Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Ceza Kanununda Sağlık Personelinin İhbar Yükümlülüğü

Sevinç Arslan Hızal

ÖZET: 5237 sayılı TCK’nın 280. maddesinde sağlık mesleği mensubunun suçu bildirmeme suçu düzenlenmiştir. Eski (765) TCK’nın Kabahatler bölümünde, “Cürmü Haber Vermede Zühul” başlığı altında düzenlenmiş olanı 530. madde, bu kanunun yürürlükte olduğu dönem içinde pek az uygulandığı ve tedavi amacıyla sağlık personeline başvuran kişi takibata maruz kalacaksa ihbar zorunluluğu bulunmadığı halde, sağlık personelini “muhbir” konumuna getirdiği ve meslek sırrı ile çeliştiği gerekçesiyle doktrinde eleştirilmiştir.

5237 sayılı TCK’daki 280. maddenin metninde, fail konumundaki sağlık mesleği mensubunun kapsamı genişletilmiştir, ancak failin kamu görevlisi olan sağlık mesleği mensubu mu olacağı yoksa serbest çalışan sağlık mesleği mensubu mu olacağı hususunda bir açıklık getirilmemiştir. Bununla birlikte maddede geçen “belirti” kavramından ne anlaşılması gerektiği ve ihbarı zorunlu bulunan suçların kapsamında şikâyete bağlı suçların bulunup bulunmayacağı da açıklanmamıştır. Yine madde metninde ihbarın yapılacağı merci, ihbarın süresi ve ne şekilde yapılacağı belirtilmemiştir.

Çalışmamızda bütün bu hususlar irdelenerek, 5237 sayılı TCK’nın 280. maddesindeki ihbar yükümlülüğü, sağlıkla ilgili düzenlemelerde yer alan meslek sırrı ve sağlık mesleği mensubunun uymakla yükümlü olduğu diğer etik ilkelerle birlikte değerlendirilerek tartışılmıştır.

Sağlık Mesleği Mensubu, İhbar Yükümlülüğü, Meslek Sırrı

1. GİRİŞ

Ceza kanunları, toplumdaki her insanı tek tek ilgilendirdiği gibi, toplumun bir bütün olarak yaşamını düzenleme, denetleme ve aynı zamanda kısıtlama niteliğine sahiptir. Bu sebeple ceza kanunlarının bazı maddeleri vatandaşlara ve belirli meslek gruplarına yönelik bazı yükümlülükler içerir. Bu yükümlülüklerden bir tanesi de “ihbar yükümlülüğü” dür.

İhbar sözcüğü, sözlükte “Bir şeyi yetkili bir makama bildirme” veya “yasadışı bir eylemi ya da yasadışı eylemde bulunan kimseyi yetkili makama bildirmek eylemi; “bu amaçla verilen bilgi” veya “ bir kimseyi, bir şeyi (bir kimseye, bir gruba) ihbar etmek, onları cezalandırmak ya da mahkûm ettirmek üzere adalete ya da yetkiliye bildirmek” şeklinde tanımlanmıştır1.

5237 sayılı TCK’da “Suçu Bildirmeme Suçu” başlığı altında 278. maddedeki suç tipi kamu görevlisi olmayanlar için öngörülmüş yeni bir suçtur. Doktrinde bazı yazarlar2 tarafından, bireyin suçun işlenmesinin önlenmesini isteme hakkı bulunduğu gibi, suçun önlenmesi çabalarına yardımcı olmasının da bir ödev olduğu görüşünden kaynaklanan bir düzenleme olarak nitelendirilen bu hükmün, toplum barışının, kamu güvenliği ve düzeninin korunması için isabetli bir yenilik olduğu düşünülmektedir. Aynı yazarlara göre, her ne sebeple olursa olsun bir suçun görmezden gelinmesi, hukukun üstünlüğüne dayalı bir toplumda olmaması gereken, o toplumda birey olma hakkı ve yükümlülüğüyle bağdaşmayan bir davranıştır3. Kamu görevlisi bu suçu işlerse özel hüküm mahiyetindeki TCK’daki 279. maddeye göre, sağlık mensubu bu suçu işlerse 280. maddeye göre sorumlu olacaktır.