Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Güncel Yargı Kararları

Özel Hukuk

Anayasa Mahkemesi, H.K., B. No. 2019/42944, T. 17.06.2021

Bireysel başvuruya konu olayda başvurucu, nüfus kayıtlarındaki cinsiyet bilgisinin erkek olduğunu, ancak kendisini trans bir birey olarak tanımladığını, sosyal yaşantısını bu şekilde sürdürdüğünü ve çevresinde D. ismiyle bilindiğini ileri sürerek isminin TMK m. 27 kapsamında D. olarak tashih edilmesi amacıyla Nüfus Müdürlüğüne karşı dava açmıştır. Başvurucunun talebi, yargılamayı yürüten derece mahkemelerince cinsiyet değişikliğinde nüfus kayıtlarının düzeltilmesini konu alan TMK m. 40 hükmü çerçevesinde değerlendirilmiş ve davacı henüz cinsiyet değişikliği ameliyatı olmadığından, talep ettiği şekliyle isminin değiştirilmesi hâlinde toplumda yanlış algıların oluşabileceği, bu durumun gerek başvurucu gerekse diğer kişiler yönünden birtakım sıkıntılara yol açabileceğinden bahisle reddedilmiştir. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruya ilişkin kararında, kişinin isminin korunması ve kamu düzenini bozmadığı müddetçe değiştirilmesine imkân tanınması yönünde devletin pozitif yükümlülüklerinin bulunduğuna dikkat çekmiştir. Kararda TMK m. 27’de talebin haklı nedenlere dayandırılması gerektiğinden bahsedilmekle birlikte cinsiyet değişikliği ameliyatı olunmasının bir şart olarak belirlenmediği, TMK m. 40’ı da esas alarak hükümleri bir arada yorumlamanın isabetsiz olduğu, yorum yetkisinin sınırlarının aşıldığı ve TMK m. 40’ın somut talebe uygulanamayacağı ifade edilmiştir. Yüksek Mahkeme, haklı nedenin varlığının somut olayın koşulların göre her davada mahkemece belirleneceğini ve bu belirleme yapılırken objektif şartlardan çok isim değiştirme talebinde bulunan kişinin mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir. Kararda bireyin varlığına veya kimliğine ilişkin önemli haklar ya da hukuksal çıkarlar söz konusu olduğunda hâkimin daha dar bir takdir yetkisine sahip olduğu, takdir yetkisinin isim değişikliği taleplerinin değerlendirilmesi yolunu tamamen kapatacak ve sonuç alınmasını imkânsız kılacak şekilde kullanılmaması gerektiği, bu alanlara yönelik müdahaleler için özellikle ciddi nedenlerin varlığının aranması gerektiği de vurgulanmıştır. Söz konusu gerekçelerle Anayasa Mahkemesi başvurucunun Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Karar gerek isim tashihi için cinsiyet değişikliğinin bir şart olarak aranamayacağını gerek isim tashihinde aranan haklı nedenin varlığını tespitte hâkimin takdir yetkisinin dar yorumlanması gerektiğini ortaya koyması bakımından önemli bir emsal teşkil etmektedir.

Arş. Gör. Damla Özden ÇELT