Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Amerika Birleşik Devletleri’nde Ceza Yargılamalarında Jüri Usulünün Kısa Bir Tarihçesi

A Brief History of the Criminal Jury in the United States

Albert W. ALSCHULER, Andrew G. DEISS, Halil İbrahim DOĞAN

İngiltere’deki ceza davalarında uygulanan jüri usulünün tarihi üzerinde çok sayıda ve oldukça değerli çalışmalar bulunmasına ve koloni dönemindeki Amerikan jüri usulü de kayda değer bir şekilde çalışılmasına rağmen Haklar Bildirisi’nden (Bill of Rights) sonraki 200 yıllık süreçteki Amerikan Jüri usulünün tarihçesi şaşırtıcı bir şekilde ihmal edilmiştir. Günümüz jüri usulüne “tarihi perspektiften” de bakan bir grup çalışmadan ve bir uygulayıcının jüri uygulamasına yaptığı tarihsel methiyeden başka, 19. ve 20. yüzyıllardaki Amerikan jüri usulünün tarihçesini baştan sona ele alan bir çalışma bulmayı başaramadık. Bu sebeple jüri usulünün bu yüzyıllardaki değişim sürecini ele alan bir çalışmanın, velev ki bu çalışma kaba bir taslak olsun, faydalı olacağı kanaatindeyiz.1

Çalışmamızdaki ana temayı “jürinin yapısındaki demokratikleşme arttıkça Amerikan medeni hayatında oynadığı rolün azaldığı” oluşturmaktadır.2 Bu tema ile ne sebebi ne de sonucu işaret ediyoruz, yalnızca ortadaki ironiyi göstermek istiyoruz.3 Bu makalenin Birinci Bölüm’ü jüri yargılaması anayasal hakkının koloni dönemindeki arka planını kısaca ele almaktadır. İkinci Bölüm’de jürinin yapısında meydana gelen değişiklikler kronolojik olarak sıralanmaktadır. Mülk sahibi olmayan beyazlar, başlangıçta kabul edilmemelerine rağmen, hızlı bir şekilde jüri üyesi olabilme hakkını kazanmıştır. Siyahîler, diğer azınlık gruplar ve kadınlar ise ancak uzun mücadelelerden sonra bu hakkı elde edebilmişlerdir. Üçüncü Bölüm, Amerikan jürisinin hukuki meselelerde karar verme gücünü yasal olarak nasıl yitirdiğini açıklamaktadır. Bu bölümde jürinin hukuki unsurları değerlendirmekteki yasal gücünü yitirmesinin, süregelen red döngüsünün ve yazılı hukuka (book law) dönmenin bir parçası olduğu sonucuna varılmaktadır. Dördüncü Bölüm, ceza pazarlığı (plea bargaining) uygulaması yoluyla jürinin rolünün nasıl işlevsiz hale getirildiğini incelemektedir.

Son iki yüz yılda ceza yargılamalarındaki jüri usulünde meydana gelen önemli değişikliklerin tümünden bahsetmeyi başaramadık. Çalışmada yer veremediğimiz başlıkların arasında şunlar da yer almaktadır:

(1) Yargıçların delillere dair ilkeleri belirlemek ve bunları uygulamak, duruşmadaki delilleri yorumlamak, beraat kanaati belirtmek, jüriye talimat vermek, jüri istişare süresini ve şartlarını belirlemek, jüri üyelerini kanaatleri hakkında sorgulamak ve yeni duruşmalara karar vermek gibi yollarla jüri kararlarını yönlendirmesinde ve kontrol edebilmesinde meydana gelen değişiklikler;

(2) Bir jüri heyetinin muhtelif davalara bakabilmek yerine yalnızca bir davaya özgü olarak oluşturulması ilkesinin kökeni;

(3) Yargılama sürecinde jüri üyelerinin görevleri, özellikle tanıkları sorgulama görevi;

(4) Jüri beyanlarının genel geçer, gayriresmî ifadelerden standart, yazılı, teknik ve (genellikle) anlaşılmaz hukuki ifadelere dönüşümü;

(5) Jüri üyelerine ettirilen yeminin (voir dire examination) mahiyetinde meydana gelen ekleme ve çıkarmalar;

(6) Mavi kurdele jürisinin (blue ribbon jury) ortaya çıkışı ve kaldırılması; (7) Jüri yargılaması hakkının, 14. Anayasa Değişikliğinin (14th Amendment) yargılama usulü maddesi (Due Process Clause) “kapsamına alınması”;

(8) Ceza davalarında 12 kişiden az üyeden oluşan jürilere ve oybirliği olmadan da karar verebilen jürilere izin verilebilmesi;

(9) Jüri üyelerinin kamu görevlileri tarafından takdir yetkisi kullanılarak seçilmesi usulünün yerini farklı metotların alması; ve

(10) Jüri yargılamasına bir alternatif olarak kürsü yargılaması (bench trial) usulüne imkân tanınması.

Çalışmada yer verdiğimiz hususların yanında bu başlıklar hakkında da eserlerin telif edilmesi gerekmektedir. 6. Anayasa Değişikliği (6th Amendment) sonrasında, ceza yargılaması jürisinde meydana gelen değişiklikler de, üzerinde oldukça çalışılan daha önceki değişiklikler gibi, oldukça dramatik ve kayda değerdir. Eğer bu saydıklarımız meselenin daha kapsamlı olarak açıklanmasını sağlayacak şekilde başkalarına yardımcı veya teşvik edici olursa bundan memnuniyet duyarız.4