Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Tacirler Arasındaki Sigorta Sözleşmelerinde Birlikte Gerçekleşme Kuralı ve Bu Kuralın Uygulanması

The Co-Occurrence Rule in Insurance Contacts Between Merchants and Implementation of This Rule

Ali SELİM

Ülkemizde giderek yaygınlaşan ve ekonomiye ciddi katkıları bulunan sigorta sektöründe yaşanan en önemli sorunlardan biri de hukuki belirsizliktir. Özellikle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun uygulanması noktasında yaşanan sıkıntılar, sigorta sözleşmelerinin tarafları açısından öngörü kaybına neden olmaktadır. Tacirler arasında gerçekleştirilen bir takım hukuki işlemlerin şekil şartına tabi olması, diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun getirmiş olduğu düzenlemeler, TTK ile etkileşime girerek farklı hukuki sonuçların doğmasına olanak tanımaktadır.

Zaten kendi içerisinde çok spesifik hükümler barındıran TTK, kanun maddeleri arasında ve tek başına ciddi bir silsile oluşturabilecek güce sahipken diğer kanun hükümleriyle olan etkileşimi de dikkate alındığında durumun ciddiyeti kendini açık bir şekilde göstermektedir. İşte bu sebeple, birlikte gerçekleşme kuralı, tacirler arasında imzalanan sigorta sözleşmeleri açısından son derece kapsayıcı ve etkili bir örnek teşkil etmektedir.

Birlikte Gerçekleşme Kuralı, Sigorta Sözleşmeleri, Sigorta İspat, Tacirler Arası Sigorta.

One of the main problems encountered in insurance sector which has been developing gradually in our country and has substantial contribution to the economy is legal uncertainty. Especially the difficulties encountered at the implementation point of Turkish Commercial Code no.6102 cause the loss of foresight between the parties of the insurance contracts. Being subject to form requirement of some legal transactions realized between merchants and on the other hand arrangements brought by the Civil Procedure Code no.6100 enable different legal consequences to be occurred by interacting with TCC.

While TCC having power alone to form a substantial sequence between articles of law and already comprising specific provisions within, the seriousness of the situation shows itself explicitly when the interaction with other provisions of law is considered. For this reason the co-occurrence rule constitute very inclusive and effective example with regards to insurance contracts signed between merchants.

Co-Occurrence Rule, Insurance Contracts, Proof in Insurance, Insurance Between Merchants.

A. HER İKİ TARAFIN TACİR OLDUĞU TİCARİ İŞLERDE İHBAR VE İHTAR ŞEKİLLERİ

İrade beyanlarının açıklanmasında bir araç olarak kullanılan “şekil”, işlemin ilgililerce bilinmesi, ticari güvenliğin sağlanması; hatta üçüncü kişilerin hukuki güvenliğinin teminat altına alınması amacıyla kanunkoyucunun tercih ettiği bir hukuki kurum olarak karşımıza çıkmaktadır1. Şekil kurumu hukukumuzda, bir hakkın geçerli bir şekilde doğmasını sağlamak amacıyla “geçerlilik şekli” ya da bir hukuki işlemin varlığını kanıtlamak amacıyla getirilen “ispat şekli” olarak ortaya çıkmaktadır2. Geçerlilik şekline uygun olarak yapılan bir işlemin ispat şeklinin fonksiyonlarını da yerine getireceği uygulamada açıkça ifade edilse de geçerlilik şartına tabi işlemler sadece ilgili mevzuatta bahsi geçen aşamaların tamamlanmasıyla ortaya çıkıp hukuki işlevlerini yerine getirebilecektir3. Bu durumda, gerek yasa gerek taraf iradeleri açısından şekle aykırı olarak yerine getirilen hukuki işlemler, açık bir şekilde geçersiz olacaktır.

Geçerlilik şartlarının yerine getirilmemesi, durumun ispatı açısından ikrar ve yemin delillerinin kullanılmasına, hatta taraf iradelerini kuvvetli bir şekilde ortaya koyan başka hukuki materyallerin gündeme gelmesine dahi olanak vermeyecektir4. Gerek Yargıtay5 gerek İsviçre Federal Mahkemesi, geçerlilik şekline uymadan yapılan hukuki işlemlerin butlan yaptırımına tabi olacağını açık bir şekilde ifade etmektedir. Butlan yaptırımının gereği olarak, herkes söz konusu hukuki işlemin geçersizliğini ileri sürebilecektir. Bu durumda mahkemeler yargılamanın her aşamasında geçerli şekilde yapılmayan hukuki işlemi resen dikkate alacak ve yalnızca diğer delillere göre bir değerlendirme yapmak mecburiyetinde kalacaktır.

Yukarıda da bahsedildiği gibi, geçerlilik şekline ilişkin yaptırımın ağır olması ayrıca ticari hayatta çeşitli zorluklarla karşılaşılması sebebiyle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda uygulamadaki aksaklığı ortadan kaldırmak amacıyla değişikliğe gidilmiş;6 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.20/3 hükmünde yer alan ‘muteberlik’ ibaresi kaldırılmıştır. 6102 sayılı TTK m.18 açısından öndeki dönemdeki şekil şartı artık yerini ispat şartına bırakmıştır. Ancak söz konusu değişiklikten önce de doktrin7 ve Yargıtay8 tarafından kabul edilen görüş ‘muteber’lik hususunun bir geçerlilik şartı olmayıp salt bir ispat şekli olduğu yönündedir. Nitekim Kendigelen, Kanundaki bu şeklin ilkesel olarak geçerlilik şekli olarak kabul edilmesi gerektiğini, söz konusu hükmün sadece sözleşmeler açısından değil; her türlü fesih ve dönme gibi hukuki işlemleri de kapsayacağını ifade etmektedir9. Burada faks ve telefon ile yerine getirilen ihtarların ve ihbarların, hangi hukuki etkileri doğuracağı tartışmalıdır. Çeker, telefon ve faks yoluyla yerine getirilen ihtarların ve ihbarların aynı sonucu doğuracağını belirterek Kanunda öngörülen şekillerin kullanılmasının ispat açısından bir kolaylık sağlayacağını ifade etmektedir10. Ancak 6762 sayılı TTK açısından aksi görüşte olan Dirikkan, Yasadaki yasal şeklin gücünün ve etkisinin irade ile zayıflatılamayacağı kanaatindedir11. Bizim görüşümüze göre; 6102 sayılı TTK m.18 hükmünün bir ispat şartı öngördüğü, ayrıca faks ve telefon yoluyla da kanunda sayılan hukuki işlemlerin yapılabileceği; ancak kanunda bahsedilen vasıtaların ispat kolaylığı sağlayacağı yönündedir.