Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Taşınır Kültür Varlıklarının Korunması ve Cezai Yaptırımlar

The Protection of Movable Cultural Property and Criminal Sanctions

Selda Güner NİŞANCI

Taşınır kültür varlıklarının korunması ve bu korumaya yönelik cezai yaptırımları inceleyen çalışmamızda; taşınır kültür ve tabiat varlıkları kavramı ve hukuki nitelikleri, tespiti ve tescili konuları ele alınmakta; müteakiben, taşınır kültür varlıklarının korunmasına yönelik düzenlemeyi ihlale yönelik cezai yaptırımlar irdelenmektedir. Daha sonra, taşınır kültür varlıklarına yönelik suçlara ilişkin olarak Ceza Muhakemesi Kanununun bakışı ve devletlerarası düzenlemeler genel olarak ele alınarak çalışma sonlandırılmaktadır.

Kültür ve Tabiat Varlıkları, Taşınır Kültür Varlıkları, Eski Eserler, Eski Eser Ticareti, Eski Eser Kaçakçılığı, Eski Eser Koleksiyonculuğu.

In our study reviewing the protection of movable cultural property and criminal sanctions for this protection; the concept of movable cultural and natural assets and legal qualifications, identification and registration issues has been addressed; subsequently, criminal sanctions violating the regulations for the protection of movable cultural property are investigated. Then, the study is finalized by dealing view of Criminal Procedure Code to crimes on movable cultural property and interstate arrangements in general.

Cultural and Natural Assets, Movable Cultural Property, Antiquities, Antiquities Trafficking, Antiquities Smuggling, Collecting Antiquities.

GİRİŞ

Tarihin derinliklerinden beri insanlar yerleştikleri yerlerde ilk önceleri resim ile daha sonraları yazı ile kendilerine ait kalıntılar bırakmışlardır. Eski çağlardan günümüze kalan bu miraslar bizden öncekilerin yaşayışlarının belirlenmesi bakımından son derece önemlidir. İnsanlığın var olduğu tarihten bu yana günümüze gelen bu eserler, o devrin birer sessiz tanığıdır ve o dönemlerin özelliklerini bize aktaran bilgi kaynaklarıdır. Bu eserler belli bir dönemdeki özellikleri, dini ve milli değerleri sembolize eder. Geçmişi günümüze aktararak, geçmişle aramızda bağ oluşturur; toplumun, aynı zamanda insanlığın ortak geçmişini oluşturur ve korur. Bu kültürel miras korunarak yaşatılırsa, gelecek nesillere aktarılmasına ve insanların geçmişi öğrenmesine ve kendisini geliştirmesine yardımcı olur. Bu malvarlığının korunması çeşitli açılardan önemlidir. Eski eserler, gerek toplum gerek tüm insanlık için bilimsel açıdan birer bilgi kaynağı oluştururlar. İç ve dış turizm bakımından yurt ekonomisine bölgenin tanınma, gelişme, kalkınma etkisi yönünden katkı sağlarlar. Kültür varlıkları aynı zamanda, moral değerleri de kapsar ve etkiler. Özellikle, dini ve milli değerleri sembolize eden kültür varlıklarının moral etkileri yadsınamaz. Bu varlıklar kültürel hafızanın da temellerini oluşturur. Bilim, sanat, endüstri gibi çeşitli alanlarda belli bir dönemin özellikleri ve bu alanlardaki gelişimin günümüze aktarılması kültürel varlıkların korunması ile mümkündür. “İnsanın kendini geliştirme hakkı” gibi evrensel temel ve sosyal hakların yerine getirilmesi açısından da kültür varlıklarının büyük önem taşıdığı ifade edilmektedir1.

Bu nedenlerle eski eserler, tüm uygarlıkların dikkatini çekmiş ve art niyetli bazı kişiler bu eserleri kendi tekellerine alarak, onun üzerinden ticaret yapmak istemiş ya da ülkelerinin kültürel mirasının yetersiz oluşu nedeniyle vatandaşlarına sergilemek istemişlerdir. Bu da kültür varlıklarının korunması sorununu ortaya çıkarmıştır. Milli varlığını devam ettirmek isteyen toplumlar, milli değerlerinin korunması konusunda duyarlı olmak ve koruma yönünde gerekli tedbirleri almak zorundadırlar2. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan ülkemiz, sahip olduğu kültür ve tabiat varlıklarının birçoğunu koruyamamış ve oldukça önemli eserlerimiz yurtdışına kaçırılmıştır. Bu eserler arasında, değeri para ile ölçülemeyecek kadar nadide parçalar bulunmaktadır.

İnsan etkilerinin maddi kalıntılar ya da bunlarla ilgili verilere dayanılarak eski uygarlıkların incelenmesini sağlayan arkeoloji sayesinde, ören yerleriyle dolu ülkemizde toprağın incelenmesi, keşif, kazı ve sualtı araştırmaları yoluyla eski uygarlıklara ait buluntular ortaya çıkarılıp, teknik incelemeye alınarak, korunmaları sağlanmakta ve kurulan müzelerde ya da doğrudan ören yerlerinde bunlar teşhir edilmektedir. Ayrıca her yıl Kültür Bakanlığınca toplantılar düzenlenerek yapılan çalışmalar ilgili uzmanların bilgilerine sunulmaktadır3.