Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Nüfuz Dolandırıcılığı Suçu 
(TCK m.158/2)

Crime of Influence Defraudation (Article 158/2 of Turkish Penal Code)

Hasan DURSUN

Nüfuz dolandırıcılığı suçu olarak adlandırdığımız eylem, TCK’nın 158’inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen nitelikli bir dolandırıcılıktır.

Söz konusu suç, daha önceleri teoride ve uygulamada nüfuz ticareti kapsamında değerlendiriliyordu. TCK’nın 255’inci maddesinde, nüfuz ticareti ayrı bir suç olarak tanımlanmış ve nüfuz dolandırıcılığı suçundan farklı unsurları ihtiva eder şekilde düzenlenmiştir. Her iki kavram arasında benzerlikler bulunmakla birlikte önemli farklılıklar da bulunmaktadır. Makalede, nüfuz dolandırıcılığı suçunun unsurları, nüfuz ticareti suçu ile benzer ve farklı yönleri, basit dolandırıcılık suçu ile benzer ve farklı yönleri inceleme konusu yapılacaktır.

Dolandırıcılık, Nitelikli Dolandırıcılık, Nüfuz Ticareti, Nüfuz Dolandırıcılığı.

The action we referred to as Crime of Influence Defraudation, is a Qualified Defraudation as major crime issued on the second paragraph of the article 158 of TPC (Turkish Penal Code).

The stated crime has been considered previously in scope of influence peddling, in respect of theory and application. In the Article 255 of TPC, the influence peddling is described as a separate crime and established by including some elements different from the influence defraudation. Even though there are some similarities between both concepts, it should draw attention to the fact that there are significant differences between two concepts.This Article will handle as subject of inspection, the elements of influence defraudation crime, any similar and different aspects between it and the influence peddling and, any similar and different aspects between it and a simple defraudation.

Defraudation, Qualified Defraudation, Influence Peddling, Influence Defraudation.

GİRİŞ

Ceza hukukunun temel amacı bireylerin birlikte huzur ve güven içerisinde yaşayabilmelerini temin etmektir1. Malvarlığına ait unsurları korumayı ve bu şekilde kamu düzenini tesis etmeyi amaçlayan yasa koyucunun dolandırıcılık eylemlerini suç olarak kabul ederek müeyyide altına almasının temel sebebi de budur2. Zira bireysel mülkiyet hakkı günümüz hukuk sistemleri açısından, kişilerin bedensel bütünlüğü gibi değerlendirilerek korunmaktadır3.

Dolandırıcılık, iletişim ve bilgi teknolojilerinin sunduğu olanaklar nedeniyle, günümüzde malvarlığına karşı en çok işlenen suçlardandır. Bunun temel nedenleri arasında bu suçun mağdurlarının gerekli dikkati ve özeni göstermemeleri, daha fazla kazanma hırsları ile insanların içlerinde barındırdığı yağmalama ve karşısındakinin malvarlığını ele geçirme içgüdüsü gösterilebilir4. Yine dolandırıcılık suçunun faili, diğer klasik suçlularınkine nazaran farklı özelliklere sahiptir. Zira dolandırıcılar, zekâ seviyelerinin yüksekliği ve suçun tabiatı gereği dış görünüşlerine, giyimlerine ve konuşmalarına özen gösterirler. Bundan dolayı, dolandırıcılık failleri, bireyler nezdinde ve toplum içerisinde itibar gösterilebilen kişilerdir. Bu suçun, çoğu kez toplumda önemli görevler ifa eden kişilerce işlenmesi olanaklıdır; bundan dolayı dolandırıcıları çağımızın beyaz yakalı suçluları (white collar criminal) arasında sayabiliriz5. Dolandırıcılık faili, zekâsı ve kullandığı yöntemler sayesinde mağduru kendi rızası ile zararına olacak bir işlemde bulunmaya ikna eder; örneğin yağma suçunda olduğu gibi cebir veya tehdit kullanmaz, bunun yerine ikna kuvvetini ve becerisini kullanır6.

Dolandırıcılık kapsamında sayılabilecek eylemlerin sayıları ve çeşitleri hızla artmaktadır. Yasal değişikliklerle, bunların karşılanması ve tanımlanması olanaklı değildir7. Öğretide haklı olarak, dolandırıcılık suçunun yasa normu tarafından tanımlanmaması gerektiği, onun tanımlanmaya ihtiyacı olmadığı, dolandırıcılık tarihinin yalancılık ve insanoğlunun yaratıcılığı kadar eski olduğu ve yasal değişikliklerden daha hızlı şekil değiştirdiği belirtilmiştir8.