Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Markanın İptali

Revocation of the Trademark

Tuğçe Didem GÜL ÖZMEN

Marka, tescil edildikten sonra kaderine terkedilerek belirsiz bir tarihte kullanılmayı bekleyebilecek veya bir kere tescil edildikten sonra sahibine sonsuza dek kullanım hakkı verecek hukuki bir varlık değildir. Sicilde, sözcük, renk, şekil, harf, sayı, ses veya biçim şeklinde gösterimi yapılabilecek şekilde vücut bulan markanın, iptali ile karşılaşılmak istenmiyorsa, ayırt edici özelliğini kaybetmeyecek şekilde dürüstlük kuralına uygun şekilde kullanılması gerekecektir. Kullanılmama sebebi dışında jenerik hale gelme, yanıltıcı bir hal alma ve garanti ve ortak markaların teknik şartnameye aykırı kullanılması da markanın iptal nedenlerindendir. Markanın iptal edilebilmesi için Sınai Mülkiyet Kanunu, 556 sayılı MarKHK’dan ayrı bir iptal prosedürü öngörerek, iptal hak ve yetkisine idari boyut kazandırmıştır.

Marka İptal Halleri, Markanın Kullanılmaması, Garanti Markası Ortak Marka, Jenerik Marka, Yanıltıcı Hale Gelme.

A trademark is neither a legal entity that can be abandoned to its fate after registration and expected to be used at an uncertain date nor once registered, will give its owner the right to use it forever. If the revocation of the trademark, which is embodied in the registry in the form of words, colors, shapes, letters, numbers, sounds or forms, is not desired, it needs to be used in accordance with the rule of honesty without losing its distinctive feature. Other than the reason of not using, becoming generic, becoming misleading and using collective marks and guarantee marks against the technical regulation are among the reasons of revocation of the trademark. In order for the trademark to be canceled, the Industrial Property Act envisages a separate cancellation procedure than the 556 numbered MarKHK, adding an administrative dimension to the cancellation right and authority.

Basis for Revocation of Trademark, Non-use of Trademark, Collective Marks and Guarantee Marks, Generic Trademark, Becoming Misleading.

Giriş

Marka, tüketicinin, karşılaşabileceği bir mal veya hizmet ile diğer ürünleri ve hizmetleri ayırmasını sağlayan, malın ve hizmetin gerçek veya tüzel kişi kaynağını gösteren işaret, ses, renk vb. sicile kaydedilebilir nitelikte olan hukuki varlıktır.

Ürün ve hizmeti bir nevi damgalayan bu işaretler, sahibine mutlak ve sınırları geniş bir hak sağlamasına rağmen her hak gibi sınırsız kullanımına imkân tanımamaktadır. Markanın sağladığı haklardan yararlanabilmek için markayı etkin bir şekilde kullanmak ve ayırt etme fonksiyonunun zedelenmesine izin vermemek gerekmektedir. Aksi şekilde bir kullanıma kalkışmak, markanın güçlü koruma kalkanının devre dışı kalmasına ve üçüncü kişiler tarafından, iptalinin talep edilmesi sonucu ile karşılaşılmasına neden olacaktır.

Sınai Mülkiyet Kanunu öncesinde de aşina olduğumuz, yani yepyeni bir kurum olmayan “marka iptali” kavramının tanımı, kavramın niçin oluştuğu, uygulanma koşulları, hangi şartlar altında iptal talebi ile karşılaşılabileceği, hukuken ortaya çıkardığı sonuçlar çalışmamızda incelenecektir. Marka İptali hallerinin, ayrı ayrı başlıklar altında oldukça teferruatlı konular ihtiva etmeleri nedenleri ile marka iptal kavramı genel olarak ele alınmış, marka ile ilgili diğer konulara yer verilmemiştir.

İlgili inceleme yazımızın amacı; marka iptalinin ifade ettiği anlam, hangi kurumların ne şekilde iptal sağlayacağı, marka hakkı sahibi ile markayı iptal ettirmeye çalışan 3. kişilerin karşılaşmalarının doğurduğu sonuçların aydınlatılmasıdır.

I. Kavram

Marka, sahibine sağladığı geniş ve mutlak koruma ile somut bir eşya üzerinde kurulabilen mülkiyet hakkına benzerlik göstermekte fakat bu hakkın aksine, eşyaya bağlı olmayan soyut bir varlık üzerinden bu korumayı sağlamaktadır.1 Fakat markanın, mutlak hak sağlaması, bu hakkın yasal çerçevelere tabi olmaksızın, sonsuz ve dilendiği şekilde kullanılacağı anlamına gelmemektedir. Bu hakkın sınırları bazı kavramlar ile çizilmiştir. Bunlar, hakkın kötüye kullanımını engelleyen, marka hakkının tükenmesi ilkesi, zamanaşımı, sessiz kalma yoluyla hakkın kaybı ile üçüncü şahısların şahsi bilgilerini dürüstlüğe uygun şekilde kullanması kurallarıdır.2

Marka iptali kavramı da esasen markanın keyfi şekilde kullanılmasını engelleyen, marka sahibinin keyfi kullanımları sonucu, hakkının sona ermesi tehlikesi ile karşılaşmasını sağlayan bir denge fren mekanizması oluşturmaktadır.

Marka iptal kavramı, Sınai Mülkiyet Kanunu içinde beşinci kısımda düzenlenen “hakkın sona ermesi” başlığında karşımıza çıkmakta olup söz konusu kavramın, genel açıdan iptal kurumundan farklı olduğu söylenebilecektir. Zira TBK anlamında iptal edilebilirlikte, kurulan bir sözleşme geçerli görünmesine rağmen, irade sakatlığı ve gabin hallerine maruz kalmış olan sözleşmenin diğer tarafı kişi tarafından iptal talep edilmektedir.

Oysaki SMK’da düzenlenen ve marka hakkının sona ermesine neden olan iptal halinde ise ortada kurulu bir sözleşme bulunmamakta olup iptali talep eden, üçüncü şahıslardır.3

Markanın İptal Edilmesi kavramı hakkında açık bir tanım Sınai Mülkiyet Kanununda yapılmamış ve markanın iptaline neden olacak durumlar düzenlenerek kurumun sınırları çizilmeye çalışılmıştır. Kanunda net ve öz bir tanıma ulaşılmamasına rağmen öğretide kanundan yola çıkarak tanım verilmeye çalışılmıştır. Öğretide yapılan tanımlardan genel hatlarıyla şu şekilde bir tanım çıkarımı yapabiliriz.

Markanın İptali; marka sahibi kişinin markasına gerekli özeni göstermemesi ve kanuna uygun şekilde kullanmaması nedenleriyle, serbest rekabet piyasası içinde, üçüncü kişiler tarafından ve ilgili kurumlar vasıtasıyla marka hakkının sona erdirilmesidir.4

II. Markanın İptaline Neden Olan Haller

Marka iptali, Sınai Mülkiyet Kanunu ile hukukumuza girmiş değildir. İptal müessesesi, 556 sayılı MarKHK döneminden beri bulunan, mahkemelerce uygulanmasına aşina olduğumuz bir kurumdur. 556 sayılı MarKHK döneminde markanın kullanılmasının düzenlendiği 14’üncü madde ve hükümsüzlük hallerinin düzenlendiği 42’nci maddenin (c), (d), (e), (f) bentleri, iptal edilecek markalar için uygulanmaktaydı.5

556 sayılı MarKHK döneminde iptal hallerinin ayrı bir başlık altında düzenlenmemesi ve şu an iptal nedeni sayılan hallerin sanki birer hükümsüzlük nedeniymişçesine hükümsüzlük başlığı altında düzenlenmesi hem AB hukukuna uyumsuzluk yaratmış hem de öğretide6 hükümsüzlük ve iptal nedenlerinin farklı olduğu ve sonuçlarının da farklılık yarattığı savunması ile büyük eleştirilere maruz kalmıştır.

İşte SMK ile bu hatadan dönülerek hükümsüzlük ve iptal nedenleri ayrılarak birbirinden farklı şekilde iki ayrı madde ve başlıkta düzenlenmiştir. Bizce de bu iki maddenin birbiri ile aynı madde içinde hükümsüzlük adı altında düzenlenmesi doğru olmadığı gibi yapılan bu değişiklik son derece yerindedir.

SMK’nın 26’ncı maddesinde iptal nedenleri açıkça düzenlenmiş olup markanın beş sene boyunca uygun şekilde kullanılmaması, garanti markasının ve ortak markanın uyması gereken teknik şartnameye uygun olmayan şekilde kullanılması, tür adı, yani jenerik isim haline gelmesi, markanın aldatıcı bir hal alması, markanın iptaline neden olan hususlar olarak gösterilmiştir.

Öğretide, ikili bir sınıflandırmaya gidilmiş ve bu iptal nedenlerinin bir kısmının marka sahibinin markayı kullanım biçiminden kaynaklandığı bir kısmının ise markanın yanıltıcılığından kaynaklandığını, her bir iptal sebebinin mevcudiyeti ile markanın kaynak gösterme özelliğinin sekteye uğradığı ve bu nedenle, korumanın sağlanmayacağı belirtilmiştir.7