Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İfade Özgürlüğü ve Müstehcenlik: Avrupa İnsan 
hakları Mahkemesi Kararlarına ve Türk Ceza Kanunu’nda Düzenlenen Müstehcenlik Suçuna İlişkin Bazı Gözlem ve Değerlendirmeler

FREEDOM OF EXPRESSION AND OBSCENITY: SEVERAL OBSERVATIONS AND CONSIDERATIONS RELATING TO DECISIONS OF THE EUROPEAN 
COURT OF HUMAN RIGHTS AND CRIME OF OBSCENITY STATED IN 
TURKISH CRIMINAL CODE

Türker ERTAŞ

Özet: Müstehcenlik kavramı, ifade ve basın özgürlüklerine yapılan sınırlamaların gerekçesi olarak karşımıza çıkmakta olup müstehcen niteliğe haiz materyallerin denetimindeki usuller esas olarak devletlerin kendi suç politikalarına bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Yine bu kavramın genel ahlakın ve çocukların korunması unsurları ile bağlantılı olması, üzerine yapılan tartışmaları daha da önemli hale getirmektedir. Müstehcenliğin kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi hususunda ise yargı organlarının işlevi ayrıca önem arz etmektedir. Bu hususta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi esas olarak müstehcen materyallerin denetlenmesi bakımından taraf devletlere geniş bir takdir marjı bırakırken Akdaş/Türkiye Kararı ile Avrupa Edebi Mirası kavramını oluşturarak üye devletlerin müdahalede bulunmamasını öngördüğü bir alan meydana getirmiştir.

Anahtar Kelimeler: Müstehcenlik Suçu, İfade Özgürlüğü, Genel Ahlak, Avrupa Edebi Mirası, Sanat.

Abstract: The concept of obscenity appears to be the justification for restrictions on freedom of expression and the press and principles of controlling obscene materials may show changes depending upon the crime polices of states. Nevertheless, connection of this concept with protecting public morality and children increase the importance of discussions on the concept itself. The functions of judicial bodies in regard to determine the scope and limits of obscenity also have importance. In this respect principally giving a broad margin of appreciation to the member states in point of controlling of obscene materials, in the case Akdas v. Turkey the European Court of Human Rights has generated an area which the member states cannot interfere by creating a notion of European Literary Heritage.

Keywords: Crime of Obscenity, Freedom of Expression, Public Morality, European Literary Heritage, Art.

GİRİŞ

Müstehcenlik, özellikle son yıllarda üzerinde bir hayli tartışmanın yaşandığı bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kavramın esas itibariyle ifade ve basın özgürlüğüne yapılan sınırlamalara gerekçe olması ise bu tartışmaların boyutunu daha da ilginç hale getirmektedir. Gerçekten de müstehcen nitelikteki ürünlerin denetlenmesi ve müstehcen eylemlerin yaptırıma bağlanması her dönemde her devletin üzerinde titizlikle durduğu konulardan birisi olmuştur. Çünkü müstehcenlik, deyim yerindeyse bir kefesinde ifade özgürlüğünü, diğer kefesinde ise genel ahlakın ve çocukların korunması hususlarını barındıran hassas bir terazi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu hassas terazide dengeleri belirleyen unsurların ise esas olarak yasal düzenlemeler ve yargı kararları olduğunu söylersek yanlış yapmış olmayız.

Bu çalışmanın özünü müstehcenlik kavramının içeriği ve ifade özgürlüğü ile ilişkisi oluşturmaktadır. Bu doğrultuda çalışmanın ilk bölümü genel olarak müstehcenlik kavramına ayrılacak, ikinci bölümde ise müstehcenlik kavramının içeriği ve neyin müstehcen olabileceği hususunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği kararlarda benimsediği görüşlerin incelenmesi ve değerlendirmesi yapılmaya çalışılacaktır. Gerçekten de aşağıda ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz üzere Strasbourg Mahkemesi bu hususta son yıllara dek üye devletlere geniş bir takdir marjı bırakırken, 2010 yılında verdiği Akdaş/Türkiye kararı ile Avrupa Edebi Mirası kavramını benimseyerek bu hususta adeta üye devletlerin müdahale edemeyeceği bir alan meydana getirmiştir. Son bölümde ise esas olarak Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen müstehcenlik suçuna ilişkin doktrindeki görüşler ışığında bazı gözlem ve değerlendirmelerde bulunulmaya çalışılacak ve müstehcenlik suçunun 1982 Anayasası’nın öngörmüş olduğu temel hak ve özgürlükler sistemi karşısındaki konumu tartışmaya açılacaktır.

I. GENEL OLARAK MÜSTEHCENLİK

Müstehcen kelimesi Arapça kökenli “hücnet” kelimesinden türemiş olup “açık seçik, edebe aykırı, yakışıksız, çirkin ayıp, utanç verici” anlamlarına gelmektedir1. Kelimenin İngilizcedeki karşılığına baktığımızda ise “obscene” olarak karşımıza çıkan bu söz, Latincede “uğursuz” ve “iğrenç” anlamlarına gelen “obscenus” ile “obscaenus” kelimelerinden türemiştir2. Obscene kelimesine anlam olarak baktığımızda ise Türkçe’deki karşılıklarına paralel olarak “duyulara iğrenç gelen, erdem ve ahlaka aykırı; özellikle arzuları ve ahlaksızlığı tetiklemek için tasvir edilen3, “kabul edilmiş ahlak ve edep standartları karşısında çirkin ve iğrenç4, “genelde cinsellik veya bunun gösterimiyle ilgili olduğu için çirkin, kaba ve şok edici olan5 şeklindeki tanımlamalara rastlamaktayız.