Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Karşılaştırmalı Hukuk Bağlamında Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Usulleri ve Ülkemizde Uygulanabilirliği

Alternative Dispute Resolution Procedures in the Context ofComparative Law and Their Applicability in Our Country

Serkan ÇINARLI, Kerim AZAK

Günümüz hukuk sistemlerinde, uyuşmazlık çözümü için yargı yolu dışında çeşitli alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri öngörülmüştür. Özel hukuk alanında öngörülen alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri, zaman içerisinde idare hukuku bakımından da tartışılmış ve idari uyuşmazlıklar için de bu usuller uygulanmaya başlanmıştır. Nitekim kısmen de olsa Türk İdare Hukuku’nda da bazı alternatif uyuşmazlık usullerine yer verilmiştir. Bu çözüm usulleri, etkin ve işler olmaktan uzak kalmıştır. Bu çalışmada da karşılaştırmalı hukuk bağlamında alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri incelenmiş ve ülkemizde uygulanabilirliği tartışılmıştır.

Alternatif Uyuşmazlık Çözümü, İdare Hukuku, Arabuluculuk, İdari İtiraz, Uzlaşma.

In today’s legal systems, various alternative dispute resolution procedures have been envisaged for dispute resolution, apart from the judicial remedy. Alternative dispute resolution procedures envisaged in the field of private law have also been discussed in terms of administrative law over time and these procedures have been started to be applied for administrative disputes. As a matter of fact, albeit partially, some alternative dispute procedures are also included in Turkish Administrative Law. These resolution procedures have been far away from being effective and functional. In this study, alternative dispute resolution methods in the context of comparative law were analyzed and their applicability in our country was discussed.

Alternative Dispute Resolution, Administrative Law, Mediation, Administrative Appeal, Conciliation.

Giriş

Günümüzde devletlerin en önemli fonksiyonlarından birisi de uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulmasıdır. Bu işlevin yerine getirilmesi esas olarak yargı organlarına bırakılmış olmakla birlikte yargı organlarının artan iş yükü, alternatif uyuşmazlık çözüm usullerini gündeme getirmiştir. Artan iş yükü, uyuşmazlıkların makul sürede çözümlenmesini etkilediği gibi; yargılamaların adaletli bir biçimde gerçekleştirilmesini de engelleme potansiyeline sahiptir. Bu sebeplerle, bütün dünyada yargının iş yükünün azaltılmasına yönelik çeşitli çözüm usulleri arayışı başlamış ve bu kapsamda alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri öngörülmüştür.

Alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri, kısmen de olsa Türk idare hukukunda da öngörülmüştür. Ne yazık ki çalışmanın devamında da açıklandığı üzere bu usuller, etkin ve yeterli olmaktan uzak kalmış, dava açmayı geciktirmekten başka bir işleve sahip olamamıştır. Mevcut iş yükünün azaltılması, alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinin bir amacı ise bu amacın gerçekleştirilmesi etkin ve işler bir usul öngörülmesine bağlıdır.

Özellikle özel hukuk alanında etkisini gösteren alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri, idare hukukunda da uygulanmaya başlanmıştır. İdare hukuku bakımından alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinden önce İdari Usul Kanunu yapılması gerekliliği savunulabilir. İdari Usul Kanununun önemli olduğunu düşünmekle birlikte çalışma kapsamında incelediğimiz karşılaştırmalı örneklerden de görüleceği üzere İdari Usul Kanunu mevcut olan ülkelerde de alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri gündeme gelmiş ve uygulanmıştır. Bu kapsamda Türk idare hukukunda alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinin kaçınılmaz olarak gündeme geleceğini ifade ederken İdari Usul Kanununun gerekliliğini bir kez daha vurguluyoruz.

Bütün bu hususlar doğrultusunda bu çalışmada öncelikle alternatif uyuşmazlık çözüm usulü kavramı ve sonrasında ikinci bölümde idare hukukunda alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri açıklanmıştır. Bu açıklamalar ışığında ikinci bölümde ayrıca Türk idare hukukunda alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri tartışılmıştır. Üçüncü bölümde ise karşılaştırmalı hukuk örnekleri çerçevesinde idari uyuşmazlıklara ilişkin bazı uyuşmazlık çözüm usulü örneklerine yer verilmiştir. Son bölümde ise bu örnekler bağlamında Türk idare hukukunda öngörülebilecek alternatif uyuşmazlık çözüm usullerine ilişkin genel bir değerlendirme yapılmıştır.

I. Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Usulleri Kavramı

Devletin üç temel fonksiyonundan birisi de yargı fonksiyonudur. Uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulması, esasında devletin işlevleri arasında yer alır ve bu işlev yargı organı aracılığıyla yerine getirilir.1 Bu yönüyle yargı, bireylerin korunmasını ve hukuk düzenin devamını sağlar.2 Alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri (Alternative Dispute Resolution) ise yargı yolunun yanında yer alan ve tarafların istemleri hâlinde işlerlik kazanan ve her iki tarafı tatmin edecek düzeyde uyuşmazlıkların çözülmesini hedefleyen yöntemler bütünüdür.3 Alternatif uyuşmazlık çözümü; uyuşmazlıkları yönetmek, çözmek veya belirlemek ya da anlaşmaya ulaşmak için mahkeme içinde veya dışında kullanabilecek ve geleneksel yargılama veya duruşma içermeyen süreçleri ifade eder.4

Alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri çeşitli biçimlerde açıklanmış olsa da en basit şekliyle yargılama haricinde kalan uyuşmazlık çözüm usullerini ifade etmektedir.5 Benzer bir tanıma göre alternatif uyuşmazlık çözümü, uyuşmazlıkların dava yolu dışında; tahkim, arabuluculuk gibi başka yollarla çözümlenmesidir.6 Alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri bağımsız kuruluşlar, mahkemelerin bünyesinde yer alan veya mahkemelerle bağlantılı kuruluşlar eliyle yürütülebilmektedir.7

Alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri kavramı zaman zaman, yargı yolu dışında kalan ve tarafsız üçüncü kişilerin katıldığı bir çözüm usulü olarak tanımlanmaktadır.8 Ne var ki bu tanım eksik bir tanım olacaktır. Zira bu tanıma göre tarafsız bir üçüncü kişi olmadan tarafların bizzat kendi aralarında uyuşmazlığı çözüme kavuşturması alternatif bir çözüm usulü olmayacaktır. Nitekim tarafsız üçüncü bir kişi olmadan, tarafların uyuşmazlığı çözüme kavuşturması da alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri arasında sayılmıştır.9 Kaldı ki Türk idare hukukunda mevcut olan sulh yoluyla uyuşmazlığın çözümünde, idare ile uyuşmazlığın diğer tarafı dışında kimse süreç içerisinde yer almamaktadır.

Alternatif uyuşmazlık çözümünün özü, tarafların çıkarlarını en iyi şekilde karşılayan bir anlaşmaya varmak için toplantı yapmalarıdır.10 Alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinin her uyuşmazlık için uygun olduğunu, bir başka ifade ile her derde deva olduğunu ifade edemesek de alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinin, taraflar yönünden de para ve zaman kaybını azalttığı yadsınamaz bir gerçektir.11

Alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri kavramındaki “alternatif” ifadesinden hareketle kavramın çağrıştırdığı anlam hakkında öğretide çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bazı yazarlar alternatif kelimesinin, yargı dışındaki resmi veya gayri resmi bütün uyuşmazlık çözüm usullerini çağrıştırdığını ifade ederken bazı yazarlar bu yorumu eleştirerek bu yorum ile kavramın daha da bulanık hâle geldiğini belirtmiştir.12 Keza alternatif ifadesi ile bu uyuşmazlık çözüm usullerinin yargıya bir alternatif oluşturarak amacının, yargı yerine geçmek olduğu eleştirisi getirilmiş ise de öğretide bu eleştiri haksız bulunmuş ve alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinin yargının yerine geçmeyi amaçlamadığı, aksine yargı yoluna ek ya da tali olarak getirilmiş bir çözüm usulü olduğu ve bu yönüyle mahkemelerin yükünü azaltacağı ifade edilmiştir.13 Nitekim 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun gerekçesinde de bu husus şu şekilde ifade edilmiştir: “Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri, aslında yargı sistemi ile rekabet içinde olmadığı gibi, amaç yargısal yollara başvuru imkânını ortadan kaldırmak da değildir. Devlete ait olan yargı yetkisinin mutlak egemenliğine zarar vermeden uyuşmazlıkların daha basit ve kolay çözümü amaçlanmaktadır”.14

O hâlde yargı yolunun geleneksel ve yaygın kullanımı, yargı yolunun birincil uyuşmazlık çözüm yolu olarak görülmesine ve bu nedenle de yargı yolu dışındaki diğer uyuşmazlık çözüm usullerinin alternatif olarak nitelendirilmesine sebep olmuştur.15 Ayrıca alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinin, sadece yargı yoluna bir alternatif olmadığını, aynı zamanda toplumda çok eski zamandan beri ortaya çıkmış gayri resmi uyuşmazlık çözüm usullerine de bir alternatif olduğunu ifade etmek mümkündür.16 Netice olarak alternatif nitelendirmesi, yargı yolu dışındaki bu çözüm usullerinin zorunlu veya gönüllü olmasının bir sonucu değildir.17 Alternatif nitelendirmesi, zorunlu veya gönüllü olsa da yargı yolu dışında öngörülen uyuşmazlık çözüm usulleridir. Alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri, zorunlu olsa da yargı yolunun yerini almamaktadır. Bunun tek istisnası ise tahkimdir ki bir sonraki bölümde açıkladığımız üzere bazı düzenlemelerde tahkim kararlarına karşı yargı yolu da açık olduğu hüküm altına alınmıştır.

II. İdare Hukukunda Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Usulleri

Yasal İş Birliği Hakkında Avrupa Komitesi (Council of European Committee on Legal Co-operation) tarafından 2001 yılında idarî merciler ile özel kişiler arasındaki davalara alternatifler hakkında tavsiye kararı hazırlanmış ve bu tavsiye kararı Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 5 Eylül 2001 tarihli ve 9 sayılı tavsiye kararı ile kabul edilmiştir.18 Tavsiye kararı idare ile özel kişiler arasındaki uyuşmazlıklara ilişkin önemli prensiplere yer vermektedir. Bu sebeple tavsiye kararı kısaca incelenecektir.

Tavsiye kararı idarî merciler ile özel kişiler arasındaki uyuşmazlıkların alternatif yollarla çözülmesine ilişkindir. Ayrıca kararın; dahili inceleme/ idarî itiraz (internalreviews), uzlaştırma (conciliation), arabuluculuk (mediation), müzakere yoluyla çözüm (negotiated settlement) ve tahkim (arbitration) ile ilgili olduğu belirtilmiştir. Yine karara göre her ne kadar uyuşmazlıkların alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri ile çözülmesi karara konu edilmiş ise de tavsiyeler özellikle uzlaştırma, arabuluculuk ve dahili inceleme/ idarî itiraz yönünden uyuşmazlıklar henüz ortaya çıkmadan önlenmesine yönelik de hizmet edebilir.

Karara göre özellikle bireysel idarî işlemler, sözleşmeler, malî sorumluluk ve genel olarak bir miktar paraya ilişkin davalar olmak üzere uygun görülen davalarda alternatif uyuşmazlık çözüm usullerine izin verilmelidir. Alternatif uyuşmazlık çözüm usulü ise uyuşmazlığın niteliğine göre değişiklik gösterecektir.

Tavsiye kararının önemli bir kısmında alternatif uyuşmazlık çözüm usullerine ilişkin düzenlemeler yapılırken uyulması gereken prensiplere yer verilmiştir. Buna göre alternatif uyuşmazlık çözüm usullerine ilişkin düzenlemeler yapılırken;