Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Önleme Araması Kararına Dayanılarak Gerçekleştirilen Arama Sonucunda Elde EdilenUyuşturucu Maddelerin Hukuka Aykırı Delil Olup Olmadığı Sorunu

The Question of Whether the Drugs Obtained as a Result of the Search Based on thePreventive Search are Illegal Evidence

Ali BOYRACI

Arama, adli arama ve önleme araması olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Aralarındaki temel fark ise, adli aramaya suç işlendiği şüphesi üzerine karar verilirken, önleme araması henüz suç şüphesinin olmadığı bir aşamada uygulanmaktadır. Buna karşın gerek adli arama gerekse de önleme araması sonucunda elde edilen delilin kullanılabilmesi için arama işleminin hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi şarttır. Bu çalışmada önleme araması kararına dayanılarak gerçekleştirilen arama neticesinde elde edilen uyuşturucu maddelerin hukuka aykırı delil olup olmadığı sorununu tartışan Yargıtay Ceza Genel Kurulu (CGK)’nun T. 19.03.2019 ve E. 2016/20-346, K. 2019/221 sayılı kararı incelenecektir.

Adli Arama, Önleme Araması, Delil, Hukuka Aykırı Delil, Delil Yasakları.

Search is divided into two as judicial search and preventive search. The main difference between them is that while judicial search is decided on the suspicion of committing a crime, preventive search is applied when there is no suspicion of crime yet. However, in order to use the evidence obtained as a result of both judicial search and preventive searches, it is essential that the searches are carried out in accordance with the law. In this study, we will review of Supreme Court Assembly of Criminal Chambers’ decision (19.03.2019, No. 20-346/211) which discussed the question of whether the drugs obtained as a result of the search based on the preventive search are illegal evidence.

Judicial Search, Preventive Search, Evidence, Illegal Evidence, Evidence Prohibitions.

GİRİŞ

Arama, adli arama ve önleme araması olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Buna göre adli arama, şüpheli/sanığı yakalamak veya işlendiği iddia edilen suça/suçlara ilişkin delil elde etmek maksadıyla şüphelinin/sanığın üstünde, eşyasında, konutunda, işyerinde veya ona ait diğer yerlerde gerçekleştirilen araştırma işlemi olarak tanımlanabilir. Önleme araması ise kamu düzeninin ve güvenliğinin korunması, suçun veya tehlikenin önlenmesi amacıyla yapılan araştırma faaliyetini ifade etmektedir.1 Tanımlardan da anlaşılacağı üzere adli arama suç şüphesi üzerine gerçekleştirilen bir araştırma işlemiyken, önleme araması ise henüz ortada suç şüphesinin bulunmadığı bir aşamada yapılmaktadır.

Arama neticesinde elde edilen delilin ceza muhakemesinde kullanılabilmesi için arama işleminin hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi şarttır. Nitekim 1982 Anayasasının2 (AY) 38/7. maddesine göre “kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.” Ayrıca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu3 (CMK)’nun 217/2. maddesi de “yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir” demektedir. Dolayısıyla arama işleminin kanunda öngörülen şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi, arama sonucunda elde edilen delilin/delillerin de muhakemede kullanılamamasına yol açar.

Bu çalışmanın konusu Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19.03.2019 tarih ve 2016/20-346 Esas, 2019/221 Karar sayılı kararına konu mahkûmiyet hükmünün dayanağını teşkil eden ve önleme araması kararına dayanılarak elde edilen uyuşturucu maddelerin hukuka aykırı delil olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda verilen kararın incelenmesidir.

I. OLAYIN ÖZETİ

Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce uyuşturucu ticareti yapan kişi/kişiler ve örgütlerle ilgili olarak yürütülen istihbarat faaliyetleri neticesinde ... isimli kişinin Diyarbakır’dan temin edeceği yüksek miktardaki esrarı batı illerine götüreceği bilgisine ulaşılmıştır. Ardından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında ... isimli şüpheli tarafından kullanıldığı tespit edilen ... ve ... numaralı cep telefonları hakkında Diyarbakır 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 19.09.2013 tarihli ve 2013/265 sayılı kararı uyarınca iletişimin tespiti, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbirine karar verilmiştir. Bu tedbir kapsamında yapılan dinleme ve kayıt alma işlemleri sonucunda şüphelinin ..., ..., ..., ve ... isimli şahıslarla uyuşturucu sevkiyatı hususunda anlaşmaya vardıkları ve birlikte hareket ettikleri tespit edilmiştir. Bunun üzerine adı geçen ..., ..., ..., ve ... isimli şüphelilerin kullandıkları cep telefonları hakkında Diyarbakır 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 24.09.2013 tarihli ve 2013/279 sayılı, 25.09.2013 tarihli ve 2013/282-283 sayılı, 26.09.2013 tarihli 2013/284 sayılı kararları uyarınca iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbirine başvurulmuştur. Ayrıca şüphelilerden ..., ... ve “dayı” lakaplı ... hakkında Diyarbakır Sulh Ceza Mahkemesi’nin 24.09.2013 tarihli ve 2013/278, 2013/280 sayılı kararları ile CMK’nın 140. maddesine istinaden teknik araçlarla izleme kararı verilmiştir. Yürütülen soruşturma kapsamında Adana ilinde bulunan şüpheliler ... ve ...’nin uyuşturucu madde sevkiyatı ile ilgili olarak 25.09.2013 tarihinde Diyarbakır’a geleceklerinin öğrenilmesi üzerine aynı gün saat 12.20 civarında Şanlıurfa yolu üzerinde denetim noktası oluşturularak şüphelilerin gelmesi beklenmiştir. Saat 12.35 civarında denetim noktasına gelen ... plaka, ... marka kamyon durdurulmuştur. Yapılan kimlik tespitinde kamyon sürücüsünün şüpheli ..., yolcu koltuğunda oturan kişinin de şüpheli ... olduğu belirlenmiştir. Bunun üzerine yapılan kontrolün ardından kamyon saat 13.00 civarında denetim noktasından ayrılarak yoluna devam etmiştir. Ardından şüpheliler arasında gerçekleştirilen cep telefonu konuşmalarından Adana’dan Diyarbakır’a gelen şüpheliler ... ile ...’nin uyuşturucu madde sevkiyatını gerçekleştirmek üzere aynı gün (25.09.2013) şüpheliler ... ve ... ile Diyarbakır il merkezinde görüştükleri, şüphelilerden ..., ... ve ...’ın cep telefonlarını kapatarak Lice ilçesi civarında yeniden açtıkları, söz konusu şüphelilerin burada diğer şüpheli ... ile uyuşturucu madde sevkiyatı hususunda konuşmak için buluştukları, daha sonra şüpheliler ..., ... ve ...’ın Diyarbakır il merkezine geldikleri tespit edilmiştir. Devam eden teknik takip çalışmaları sırasında şüpheliler ..., ... ve ...’ın uyuşturucu maddenin sevkiyatını gerçekleştirmek amacıyla 26.09.2013 tarihinde saat 23.00 civarında Silvan yoluna doğru hareket edeceklerinin öğrenilmesi üzerine Silvan yolu üzerinde çalışmalara başlanmış ve saat 23.05 civarında Silvan yolu 450 Evler Kavşağından Bölge Trafik Denetleme İstasyonu istikametine doğru seyir hâlinde olan ... plaka kamyon görülüp fiziki takibe alınmıştır. Daha sonra söz konusu kamyonun Silvan istikametinden Hani yolu güzergâhına dönüp Büyükkadı, Soğanlı ve Büyükakören köylerini geçtikten sonra Soylu köyü yönüne girdiği görülmüş, operasyonun güvenliğini tehlikeye atmamak için fiziki takip burada sonlandırılmış ve eski Hani yolu üzerinde kamyonun geri dönüşü beklenmeye başlanmıştır. 27.09.2013 tarihinde saat 02.30 civarında bahsi geçen kamyonun eski Hani yolu üzerinde Küçükakören mevkisinden Diyarbakır’a doğru seyir hâlinde olduğu tespit edilerek kamyon tekrar takibe alınmış, bu sırada eski Hani yolu üzerinde İkikuyu köyü mevkisinden ... plaka sayılı D...D... marka aracın Diyarbakır’a doğru hızlı bir şekilde hareket hâlinde olduğunun görülmesi üzerine şüpheli ...’ın bu araçta olabileceği düşünülerek söz konusu araç da fiziki takibe alınmıştır. Ardından ... plaka sayılı kamyonun eski Hani yolu üzerinden Sarıca yol ayrımından yaklaşık 300 metre içeri girip kısa bir süre burada beklediği ancak daha sonra tekrar eski Hani yoluna çıkarak Diyarbakır’a doğru hareket ettiği, bu sırada ... plaka sayılı aracın da Sarıca yol ayrımını geçip ... plaka sayılı kamyon ile arasındaki mesafeyi koruyarak senkronize şekilde Diyarbakır yönüne doğru gittikleri görülmüştür. Bir süre sonra kamyonun Silvan yoluna yaklaşık bir kilometre kala sağda bulunan stabilize yola girip yaklaşık 500 metre kadar sonra park ederek beklemeye başladığı, aracın ise Silvan yolundan Diyarbakır’a doğru devam ettiği, bunun üzerine araçta bulunan kişilerin yol üzerinde bulunabilecek denetim noktalarını, kamyondaki kişilere bildirmek için yoluna devam ettiği düşünülerek Silvan yolu Karşıyaka Lokali önünde oluşturulan denetim noktası geçici olarak kaldırılmıştır. Söz konusu aracın geçişinden sonra yeniden denetim noktası kurulmuş fakat park hâlindeki kamyonun yoluna devam etmeyip beklemesi üzerine fiziki takibin fark edildiği değerlendirilmesi yapılarak operasyon kararı alınmış ve saat 03.20 civarında kamyonun beklemekte olduğu yere gidilmiş, kamyonda bulunan kişinin yapılan kimlik tespiti sonrasında şüpheli ... olduğu belirlenmiş, sonrasında şüpheli ... ile kamyonun bulunduğu yerden alınıp Karşıyaka Lokali önünde oluşturulan denetim noktasına götürülmüştür. Burada Diyarbakır 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nin önleme kararına istinaden narkotik arama köpekleri Dante ve Pink marifetiyle yapılan aramada, köpeklerin kamyonun kasa kısmına tepki vermeleri üzerine kasanın arka kapağı açılarak zeminin 30 cm yüksekliğindeki demir tabaka ile kapatıldığı, kasanın orijinal alt tabanı ile sonradan yükseltilen taban arasında dört eşit bölme bulunduğu tespit edilmiştir. Bölmelerin kapağı açıldığında (93) paket hâlinde daralı ağırlıkları toplamı 374, 250 kg gelen suç konusu uyuşturucu madde ele geçirilmiş ve arama işlemine saat 03.30 civarında son verilmiştir. Ayrıca devam eden teknik takip neticesinde ... plakalı araçta bulunan şüpheliler ... ve ...’ın Şanlıurfa yolu Çöl güzeli mevkiinde bekledikleri, yaklaşık 10 dakika sonra il merkezine doğru hareket edip Şanlıurfa yolundan Elazığ yolunu takiben Seyrantepe istikametine devam ettikleri, Seyrantepe kavşağından Şanlıurfa yolunu takiben Polis Lojmanları yönüne döndükleri anlaşılmış, saat 03.50 civarında söz konusu araç Polis Lojmanları önündeki görevlilerce durdurulmuştur. Yapılan kimlik kontrolünde araç sürücüsünün şüpheli ..., arka koltukta ise şüpheli ...’ın bulunduğu tespit edilerek şüpheliler yakalanmıştır. Uyuşturucu sevkiyatında yer alan diğer şüpheli ... de saat 12.00 civarında yakalanmıştır.

Daha sonra Diyarbakır Polis Kriminal Laboratuvarı tarafından düzenlenen 23.10.2013 tarihli rapora göre; net ağırlığı 335.440 kg gelen yeşil renkli tohumlu bitki parçalarından 117.404 kg esrar elde edilebileceği öğrenilmiştir.

Sanıklar hakkında açılan kamu davasında Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu (TCK)’nun 188. maddesinde yer alan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan dolayı 14 yıl hapis ve 100.000 TL adli para cezasına hükmetmiştir. Söz konusu hüküm sanık ... ve sanık müdafileri ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosyayı temyizen inceleyen Yargıtay 20. Ceza Dairesi, soruşturma aşamasında önleme araması neticesinde elde edilen uyuşturucu maddelerin delil olarak kullanılamayacağı, dolayısıyla mahkûmiyet hükmünün hukuka aykırı delile dayandığı gerekçesiyle bozma kararı vermiştir. Bu karara karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itiraz edilmiş ve dosya görüşülmek ve nihai karar vermek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna intikal ettirilmiştir.

(NOT: Olayın özetinde belirtilen Diyarbakır 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 23.09.2013 tarihli ve 2013/1253 Değişik İş sayılı önleme araması kararı Diyarbakır il merkezi polis sorumluluk bölgesinde ve şehrin giriş ve çıkışlarında şüpheli araçlar ile kişiler üzerinde 23.09.2013 tarihi saat 17.00’dan 30.09.2013 tarihi saat 17.00’a kadar il merkezi genelinde arama yapılmasına ilişkindir.)