Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ticari Sır, Bankacılık Sırrı veya Müşteri Sırrı Niteliğindeki Bilgi veya Belgelerin Açıklanması Suçu (TCK m. 239/1-3)

İlker Tepe

I. GENEL OLARAK

Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki belge ve bilgilerin açıklanması suçu (TCK m. 239) TCK’nın ikinci kitabının üçüncü kısmı olan “Topluma Karşı Suçlar”ın dokuzuncu bölümünü teşkil eden “Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar” içerisinde düzenlenmektedir. TCK m. 239/1’de suç teşkil eden eylemler ortaya konulmuştur. Buna göre; sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişi, şikâyet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu bilgi veya belgelerin, hukuka aykırı yolla elde eden kişiler tarafından yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi hâlinde de bu fıkraya göre cezaya hükmolunur. Bu fıkranın her iki cümlesi de; kendi içinde özellikle ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrının, yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesinden önceki aşamada nasıl ele geçirildiğine bağlı olarak farklı bir yapı ortaya koymaktadır. Bu anlamda ilgili fıkranın birinci cümlesi bakımından ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki belge veya bilgilerin hukuka uygun bir biçimde ele geçirilmiş olması aranırken ikinci cümlede söz konusu sırların hukuka aykırı yollardan temin edilmiş olması gerekmektedir.

Maddenin ikinci fıkrasında ise birinci fıkrada sayılan hukuki konular dışında fenni keşif ve buluşlar ile sınaî uygulamalar hakkında da birinci fıkra hükmünün geçerli olacağı belirtilmiştir.

Maddenin üçüncü fıkrasında ilk iki fıkrada belirtilen hususlar hakkında bir nitelikli hal düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; Türkiye'de oturmayan bir yabancıya veya onun memurlarına açıklandığı takdirde, faile verilecek ceza üçte biri oranında artırılır. Ayrıca bu hallerde suçun takibi birinci fıkradakinin aksine şikâyete tabi olmaktan çıkartılmıştır.