Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Temel Haklardan Vazgeçme

Philipp S. FISCHINGER,

I. KAVRAM VE KAPSAMI

“Temel haklardan vazgeçme” kavramından temel hak sahibinin bir temel hakka yönelik somut bir müdahaleye rıza göstermesi ve temel hakkın bu müdahale sonucu ihlal edilmesi anlaşılmalıdır1. Buna karşın bu kavramdan, bir ya da birden fazla temel hakkın korunmasından sürekli, hepten ve fiiliyatta hemen hemen hiç öngörülemeyen bütüncül bir vazgeçme anlaşılmamalıdır.

Temel haklardan bu tür bir vazgeçme, temel hakların fiiliyatta kullanılmamasından açık bir şekilde ayrılmalıdır2. Örneğin, bir kişi bir toplantı veya gösteri yürüyüşüne katılmıyor ise yukarıdaki anlamda bu temel hakkından vazgeçmiş olmamakta; sadece bu temel hakkını fiiliyatta kullanmamış olmaktadır. Buna karşılık toplantı veya gösteri yürüyüşü, katılımcıların rızası ile iptal ediliyor ve bu iptal Alman Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu § 15/ III, IV’ün öngördüğü iptal edilme koşullarının birinden de kaynaklanmıyor ise, bu durumda temel hak sahiplerinin temel haklarından vazgeçmeleri söz konusu olmaktadır. Bu durum temel hak ve özgürlüklerin fiiliyatta kullanılmamasının kapsamının belirlenmesinde hukukî bir kıstas niteliğinde olmaktadır3; çünkü, toplantı ve gösteri yürüyüşünün iptal edilmesine rıza gösteren rızası ile bağlı olduğu için, onun ileride bu toplantı ve gösteri yürüyüşünün iptal edilmesinin hukuka aykırılığını ileri sürmesi mümkün olmayacaktır4.

Temel hakların negatif boyutunun temel haklardan vazgeçme ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Gerçekten her kim herhangi bir inanç ya da dünya görüşüne sahip değilse ya da herhangi bir topluluğa girmek, faaliyete katılmak istemiyorsa bu durumda onun temel haklarının hukuken korunmasından vazgeçmiş olduğu söylenemez. Bu kişi daha ziyade kendi temel hakkını negatif davranış özgürlüğü yönüyle kullanmış olmaktadır ve bir bakıma “davranışa alternatif olarak nitelenebilecek bir hareketsizlik5te bulunmaktadır. Temel haklardan vazgeçme ise temel hak sahibinin sürekli biçimde sarih veya hukukî sonuç doğurmaya yönelik hareketini zorunlu kılar(bkz. IV 1 numaralı başlık).