Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yargının Bağımsızlığı ve Hesap Verebilirliği İlişkisi

The Relationship Between Judicial Independence and Accountability

Yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü açısından ele alınması gereken en önemli ilkelerden biridir. Yargı bağımsızlığının temel amacı, hâkimlere her türlü baskıdan uzak, vicdanlarına ve dosya içeriğine göre tarafsızca karar verebilecekleri bir ortamın sağlanmasıdır.

Hukukun üstünlüğünü esas alan bütün hukuk sistemlerinde yargı bağımsızlığı, hesap verebilirlik ilkesi ile birlikte ele alınmaktadır. Bununla birlikte, bağımsızlık ilkesinin zarar görmemesi için hâkim sorumluluğunun sınırları yasada açıkça düzenlenmelidir. Evrensel ilkelere göre, hâkimlere yasak olan fiiller ve haller ile karşılığı olan cezalar yasada açıkça düzenlenmiş olmalı, öngörülen bu cezalar işlenen fiil ile orantılı olmalı, kararı verecek olan kurulun en az yarısı seçilmiş hâkimlerden oluşmalı, avukatla temsil dahil adil yargılanma hakkında ilişkin bütün usuli haklara riayet edilmeli ve verilecek karara karşı başkaca bir bağımsız mercie başvuru imkânı sağlanmalıdır.

Yargı Bağımsızlığı, Yargının Hesap Verebilirliği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Disiplin Cezası, Adil Yargılanma Hakkı.

Judicial independence is one of the main principles of the rule of law. The aim of the judicial independence is to provide judges with an environment in which judges should have freedom to decide cases impartially, in accordance with their conscience and their interpretation of the facts and in pursuance of the prevailing rules of the law.

It is in generally accepted that a legal system based on the rule of law, every organ that has state power should be accountable as well. However ensuring judicial independence, the concept and limit of the accountability have to be defined clearly in law. According to universal principles, the basis for disciplinary proceedings brought against judges require the following principles: Violation of a duty should be explicitly defined by law, decisive body should be composed at least one half of elected judges, fair trial should be performed with full hearing of the parties and representation of the judge, scale of sanctions should be defined by law, sanctions imposed should be subject to the principle of proportionality, there should be right to appeal to a higher judicial authority.

Judicial Independence, Judicial Accountability, The European Court of Human Rights, Disciplinary Sanction, Right to a Fair Trial.

GİRİŞ

Kanun önünde eşitlik ilkesi gereğince devlet gücü kullanan tüm organlar, diğer gerçek ve tüzel kişiler gibi hukuk kuralları ile bağlıdır. Yasama ve yürütme organlarını hukuk kuralları ile sınırlayarak hukuk devletini teminat altına alacak kuvvet ise, yargıdır1. Bir toplumsal sözleşme olduğu kabul edilen anayasa tarafından kurulan hukuk düzeni ile kişi haklarının ve hürriyetlerinin etkili bir şekilde korunması, yargı organının üstlendiği bir fonksiyondur2.

Kuvvetler ayrılığı ilkesi, demokratik bir hukuk devletinde denetim-denge ve gücün güçle sınırlandırılması prensipleri gereği yasama ve yürütme organının faaliyetlerinin bağımsız mahkemelerce denetlenmesini gerektirmektedir. Bu kapsamda, kural koyan yasama organı ile bu kuralları uygulamak suretiyle üstlenmiş olduğu kamu hizmetlerini yerine getiren yürütme organı ve idarenin, hukukun genel ilkelerine, anayasaya ve kanuna uygun olarak hareket edip etmediğini denetlemek üzere yetkilendirilen yargının, bahsi geçen iki organdan bağımsız olmasının gerekliliği, tüm hukuk sistemlerinde genel kabul gören bir ilkedir. Yargının bağımsızlığının teminat altına alınması, hakların ve özgürlüklerin hiçbir etkiye maruz kalmadan, tamamen hukuki sınırlar içinde gerçekleşen adil bir yargılama sonucu, tarafsız bir biçimde tespit edilmesi için bir önkoşuldur. Bu nedenle bağımsızlık, hâkimlere tanınmış bir ayrıcalık değil; hukukun tarafsız bir biçimde uygulanmasının ve temel hakların ve hürriyetlerin korunmasının bir garantisidir3.

Öte yandan, evrensel hukukta, kişilerin yaşam hakkının ve vücut bütünlüğünün korunması dahil sahip oldukları her türlü haklar ve özgürlükler konusunda söz sahibi olan yargının, bağımsız olmasının yanında aynı zamanda hesap verebilir olması gerektiği de kabul edilmektedir4. Yargının hesap verebilir olmasının temel nedeni, kurumsal ve kişisel bağımsızlıkları teminat altına alınmış olan hâkimleri, yasalara ve meslek mensupları için belirlenen etik ilkelere uymaya, kişisel tercihlerine göre değil; evrensel hukuka ve yasal düzenlemelere göre karar vermeye yönlendirecek denetim mekanizmaların varlığına olan ihtiyaçtır5. Bu yüzden, hâkimlerin ideal olandan uzaklaştığı veya kusurlu tutumları ve davranışları sebebiyle adaletin tam ve zamanında tesis edilememesine neden oldukları durumlarda, diğer kamu görevlilerinde olduğu gibi sorumlu tutulmaları da hesap verebilirlik ilkesinin bir gereğidir.