Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Bir İdari Yaptırım Çeşidi Olarak Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi

Doğan Gedik

Kabahatlerin suç olmaktan çıkarılması eğilimini benimseyen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, suçların cürüm ve kabahat olarak tasnifine son vermiş ve kabahat teşkil eden fiilleri önemli ölçüde suç olmaktan çıkarmıştır. Kabahatlerin, Ceza Kanununun kapsamı dışına çıkarılmasıyla ortaya çıkan boşluk, 30. 03. 2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ile giderilmiştir. Adı geçen Kanunun 18. maddesinde, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırım çeşidi olarak mülkiyetin kamuya geçirilmesi tedbirine yer verilmiştir.

Kaleme alınan bu çalışmada, Kabahatler Kanunu bağlamında mülkiyetin kamuya geçirilmesi tedbiri incelenmiştir.

Elkoyma, idarî yaptırım, kabahat, kaim değer, mülkiyetin kamuya geçirilmesi, müsadere, suç olmaktan çıkarma.

I- Genel Olarak

Klasik ceza anlayışında, suç sayılan fiillerin yaptırımları yargı mercilerince verilir ve suç denilince de dar anlamda suç olarak söylenen adli nitelikteki suç ve cezalar akla gelir. Bir çok sahadaki hızlı değişim ve kimi nedenlerle hemen her ülkede yargı mercilerinin iş yükünün, zamanla baş edilemez bir hale gelmesinin sonucu olarak, yargı mercilerinin iş yoğunluğunu azaltmaya yönelik arayışlar artmış ve bir kısım hafif nitelikteki suçların, suç (adli suç) olmaktan çıkarılma eğilimi başlamıştır. Bu eğilim kapsamında kalan suçların, tümüyle suç olmaktan çıkarılması yerine, toplum düzeninin korunması kaygısıyla, bu fiiller toplum düzeni bozucu davranışlar olarak görülerek idareye ceza verme yetkisi gündeme gelmektedir. Tanınan söz konusu ceza verme yetkisinde idare, yargı organlarına başvurmaksızın ceza vermektedir1.

Suç olmaktan çıkarma (decriminalisation), ceza yaptırımına bağlı ve ceza yasalarında bulunan suç tiplerinin, ceza sistemi alanından çıkarılması demektir. Bu, ceza yasasından çıkarma veya başka hukuk düzenine dâhil etme biçiminde olabilir2. Bugün, genel olarak kabul edilen, söz konusu fillerin suç olmaktan çıkarılması, ancak hukuka aykırı kalmaya devam etmesi şeklindedir. Böylelikle söz konusu fiile ceza hukuku dışında bir başka kamusal yaptırım uygulanacaktır. Bu eğilim idarî ceza hukuku adı verilen bir hukuk dalının doğmasına yol açmıştır. Çünkü bu tür fiiller toplumsal düzeni bozmakta olduğuna göre, devlet idaresi tarafından cezalandırılmalıdır3

Kabahatlerin ceza yasasından çıkarılması çalışmaları oldukça eskilere dayanmaktadır. Türk hukukunda, bazı özel yasalardaki cezaların idarî cezaya dönüştürülmesine 1980’li yıllardan itibaren başlanmıştır4. Kabahatleri suç olmaktan ve ceza kanunlarının kapsamı dışına çıkarma eğiliminin bir sonucu olarak; çeşitli hususlarda düzenleme getiren özel kanunlarda bazı fiiller karşılığında idarî yaptırımlar öngörülmüştür. Belirtmek gerekir ki, bu bağlamda yürürlüğe konulan kanunlarda veya kanun hükmünde kararnamelerde kazuistik hükümlere yer verildiği, bu kazuistik düzenlemeler arasında bir sistem birliğinden söz edilemeyeceği gibi bunlar arasında bir ahenksizliğinde bulunduğu görülmüştür. Bu nedenle, idarî nitelikteki yaptırımlarla ilgili olarak genel bir kanuna olan ihtiyaç ortaya çıkmıştır5.