Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’nun, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Bağlamında Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı

Independence and Impartiality of the Turkish Football Federation Arbitration Committee in the Context of the European Convention on Human Rights

Gürkan PAK

Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’nun oluşumu ve yapmış olduğu yargılamaların bağımsız ve tarafsız olmadığı yönünde eleştiriler doktrinde yıllardır dile getirilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önüne, TFF Tahkim Kurulu’nun bağımsız ve tarafsız yargılama yapmadığı ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiğine yönelik birçok başvuru gelmiştir. Son olarak AİHM, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’nun bağımsız ve tarafsız bir tahkim yargılaması yapmadığı ve bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde eleştiriler barındıran birçok karara 2020 ve 2021 yıllarında imza atmıştır.Makalemiz kapsamında, öncelikle TFF Tahkim Kurulu’nun mahkeme niteliği ve önüne gelen uyuşmazlıkların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kapsamında olup olmadığı incelenecek, ardından Tahkim Kurulu’nın bağımsızlığı ve tarafsızlığı, AİHM tarafından verilmiş olan güncel kararlar eşliğinde yapısal açıdan değerlendirilecek, nihayetinde AİHM’in güncel kararları doğrultusunda TFF Tahkim Kurulu’nun oluşumuna ilişkin yapılan değişikliklerin yeterliliği incelenecektir.

Türkiye Futbol Federasyonu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Tahkim Kurulu, Adil Yargılanma Hakkı, Bağımsızlık ve Tarafsızlık.

Criticisms on the formation of the Arbitration Board of the Turkish Football Federation and the proceedings carried out by them are not independent and impartial have been verbalized in the doctrine for years. Many applications have been brought before the European Court of Human Rights (ECHR) towards that the TFF Arbitration Board does not conduct independent and impartial trials and violates the right to a fair trial. In 2020 and 2021, the ECHR signed many decisions that criticized the fact that the Arbitration Committee had not conducted an independent and impartial trial and that the right to a fair trial before independent and impartial courts had been violated.In this article firstly, the nature of the TFF Arbitration Committee will be evaluated and it will be reviewed whether the disputes before the committee are within the scope of the European Convention on Human Rights or not, afterwards the independence and impartiality of the Arbitration Committee will be evaluated from a structural point of view, and finally, the adequacy of the latest changes in the formation of the TFF Arbitration Committee will be evaluated in line with the current decisions of the ECHR.

Turkish Football Federation, European Convention on Human Rights, European Court of Human Rights, Arbitration Committee, Right to a Fair Trial, Independence and Impartiality.

Giriş

Spor alanında özellikle futbolun, ülkemizde ve tüm dünyada önemi her geçen gün artmakta olup etkisini başlıca turizm, teknoloji, medya, psikoloji, sosyoloji, sağlık, siyaset ve hukuk gibi temel alanlarda hissettirmektedir. Futbol, ekonomideki payını ivmelenerek arttıran dev bir endüstri haline gelmiştir. Bu dev endüstrinin başlıca süjeleri; futbolcular, teknik adamlar, antrenörler, seyirciler, menajerler, kulüpler, federasyonlar, hakemler ve gözlemcilerdir.1

Türk spor endüstrisinin önemli süjelerinden olan Türkiye Futbol Federasyonu ilk olarak Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı2 adıyla 14 Temmuz 1922 yılında kamuya yararlı dernek statüsünde3 “Türkiye Futbol Heyet-i Müttehidesi” adıyla kurulmuştur.4

TFF’nin en üst hukuk kurulu ve TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen nitelikteki uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar mercii yapı ise TFF Tahkim Kurulu olarak adlandırılmaktadır. TFF Tahkim Kurulu son halini 5894 sayılı Kanun5 ve buna uygun olarak düzenlenmiş TFF Statüsü6 ve TFF Tahkim Kurulu Talimatı7 ile almıştır. Tahkim Kurulu’nun adil bir yargılama yapıp yapmadığı, bağımsız ve tarafsız olup olmadığı tartışılmakta olup bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde yargılanma hakkı AİHS’in 6’ncı maddesinde düzenlenen şemsiye bir hak olan adil yargılanma hakkı içinde düzenlenmiştir. İlgili hüküm kapsamında bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde yargılanma hakkı, medeni haklara ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıklar ile bir suç isnadının mevcudiyeti durumunda koruma sağlamaktadır. Anılan hükümde bu kapsamdaki uyuşmazlıklar ve suç isnatları bakımından herkes yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde yargılanma hakkına sahiptir.

I. AİHS Madde 6’nın TFF Tahkim Kurulu Bakımından Uygulanması

AİHS m.6 kapsamında adil yargılanmadan söz edilebilmesi için yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme önünde, makul sürede ve aleni olarak yargılama yapılması gerekmektedir. AİHS çıkabilecek hak ihlallerini yalnızca medeni haklara ve yükümlülüklere ilişkin bir uyuşmazlık ya da bir suç isnadı olması durumunda koruma altına almıştır, bu kapsama girmeyen uyuşmazlıklar bakımından yapılan başvurular ise kabul edilebilirlik denetiminden geçemeyecektir. Çalışmamız kapsamında bu bölümde, öncelikle (A) TFF Tahkim Kurulu’nun mahkeme niteliği değerlendirilecek, ardından kabul edilebilir bir başvuru yapılabilmesi için (B) AİHS kapsamına giren uyuşmazlık ve yaptırımlar ele alınacak ve son olarak AİHM’in 2020-2021 yıllarında Tahkim Kurulu’na ilişkin vermiş olduğu kararların (C) AİHS m.6 yönünden kabul edilebilirlik değerlendirmesi yapılacaktır.

AİHM, Avrupa’da ortak bir koruma anlayışının geliştirilmesi amacı ile AİHS’te yer alan kavramları, sözleşmenin amacına ve konusuna uygun bir şekilde özerk olarak yorumlamakta ve buna “otonom kavramlar” doktrini denilmektedir.8 Hukukumuzda mahkeme kavramı kanunla kurulan, yürütme ve taraflar önünde bağımsız, yargısal fonksiyona sahip9 bir organı ifade etmekle birlikte, AİHM içtihatlarına göre özerk yorumlanan bir kavramdır. AİHM’in Rolf Gustafson/İsveç, Campbell ve Fell/Büyük Britanya ve Lithgow ve Diğerleri/Birleşik Krallık kararlarında belirttiği üzere; disiplin kurulları, uzmanlık kurulları veya ilgili ülkede mahkeme olarak adlandırılmayan ve ülkenin standart yargı mekanizmasına bütünleşmiş klasik türden bir hukuk mahkemesini ifade etmeyen kurulların, yargısal işlevi değerlendirilerek mahkeme olarak nitelendirilmesi mümkündür.10 AİHM, Sramek/Avusturya kararında, Avusturya’da idari bir kurul olarak düzenlenen bölgesel Taşınmaz Kıymet Takdir Komisyonu’nun işlevi itibariyle mahkeme niteliğini haiz olduğunu,11Argyrou ve Diğerleri/Yunanistan kararında ise Ormancılık Uyuşmazlık Çözüm Komisyonu’nun mahkeme niteliğinde olduğunu belirtmiştir.12 Nitekim iç hukukumuzda, Danıştay 10. Dairesi’nin 25.02.1998 tarihli kararında13 TFF Tahkim Kurulu kararlarının idari yargı değil, adli yargı denetiminde olduğu belirtilerek, idari niteliği haiz bir kurul olmadığı belirtilmiştir.14 Bu sebeple TFF Tahkim Kurulu’nu idari bir kurul olarak nitelendirmek doğru olmayacaktır.

AİHS’in 6’ncı maddesi, yargılama faaliyetlerinin “yasa ile kurulmuş” bir mahkeme tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini öngörmüştür. Buna göre mahkemelerin kuruluş ve yetkileri, yargılama usulü, yasama yolu ile uyuşmazlık ortaya çıkmadan önce düzenlenmiş olmalıdır.15 Nitekim TFF Tahkim Kurulu, 5894 sayılı Kanunla kurulmuş; Türkiye Futbol Federasyonu Statüsü ve Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu Talimatı ile düzenlenmiş zorunlu bir tahkim16 kuruludur. Bu itibarla TFF Tahkim Kurulu “yasa ile kurulmuş olma” şartını sağlamaktadır.

AİHM içtihatlarına göre mahkemenin en önemli niteliklerinden biri bağlayıcı ve nihai karar alabilmesidir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 59’uncu maddesinin üçüncü fıkrasında “Spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı, ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim kurulu kararları kesin olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz.” denilmekle, TFF Tahkim Kurulu’nun kararlarının bir üst merciin denetimine tabi olmadığı, bu kararlara karşı iptal davası da açılamayacağı, yani kararlarının nihai olduğu belirtilmiştir.17 Bu itibarla TFF Tahkim Kurulu, bağlayıcı ve nihai karar alabilmektedir.

Sonuç olarak AİHM içtihatlarına göre, bir organın mahkeme niteliğinin tartışıldığı bir durumda, o organın adına değil; niteliğine, işlevine, kararlarının dış dünyada yarattığı etkiye bakılması ve yasa ile kurulmuş, bağlayıcı karar alan, denetime kapalı zorunlu tahkim mercilerinin de mahkemeler gibi bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerini gözeterek yargılama yapması gerekmektedir. Bu bağlamda TFF Tahkim Kurulu’nun mahkeme niteliğini haiz olduğu söylenebilecektir. Nitekim AİHM, Ali Rıza ve Diğerleri/Türkiye kararında; Türkiye’nin TFF tahkim Kurulu’nun “mahkeme” olmadığı yönündeki savunmasına karşı, “mahkeme” kavramının ülkenin yargı sistemine entegre klasik anlamdaki mahkemeler olarak algılanmaması gerektiğini, özel bir konu hakkında değerlendirme yapması için kurulan bir organın da mahkeme niteliğini haiz olacağını, eğer tahkim yolu kanuni anlamda zorunlu, nihai ve bağlayıcı yargı yolu ise AİHS m.6/1 güvencelerini sağlaması gerektiğini belirterek TFF Tahkim Kurulu’nun yasayla kurulmuş mahkeme niteliğinde olduğu tespitinde bulunmuştur.18