Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Tıbbî ve Cerrahî Uygulamada Malpraktis ve Komplikasyondan Doğan Sorumluluk

The Responsibility Arisen from Malpractice and Complications of Medical and Surgical Interventions

H. Tamer İNAL

Çağdaş tıp biliminin ilerlemesi ile giderek artan karmaşıklığının, aynı paralellikte ve peşinen tanımlanması mümkün olduğu takdirde, kötü sonuçlar da aynı ölçüde bertaraf edilebilecek, riziko azalacaktır. Tıp alanında, rizikonun olmadığı bir tedavi yoktur. Ancak uygulanan tıbbî tekniğin karmaşıklığı, teferruatlı zorlukları, rizikoların toparlanıp beklenebilir bir tehlike hâline getirip, karşı tedbirlerin alınmasını bazen imkânsız hâle getirmektedir. Böylece tıbbî müdahalelerden, çeşitli kötü sonuçlar meydana gelebilmektedir. Bu kötü sonuçların türleri kapsamında; tıbbî hataları (erreurs médicales), tıbbî kazaları (accidents médicaux), tıbbî kusurları (défaillances médicales) veya arzu edilmeyen / istenmeyen tıbbî sonuçları (événements indésirables) birbirinden ayırt etmek mümkündür. Arzu edilmeyen sonuçlar / istenmeyen sonuçlar (événements indésirables / complications) aslında tıp uygulamasında en çok rastlanılan husustur. Somut olayda, istenilmeyen sonuç, hekimin veya tıp personelinin herhangi bir kusuruna dayalı olmaksızın, tedavi yönteminden bağımsız surette ve sadece uygulanan tedavinin karmaşıklığına bağlı olarak, özellikle hastane ortamında oluşan ve öngörülemeyen zararlı sonuçları meydana getiren bir olayın neticesinde meydana gelen durumdur. Tıbbî yanlış uygulamadan (malpractice) söz etmek için, hekim dâhil tüm sağlık personelinin, kusurlu olmak koşuluyla, yani kasten veya ihmâle dayalı olarak, hastaya, hastalığına uygun ve gerekli olan standart tedaviyi veya müdahaleyi uygulamaması, bilgi veya beceri eksikliği nedeniyle hastaya zarar vermesi veya hastaya verdiği zararın, hekimin yanlış teşhisine veya eksik teşhisine dayalı olmasına bağlanabilmesi gerekmektedir.

Komplikasyon, Malpraktis, Tıpta İstenmeyen Sonuçlar, Hastane, Hekim ve Sağlık Personelinin Sorumluluğu.

The poor results and risks could be eliminated if the complexity of the contemporary medical science that is increasingly progressing could be is defined in the same parallelism and beforehand of the advancements. Eventually, there is no treatment under any risk in medical sciences. However, the complexity of the medical techniques, detailed difficulties, and accumulated hazards may arise as expected threads, which may be impossible to make provisions against. Therefore, medical interventions may cause some undesirable consequences. In the context of the variety of these undesirable consequences; medical errors (erreurs médicales), medical accidents (accidents médicaux), medical defects (défaillances médicales) or undesirable/unexpected medical results (événements indésirables) are the most common points that were met in the medical applications. In the concrete case, the unexpected result is the situation occurred without any fault of the physician or the medical team, as well as occurred independently from any medical technique. It is also defined as the situation occurred in regard to the complexity of the applied treatment, especially, the situation occurred in the hospital environment due to the unexpected conditions that may cause harmful consequences. To speak about medical mistakes (malpractice), health personnel including the physician should have a faulty application depending on an intentional or a negligent act over the patient either by not giving the required and appropriate treatment or intervention; giving harm to the patient due to the deficiency of skills and knowledge or due to the wrong or inadequate diagnosis.

Complication, Undesirable Consequences, Medical Errors, Medical Accidents, Medical Defects or Undesirable/Unexpected Medical Results, Medical Mistakes (Malpractice), Wrong or Inadequate Diagnosis.

Son on yıllarda, tıp biliminde gerçekleştirilen ilerlemeler sayesinde, bireyin bir yandan yaşam süresi uzamış; uzayan yaşam süresinde birey bedensel işlevlerini de sağlıklı olarak sürdürebildiğinden, ölümcül bir hastalıktan kurtarıldığının ötesinde, kaliteli yaşam beklentisini de kazanabilmiştir. Ancak tıp teknolojisinin ve tedavi yöntemlerinin gelişmesi ölçüsünde, toplumda beklentiler de artış göstermiştir. Artık hekimden beklenilen, tedavinin daha etkili surette uygulanması ve hastalığın önemi ve derecesi ne olursa olsun, sonucun iyileşme ve kaliteli yaşama devam başarısının temini yönündedir. Ancak hastalığın hekim tarafından herhangi bir sekel, bir âraz bırakmadan iyileştirilmesi ve hastanın, sağlığını yeniden kazanması ile kaliteli yaşamına dönebilmesi, her zaman gerçekleşmeyebilmektedir. Muhtemel zararlı sonuçlar; hekim gelişen tıbbî tekniği kullandığında, hasta açısından müdahalenin sonucunda, zararlı durumların doğması rizikosunun göze alınması ölçüsünde artış gösterebilmektedir. Olumlu sonuçların beklentisi ile oluşan umutlar karşısında; göze alınan kötü sonuç rizikoları, muhtemel kazançlar ve kayıplar terazisine konularak, hastanın müdahaleyi istemesi veya reddetmesi aşamasına geçilmektedir. Hastanın söz konusu kritik dengede, karar vermesi aşamasında; hekimin hastayı müdahale hakkında aydınlatması, bir mecburiyet hâline gelmiştir. Aile veya tanıdıklar çevresinde yaşanılan hastalıklar ve hastaya uygulanan tedavi yöntemleri sonunda; toplumda, başarılı veya başarısız tedavi sonuçlarına göre gelişen beklentiler tespit edilmektedir. Tedavi yöntemi açıklanmış olsa da, başarılı sonuçlarda hekime karşı artan bir hoşgörü; başarısızlık hâlinde hekime ve sağlık çalışanlarına karşı, şiddete ulaşan cür’et gözlemlenmektedir.

I. TIBBÎ UYGULAMADA ETKİNLİK VE GÜVENLİK

Toplumda, sosyolojik diğer etkenlere bağlı olarak ve sadece sağlık çalışanlarına karşı değil; diğer meslek mensuplarına karşı da uygulanan ve genel olarak artış gösteren bir ahlâki çöküş kendisini kuvvetle gösterdiğinden, şiddet hekime karşı da uygulanmaktadır. Yaşanan bir şiddet olayı, sonrakilere cesaret vermekte ve örnek olmaktadır. Ancak genel olarak ve artan bilimsel gelişmeler eşliğinde; toplum, hekimden ve sağlık çalışanlarından iki sonuç beklemektedir. Bunlar, tıbbî uygulamada etkinlik ve güvenliktir. Bir başka ifadeyle, hasta, hekiminden, bir yandan etkili iyileştirilmeyi diğer yandan güvenli bir şekilde iyileştirilmeyi beklemektedir. Ancak hastanın yaşamasını tıbben sağlamak için uygulanan tıbbî ve cerrahi yöntemler, etkinlik olarak hastayı kurtarmaya yeterli olmayabilmekte veya rizikosu yüksek müdahaleler dahi, peşinen güvenilir ve beklenebilir bir başarı garantisini getirmemektedir. Çağdaş tıp bilimi ve uygulamaları; artan teknik ve teknolojik ilerlemeler ve geliştirilen uygulama tekniklerinin karmaşıklığı ölçüsünde, malpraktis ve komplikasyon rizikolarına da sıklıkla rastlanılmaktadır. Çağdaş tıp biliminin ilerlemesi ile giderek artan karmaşıklığının, aynı paralellikte ve peşinen tanımlanması mümkün olduğu takdirde, kötü sonuçlar da aynı ölçüde bertaraf edilebilecek, riziko azalacaktır. Tıp alanında, rizikonun olmadığı bir tedavi yoktur. Ancak uygulanan tıbbî tekniğin karmaşıklığı, teferruatlı zorlukları, rizikoları toparlayıp beklenebilir bir tehlike hâline getirip, karşı tedbirlerin alınmasını bazen imkânsız hâle getirmektedir. Böylece tıbbî müdahalelerden, çeşitli kötü sonuçlar meydana gelebilmektedir. Bu kötü sonuçların türleri kapsamında; tıbbî hataları (erreurs médicales), tıbbî kazaları (accidents médicaux), tıbbî kusurları (défaillances médicales) veya arzu edilmeyen/ istenmeyen tıbbî sonuçları (événements indésirables) birbirinden ayırt etmek mümkündür. Arzu edilmeyen sonuçlar / istenmeyen sonuçlar (événements indésirables / complications) aslında tıp uygulamasında en çok rastlanılan husustur. Somut olayda, istenilmeyen sonuç, hekimin veya tıp personelinin herhangi bir kusuruna dayalı olmaksızın, tedavi yönteminden bağımsız surette ve sadece uygulanan tedavinin karmaşıklığına bağlı olarak, özellikle hastane ortamında oluşan ve öngörülemeyen zararlı sonuçları meydana getiren bir olayın neticesinde meydana gelen durumdur1.

Mütevekkil Türk halkı şimdilik çoğunlukla, “Allah verdi, Allah aldı” demeyi tercih etmekte ve son zamanlarda, Türkiye’de yılda 1.000 civarında2 malpraktis dâvası açılmaktadır. Fransa’da 2006 yılı istatistiklerine3 göre, 15.000 kişi malpraktis dâvası açmış ve zarar gören hastalara, sağlık kuruluşları, sigortalar ve Sağlık Bakanlığı tarafından 13 milyon Euro ödenmiştir. Hastaların zarar gördüğü olayların %31’lik oranı, teknik olarak hatalı müdahalelerden kaynaklanmakta ve hastaların %15’inin, tıbbî kötü uygulama / malpraktis teşkil eden uygulamalar neticesinde öldükleri tespit edilmektedir. Ölümcül olayların başında, cerrahi müdahalelerden kaynaklanan malpraktis uygulamaları bulunmaktadır. İtalya’da, yılda 15.000 malpraktis dâvası; Almanya’da yılda 40.000 malpraktis dâvası görülmektedir. ABD’de her yıl, 100.000 olay civarında tıbbî uygulama hatalarına / malpraktis karşı hak arama dâvaları açılmaktadır. Türkiye’de de, hak arama kültürü arttıkça ve sigorta şemsiyesi genişledikçe, diğer Avrupa ülkelerinde malpraktis dâvalarının sayısının ve ödenen tazminat bedellerinin yüksekliği; malpraktis uygulamalarının gerçek olduğunu göstermeye yetiştiğine göre, malpraktis dâvaları çoğalacak, hekimler malpraktis uygulamalarından kaçınacaklardır.