Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Emlak Vergisi Özelinde Muafiyetler ve Mükellefin Ödeme İstekliliği

Exemptions For Property Tax and Taxpayers Compliance

Sadettin DOĞANYİĞİT

Bir servet vergisi olan emlak vergisi, kaynak sıkıntısı çeken belediyelerin öz gelirlerinin bir kısmını oluşturmaktadır. Belediyelerin emlak vergisi gelirlerinin arzu edilen ölçüde olmadığı bilinmektedir. Belediyelerce toplanan emlak vergisinin artırılması bağlamında iki önemli husus tartışmaya açılacaktır. Bunlardan ilki, vergideki muafiyet ve istisna hükümleri, diğeri ise mükellefin ödeme istekliliğidir.

Vergi Ödevi, Emlak Vergisi, Muafiyet Olgusu, Etkin Harcama, Ödeme İstekliliği.

The Property Tax as a kind of wealth tax constitutes a part of the own revenues of the municipalities experiencing financial troubles. It is well-known that the Property Tax revenues of the municipalities are not at desired level. In the context of increasing the property tax revenues collected by the municipalities two main subjects will be discussed. The first one is the legal arrangements concerning tax exemptions and the other is the taxpayer compliance.

Tax Duty, Property Tax, Concept of Exemption, Effective Expenditure, Taxpayer Compliance.

I. GİRİŞ

İyi belediyecilik ve belediye başkanı deyince aklıma “Şehir ve Adam” adlı efsane dizideki belediyecilik anlayışı ve belediye başkanı tipi gelir. Dizinin jeneriğini hatırlar mısınız? Belediye başkanı güneşle birlikte uyanır. Sabahın erken saatlerinde evden çıkar. Makam otosu yoktur, işe yürüyerek gider. Fırından aldığı ekmek somununun bir kısmını kendisi yer, bir kısmını yolda gördüğü vatandaşlara ikram eder. Başkan karnını doyurmuştur artık. Makamına gelir gelmez o günün işlerine koyulur. Zavallım gün batımına kadar yöre halkına hizmet için didinir durur. 1977 yılında TRT'de gösterilen orijinal ismi "The Man and the City" olan bu dizinin başrolündeki Anthony Quinn bir kasabanın belediye başkanı idi. Bilenler bilir, alışılmış belediye başkanları gibi değildi, kasabalının her derdi ile yakından ilgilenirdi. Küçükle küçük, büyükle büyük olurdu. Herkesin dostu, arkadaşıydı. Dizide belediye başkanının ismi Tom Alcala idi. O dizinin gösteriminden sonra, biraz başarılı olan belediye başkanları bu dizideki Anthony Quinn ile kıyaslanır olmuştu. Tom Alcala belediyeyi borç batağından da kurtarmıştı. Belediyenin öz gelirlerini artırmayı başarmıştı. Bunu nasıl mı başardı? Bunun cevabını sonraya bırakalım.

Belediyelerimiz, kent yaşamının gereklerini çağdaş ölçekte yerine getirmek, yöre halkına kaliteli hizmet sunmak, mevzuatın yüklediği görevleri yerine getirmek ve kendilerine tevdi edilen yetkileri kullanmak zorundadır. Yasanın belediyelere yüklediği bu görevlerin en iyi şekilde yerine getirilmesi büyük ölçüde belediye öz gelirlerinin fazlalığına bağlıdır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, emlak vergisi özelinde sosyal devlet ilkesi ve muafiyet olgusunun irdelenmesi, mükellefin ödeme istekliliğini etkileyen hususların sorgulanmasıdır. Son bölümde mükellefin vergiye karşı geliştirdiği direnci minimize etmek ve ödeme istekliliğini artırmak için bir takım öneriler getirilecektir.

II. VERGİ ÖDEVİ-VERGİ BİLİNCİ

Bilindiği gibi, 1215 yılında imzalanan Magna Carta ile Kralın sonsuz olan yetkilerine halk adına bir takım sınırlamalar getirilmiştir. Bu belge ile İngiliz vatandaşları, çok önemli bir ‘hak’ elde etmiştir. Büyük Britanya vatandaşına ‘vergi ödeme’, yani ‘mükellef olma’ hakkı ve görevi verilmiştir. Halk vergi verecek, buna karşılık verdiği vergilerin nereye ve nasıl harcandığının hesabını kraldan sorabilecektir. İşte, Birleşik Krallık’ta Magna Carta ile kurulan bu vergi bilinci, ilerleyen zamanlarda kamu giderlerinin harcanmasında iki önemli tehlikenin önüne geçebilmiştir. Bunlardan biri savurganlık, diğeri yolsuzluktur. İkisi de kamu zararıdır. Buna karşın elektrik ve suyunu kaçak kullanan, hazine arazisine gecekondu diken ülkemiz vatandaşındaki vergi bilincinden anlaşılan ‘bana karışma, istediğini yap’ algısıdır. Bundan ötürü zaman içerisinde adaletsizliğini sık sık vurguladığımız dolaylı vergilerin toplamı, dolaysız vergileri fazlasıyla geçmiştir.