şeklinde anlaşılmaktadır. Yazılı kuralların tümüne itaat, disiplinin doğasında bulunmaktadır. Diğer taraftan mutlak itaat, konusu yasalara göre suç teşkil eden emirleri kapsamaz. Bu takdirde, emri veren ve emri yerine getiren yani üst ve ast da sorumlu kalmaya devam eder.9 Askerî disiplinin ikinci önemli hususu, “ast ve üst hukukuna riayet” tir. Astlar, üstlerinin emir ve talimatlarına uyma yükümlülüğünde oldukları gibi, üstler de astlarının sahip oldukları hak ve yetkilerine saygı duymak yükümlülüğü taşımaktadırlar. Bu noktadan hareketle şu hususu tekrar vurgulamak gerekmektedir; disiplin sadece astların uymak zorunda oldukları bir kurallar bütünü değildir; üstler de disiplin kurallarına uymak zorundadır.10

211 sayılı Kanunun 13’üncü maddesinde belirtildiği üzere disiplin, askerliğin temelini teşkil etmektedir. Zira disiplin, savaş ve barış zamanlarında orduların bütünlüklerini koruyan en önemli enstrümandır. Askerî düzen ve disiplinin bozulduğu bir ordunun savaş ve barış zamanlarında kendisinden beklenen kamusal hizmetleri sunması da beklenemez. Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliği’nin 3’üncü maddesi, “Disiplinin azıcık dahi bozulduğu veya gevşediğini sezen her amir, bunun maddî ve manevî nedenlerini araştırarak gidermeye, disiplinin kurulması için kanun ve nizamlar dairesinde her türlü önlemleri almaya ve yetkilerini tam olarak kullanarak disiplini sağlamaya mecburdur” şeklinde bir hüküm ihtiva etmektedir. Askerî disiplin, yapıcı ve bastırıcı özellikler taşımaktadır. Yapıcı özellikleri, uyarma ve kınama cezalarında görülürken, bastırıcı özellikleri aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme gibi cezalardır. 6413 sayılı Kanun bu esastan hareketle, disiplin cezalarını yapıcı ve bastırıcı karakterine göre tadadi olarak belirlemiştir.

Askerî disiplinin çeşitli faydaları da bulunmaktadır. Bu faydalar, eğitim ve öğretim, örnek davranış kodları geliştirmek, iyi davranışları özendirmek ve ödüllendirmek, suç işleyenleri cezalandırmak şeklindedir. Yine, çağdaş kamu yönetimi anlayışında memurlar üzerinde korku yaratarak, baskıya dayanan kesin, sert cezalandırmalarla sağlanan disiplin terk edilmekte, onun yerine eğitici ve öğretici yönü ağır basan ve cezalandırmadan çok düzelten adil ve demokratik usullü disiplin yöntemlerine yer verilmektedir.11

Türkiye’de askerî hizmetlerin düzenli bir şekilde sunulması ve disiplinli bir ordu teşekkül ettirilmesi amacıyla ilk olarak 16.06.1964 tarihli ve 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri, Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanun hükümleri uygulanmış, daha sonra ise 6413 sayılı Kanun kabul edilmiştir. Bugün için, askerî hizmetlerin devamlılığını sağlamayı amaçlayan pozitif hukuk düzenlemesi 6413 sayılı Kanundur. Söz konusu Kanunun amacı, 1’inci maddesinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nde “etkin bir disiplin sisteminin tesis edilmesi, muhafazası ve idamesine ilişkin usul ve esasları belirlemek” şeklinde belirlenmiştir. Bu genel kavramlardan sonra, askerî disiplin hukukuna ait bazı temel kavramların açıklanmasına ihtiyaç bulunmaktadır.

II. Disiplinsizlik Kavramı

Yukarıda da belirtildiği gibi disiplin kavramı, Fransızca kökenli bir kelime olup, Türkçe’de yöntem, yol, yordam, usûl, sıkıdüzen, eğitme ve yola getirme anlamlarına gelmektedir.12 Gerek disiplin kavramı ve gerekse suç kavramı kanunlarımızda tarif edilmiş değildir.13 Genel olarak suç kavramı, bir ya da birden çok hukuksal değerin ihlal edilmesi demektir.14 Disiplin suçu ise daha özel bir kavram olarak karşımıza çıkmakta ve bireyin kendi rızasıyla ya da rızası dışında bulunduğu bir topluluk, grup ya da organizasyonun belli kurallarına karşı gelmesi şeklinde tanımlanmaktadır.15

6413 sayılı Kanun, disiplin suçu kavramını kullanmamış, bunun yerine disiplin cezası ile cezalandırılan fiil ve hareketleri disiplinsizlik olarak kabul etmiştir. Söz konusu Kanunda çok keskin biçimde disiplinsizlik kavramının disiplin suçu kavramı yerine kullanıldığını görmekteyiz. Bu tercihin, disiplin suçlarının genel olarak mahkemelerle özdeşleştirilmesinden, başka bir deyişle disiplin suçları ile disiplin amiri ve disiplin kurulları gibi hiyerarşik unsurların hukuki fonksiyon itibarıyla birbiriyle bağdaşmamasında yatmakta olduğundan dolayı kabul edildiğini belirtebiliriz. Bu durumla bağlantılı olarak belirtilmelidir ki ceza hukuku, genel toplumsal düzeni korumayı amaçlarken, disiplin hukuku bir idarenin kısmî düzenini korumayı amaçlamaktadır. Bu sonuncu düzenin, korunması yanında korunması usulünün de hukuk devleti kavramının unsurlarına uygun olma zorunluluğu bulunmaktadır. Aslına bakılırsa disiplin suçu, kısmî bir düzeni korumak amacıyla yaptırıma bağlanan fiilleri ifade etmektedir.16 Bu genel varsayım doğru olmakla birlikte 6413 sayılı Kanun ile kabul edilen disiplinsizlik kavramı ile muhakeme hukuku aşamasına gelmemiş ya da mahkeme salahiyetinde olmayan disiplin suçlarıyla türdeş kabul edilecek fiil ve hareketler Türk hukukuna girmiştir. Genel olarak disiplin suçları ile disiplinsizlik fiilleri arasında belirgin bir farklılık da bulunmamaktadır. Başka bir deyişle cezaî yaptırım gerektiren suçlar ile disiplin suçları arasındaki keskin ayırım burada temel hareketler ya da fiiller bakımından benzerlik göstermektedir.

Konuyla ilgisi bakımından ceza yaptırımları ile disiplin yaptırımları arasındaki temel farkları da kısaca belirtebiliriz.17 Buna göre, ceza hukukunda suçların belirlenmesi ve cezaların verilmesi yetkisi devlete aittir. Suçların ve cezaların belirlenmesi yasama organınca yapılırken cezalar mahkemeler tarafından verilir ve infaz rejimine göre de adli birimlerce icra edilir. Disiplin suçları ve cezalarının belirlenmesi yine yasama organınca yapılırken disiplin cezaları bir ülkenin hukuki tercihine göre iç düzeni bozulan kurum ve organca ya da mahkemelerce yerine getirilir. Mülga 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanuna göre bu yetki, disiplin mahkemelerince kullanılmaktaydı. Mahkemelerin tarafsızlığı, hâkim güvencesi, adil yargılanma haklarının daha fazla hukuk devleti idealinin ereği olarak kabul edilmesi, bu hakların, gerek yüksek mahkemeler gerek AİHM içtihatları doğrultusunda evrensel haklar olarak kabul görmeleri sonucunda disiplin mahkemeleri, Türk hukuk sisteminden çıkarılmıştır. Burada şu hususu vurgulamak gerekir ki, suçları cezalandırma faaliyeti bir yargısal faaliyettir ve yargılama kurallarına uyularak gerçekleştirilir. Adı her ne kadar disiplin mahkemeleri olsa da bu mahkemelerde yapılan üye görevlendirmeleri, üyelerin hâkimlik teminatından uzak olmaları, tugay ya da daha üst komutanlıklarda kurulabilmeleri, genel karakteristiği itibarıyla, yürürlükte bulundukları dönemde idarî bir organ olmaları niteliğini değiştirmemiştir. Bu faaliyet esasında idari bir organ marifetiyle yerine getirilmeli iken, adı salt mahkeme olup, içeriği itibarıyla tarafsız ve bağımsız bir mahkeme niteliğinde olmayan bir yapı ile disiplin cezalarının verilmesi, Türk askeri disiplin hukukunu tartışmalı hale getirmiş ve nihayetinde adil yargılanma hakkının zedelenmesinden dolayı ihlal kararı verilmiştir. Ayrıca AİHM, disiplin mahkemelerinin salt mahkeme olarak adlandırılmalarına bakmamış, kuruluş, görevlendirme ve kararları itibarıyla bunların adil yargılanma hakkını ihlal ettikleri sonucuna varmıştır. 6413 sayılı Kanunun Tasarı gerekçesinde18 de bu hususa vurgu yapılmış olup, 477 sayılı Kanun uyarınca disiplin suçu işleyen ve disiplin mahkemesince oda hapsiyle cezalandırılan asker kişinin başvurusunu kabul ettiği Bayrak-Türkiye davasında adil yargılanma hakkının ihlal edilmesini gerekçe göstererek Türkiye’nin tazminata mahkûm edildiği AİHM kararına da tasarının genel gerekçesinde yer verilmiştir.19

III. Askerî Disiplin Suçları

Askerî disiplin suçları, Anayasa’nın 129’uncu maddesinde belirtilen Anayasal çerçeveye göre yasama organı tarafından belirlenir. Bu düzenlemeye göre, uyarma ve kınama cezaları da dâhil olmak üzere memurlar hakkında verilen disiplin cezaları yargı denetimi dışında bırakılamaz. Ayrıca asker kişiler ile ilgili verilecek cezalar için yargı denetiminin istisna tutulacağı haller belirtilmiştir. Yine 211 sayılı Kanunun 13’üncü maddesinde, disiplinin sağlanması ve devam etmesi için özel kanunlarla cezai ve özel düzenlemeler ya da idari tedbirlerin alınacağı öngörülmektedir. Keza aynı Kanunun 18’inci maddesine göre disiplin amirinin maiyetindeki kişilere disiplini bozan fiil ve hareketlerinden ötürü disiplin cezası vereceği, bu cezaların niteliği ve verilmesi usulünün özel kanunlarda tespit edilen şekle göre tayin ve tespit olunacağı hüküm altına alınmıştır.20

Söz konusu Kanunun uygulama yönetmeliği olan Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliği’nin 3’üncü maddesi, disiplin halinin çok az dahi bozulması hallerine ilişkin bir tedbir olarak disiplin amirini, her türlü maddi ve manevi amilleri ortadan kaldıracak bir tutum almaya sevk etmekte olup, amirin disiplini korumak için kanun ve düzenlemeler çerçevesinde her türlü tedbiri alma yetkisini haiz olduğunu belirtmektedir. Bu suçlar, idarenin kısmî düzenini bozan suçlar olmasından dolayı mutlak surette mahkemeler tarafından cezalandırılabilen suçlar değildir. Disiplin âmirleri ya da ceza vermeye yetkili disiplin âmirleri de belirtilen yetkiye sahiptirler.21 Örneğin oda veya göz hapsi bunlardan bazılarıdır.22