Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Navlun Sözleşmesinde Yükle İlgililerin Talimat Hakkı

Right of Instruction of Cargo Interests Under a Contract for the Carriage of Goods by Sea

Doğuş Taylan TÜRKEL

Navlun sözleşmesinde yolculuk sırasında ortaya çıkan eşyaya yönelik tehlikeler, farklı türdeki taşıma ve teslim engelleri ya da eşya üzerindeki menfaatlerin yolculuk sırasında değişmesi yükle ilgililerin navlun sözleşmesinin ifa modeline veya şartlarına müdahale edilmesini gerekli kılmaktadır. Bu ihtiyacın karşılanabilmesi ise yükle ilgililer lehine doğan talimat hakkına bağlıdır. Talimat hakkı yoluyla yükle ilgili tek taraflı olarak ve taşıyan için bağlayıcı şekilde navlun sözleşmesindeki ifa modelini veya sözleşmenin bazı şartlarını değiştirebilmektedir. Örneğin soğutmalı konteynerdeki ısı derecesinin değiştirilmesi, yükletenin veya konişmento dışındaki denizde taşıma senedinin düzenlendiği taşımalarda gönderilenin değiştirilmesi ya da eşyanın ara limanda boşaltılması, belirli şartlarda talimat olarak taşıyandan talep edilebilir. Gelgelelim deniz taşımalarında diğer taşıma hukuku kurallarından farklı olarak genel bir hükümle düzenlenmemiştir. Bunun yerine Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) yükle ilgililerin talimat hakkı farklı maddelere dağılmış bulunmaktadır. Bu çalışmada yükle ilgililerin talimat hakkının borçlar hukukundaki kuramsal (dogmatik) temeli ve TTK’da yer alan özel hükümler incelenmeye çalışılacaktır. Öte yandan konişmento dışındaki denizde taşıma senedinin düzenlendiği durumlarda talimat hakkının sahibi ve bu hakkın ne şekilde kullanılacağı çalışmada özel olarak incelenecek konulardan biri olacaktır. Yükle ilgililerin talimat hakkına uygulanacak özel ve genel hükümler incelendikten sonra navlun sözleşmesinde talimat hakkının genel bir hükümle ne şekilde düzenlenmesi gerektiği hususunda öneriler açıklanacaktır.

Talimat Hakkı, Navlun Sözleşmesi, Konişmento, Deniz Yük Senedi, Yükle İlgililer.

Under a contract of carriage by sea, dangers to goods arising during the voyage, different types of transport and delivery barriers, or changes in the interest on the goods during the voyage require intervention in the performance model or in the terms of the contract of carriage by sea. The addressing of this need depends on the right of instruction arising in favor of cargo interests. They may change the performance model or some terms of the contract unilaterally and bindingly for the carrier through the right of instruction. Depending on certain conditions, for instance, decreasing the degree of temperature in refrigerated containers, changing the shipper, or changing the consignee under shipments in which a document other than bill of lading is issued, or unloading the goods at a port of call may be requested from the carrier by way of instruction. However, the right of instruction of cargo interests in respect of contracts for the carriage of goods by sea, unlike other rules of Transport law, is not regulated by a general rule. Instead, such right of instruction of cargo interests is distributed among different articles of the Turkish Commercial Code (“TCC”). In this study, the dogmatic basis of the right of instruction under General Contract law and the special rules related to those right set out in the TCC will be examined. On the other hand, one of the issues to be examined specifically in this study will be the question as to who shall be entitled to the right of instruction and how this right will be exercised in cases in which a document other than a bill of lading is issued. Special and general provisions to be applied to the right of instruction of cargo interests will be examined in general and then suggestions will be made as to how the right of instruction under a contract for the carriage of goods by sea should be regulated by a general rule.

Right of Instruction, Contract for the Carriage of Goods by Sea, Bill of Lading, Sea Waybill, Cargo Interests.

Giriş

Yolculuk sırasında ortaya çıkan eşyaya yönelik tehlikeler, farklı türdeki taşıma engelleri ya da eşya üzerindeki menfaatlerin yolculuk sırasında değişmesi, özellikle eşyaya yönelik arz ve talep durumundaki değişiklikler yükle ilgililerin navlun sözleşmesinin ifa modeline veya şartlarına müdahale edilmesini gerekli kılabilmektedir. Yükle ilgililerin1 bu ihtiyaç doğrultusunda navlun sözleşmesine dayanan ilişkiye tek taraflı olarak müdahale edebilmesi talimat hakkını kullanmalarıyla mümkün olacaktır. Öğretide çoğu zaman tasarruf hakkı olarak anılan,2 ancak çalışmada -aşağıdaki gerekçelerle- talimat hakkı3 olarak ifade edilecek4 bu yetki gerek 1956 tarihli Türk Ticaret Kanunu’nda (“[e]TTK”) gerekse de 2011 tarihli Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) navlun sözleşmesi açısından genel bir hükümle düzenlenmemiş; bunun yerine sınırlı sayıdaki ve farklı konuları düzenleyen maddelerde bazen dolaylı şekilde bazen de doğrudan kendisine yer bulmuştur.5 Kabul etmek gerekir ki, navlun sözleşmesinde yükle ilgilinin talimat hakkına dair hükümlerin az oluşu [e]TTK’dan ve onun kaynağını oluşturan 1861 tarihli “Alman Ortak Ticaret Kanunu” (“Allgemeines Deutsches Handelsgesetzbuch”) ve 1897 tarihli “Alman Ticaret Kanunu”nun (“Handelsgesetzbuch”) eski hâlinden (= “AlmTK[e]”) devralınmış bir özelliktir. İletişim imkânlarının çok sınırlı olduğu, yolculuk sırasında gemiye ulaşmanın çoğu zaman mümkün olmadığı zamanlara dayanan [e]TTK hükümleri ayrıca konişmentolu taşımaları esas aldığı için talimat hakkının özel olarak ve kapsamlı bir şekilde düzenlenmesi ihtiyaç olarak gözükmemiştir. Ne var ki, günümüzde teknolojik ilerlemenin sonuçları bir yandan iletişim imkânlarını geçmişe göre inanılmaz derecede kolaylaştırmış diğer yandan da yolculuğun hızlanması, konişmentonun düzenlenmediği taşımaların yaygınlaşmasını sağlamıştır. Özellikle konişmento yerine deniz yük senedine (sea waybill) dayanan taşımaların son dönemde dramatik bir şekilde artması, talimat hakkının sahibinin belirlenmesi ve kullanılması hususundaki önemli sorunları beraberinde getirmiştir.6 İşte bu arka plan içerisinde, navlun sözleşmesinde yükle ilgililerin talimat haklarının geçmişe kıyasla daha farklı yönlerden ve kapsayıcı hükümlerle düzenlenmesi bir ihtiyaç olarak gün yüzüne çıkmıştır. Öyle ki, Lahey Kuralları,7Lahey/Visby Kuralları8 ya da Hamburg Kuralları’nda9 bu konuda herhangi bir hüküm yer almaz iken, bunların yerine geçmek üzere kaleme alınan Rotterdam Kuralları’nın10 -içerik olarak da uzun sayılabilecek- 50 ilâ 56’ncı maddeleri11 talimat hakkına ayrılmıştır. Alman hukukunda ise, Rotterdam Kuralları’nın konuya verdiği önem göz ardı edilememiş ve 2013 Deniz Ticareti Reformu’yla12 birlikte talimat hakkı Alman Ticaret Kanunu (“AlmTK”) §491’de genel bir hükümle düzenlenmiştir.13

Çalışma sadece deniz taşımalarıyla sınırlı tutulsa da, taşıma hukukunda talimat hakkının bugünkü durumunda CMR14 m.12’nin önemine de işaret etmeliyiz. Taşıma hukukunun geneline bakıldığında bu maddede yer alan hükümler sonraki gerek ulusal hukuklarda gerekse de milletlerarası sözleşmelerde yer alan hükümlerin omurgasını oluşturmuştur. Alman hukukunda 1998 Taşıma Hukuku Reformu’nda15 (Transportrechtsreformgesetz) gönderen ve gönderilenin talimat hakkı CMR m.12 örnek alınarak AlmTK §418’de kaleme alınmış,16 aynı hüküm TTK m.868 ile Türk hukukuna ithâl edilmiştir.17 2013 Deniz Ticareti Reformu’yla kabul edilen AlmTK §491 ise, AlmTK §418’in navlun sözleşmesine uyarlanmış halidir.18 Milletlerarası eşya taşıma sözleşmeleri açısından ise, hava taşımalarında MS19 m.12’nin ve demiryolu taşımalarında CIM20 m.18’in21 de CMR m.12’yi örnek aldığı tespit edilmektedir.

Çalışmada yükle ilgililerin talimat hakkı Türk hukuku içinde incelenecektir. Deniz taşımalarında talimat hakkının milletlerarası sözleşme düzenindeki kaynağını oluşturan Rotterdam Kuralları’nın 50 ilâ 56’ncı maddeleri, Türk öğretisinde ayrıntılı bir şekilde incelenmesi sebebiyle inceleme dışında tutulmuştur.22 Türk hukuku açısından yapılacak incelemede, bilhassa konişmentonun düzenlenmediği durumlarda talimat hakkının sahibi ile TTK’da yer alan özel hükümlerin dışında talimat hakkının genel hükümlerdeki dayanaklarına odaklanılmaya çalışılacaktır. Diğer yandan konunun bir bütün içinde incelenmesi amacıyla konişmentolu taşımalarda talimat hakkının sahibi ile TTK’daki talimat hakkıyla ilgili hükümler de genel hatlarıyla ele alınacaktır.

I. Kavram ve Terim

Yükle ilgilinin talimat ya da tasarruf hakkı olarak anılan tek taraflı yetkileri kuramsal (dogmatik) açıdan işgörme sözleşmelerindeki23 talimat hakkı niteliğindedir.24 Taşıma hukukundaki talimat hakları işgörme sözleşmelerinden bazı noktalarda ayrılsa da, hukuki nitelik konusunda farklı bir yapıya sahip değildir. Türk hukukunda işgörme sözleşmelerinde talimat hakkına dair genel hüküm vekalet sözleşmesi içerisinde Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) m.505’te düzenlenmiştir.25 ,26 Bu türden bir sözleşmede vekilin üstlendiği edimin ne şekilde ifa edileceğinin her zaman ayrıntılı şekilde kararlaştırılması bazen işin niteliğine uygun olmaz; bazen de bu yönde taraflar ihtiyari olarak düzenlemeden kaçınabilirler ya da sözleşme konusu üzerindeki menfaat zaman içinde değişebilir.27 Anılan durumlarda, vekilin soyut nitelikteki edimi talimat yoluyla müvekkil tarafından tek taraflı olarak somutlaştırılmakta ya da yeni ortaya çıkan durumlar karşısında müvekkilin menfaatleri korunabilmektedir. Dolayısıyla talimat hakkı işgörme sözleşmelerinde ifa modeli açısından esnek bir yapının kabul edilmesini mümkün kılmaktadır.28 Bu çerçevede TBK m.505 açısından talimatı, müvekkilin, sözleşme kapsamındaki bir anlaşma gibi bağlayıcı etkiye sahip olan, soyut ve objektif nitelikteki özen yükümlülüğünü somut ve sübjektif hale getiren vekile yönelik tek taraflı ve ulaşması gereken irade açıklaması olarak tanımlayabiliriz.29

Navlun sözleşmesi ve diğer taşıma sözleşmeleri açısından ise, taşıyanın (taşıyıcının) üstlendiği taşıma ediminin ifa tarzı taşıma sektöründe belirli bir standarda bağlı olarak yerine getirilir. Dolayısıyla navlun sözleşmelerinde talimat, diğer işgörme sözleşmelerine nazaran olağan koşullar altında taşıma ediminin ifasını somutlaştırmada kendisine çoğu zaman bel bağlanan hukuki bir araç değildir. Gelgelelim yolculuk sırasında ortaya çıkan eşyaya yönelik tehlikeler, taşıma ve teslim engelleri ya da eşya üzerindeki menfaatlerin yolculuk sırasında değişmesi30 talimat yoluyla yükle ilgililerin navlun sözleşmesinin ifasına müdahale edilmesini gerekli kılmaktadır.31 Diğer bir ifadeyle, navlun sözleşmesinde yükle ilgililer talimat hakkı yoluyla kendi menfaatlerini değişen şartlara göre koruyabilirler. Şu da var ki, yükle ilgililerin bu yöndeki ihtiyacı, navlun ve taşıma sözleşmelerini diğer işgörme sözleşmelerinden ise şu noktada ayırmaktadır: Genel hükümlerdeki talimat hakkının kullanılmasıyla sözleşme şartlarında değişiklik yapılamaz; fakat navlun ve diğer taşıma sözleşmelerinde talimat yoluyla sözleşme şartlarının değiştirilmesi mümkündür.32 Örneğin, talimat ile gönderilenin ya da yükletenin değiştirilmesi, eşyanın ara limanda boşaltılması sözleşme şartlarının değiştirilmesi anlamına gelmektedir. Bu itibarla, navlun sözleşmesi açısından talimat kavramını, sözleşmenin kurulmasından sonra taşıyanın üstlendiği taşıma taahhüdünün ifa tarzını belirli noktalarda somutlaştıran ya da bunları değiştirebilen yükle ilgilinin tek taraflı ve varması gereken irade beyanı olarak ifade edebiliriz.33 ,34

Talimatları, navlun sözleşmesinin içeriğinde yer alan her iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun iradeleriyle oluşan sözleşme şartlarından ayırmak gerekir.35 Bu açıdan navlun sözleşmesinde talimat adı altında yer alan anlaşma kayıtları teknik anlamda talimat niteliğinde değildir. Örneğin eşyanın hangi ısıda taşınacağı talimat adı altında sözleşmede belirtilmiş olabilir. Fakat bunlar birer sözleşme şartı olup bunlar sonradan yükle ilgili tarafından verilen tek taraflı talimatları ifade etmez.36

Taşıma hukukunda taşımanın ifa modelini somutlaştıran veya taşıma sözleşmesini değiştiren tek taraflı yetkiler için birbirinden farklı terimler kullanılmaktadır. Terim çokluğunu anlayabilmek için TTK m.868’in “Emir, talimat ve tasarruflar” şeklindeki madde başlığına bile bakmak tek başına yeterlidir. CMR m.12’de ise, esas olarak tasarruf terimine yer verilmekle birlikte talimatın da kullanılmasından kaçınılmamıştır.37 Bu sayılan terimlerin arasında taşıma hukukunda geleneksel olarak kullanılan terimi, THUME’nin de belirttiği gibi tasarruf hakkı oluşturmaktadır.38 Navlun sözleşmesi açısından ise [e]TTK’da sadece talimat terimi kullanılırken, TTK’da yeni kabul edilen 1223’üncü maddede tasarruf terimi kullanılmış, bununla birlikte 1232’nci maddenin başlığı “Yükletenin Talimatı” olarak muhafaza edilmiştir. Türk öğretisinde ise, gerek [e]TTK gerekse de TTK döneminde tasarruf terimi genel olarak tercih edilmektedir.39

Taşıma hukukunda talimat hakkının kuramsal temelini inceleyen çalışmalarda tasarruf teriminin isabetli olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.40 Buna göre, tasarruf teriminin eşya hukuku anlamında kullanılması mümkün değildir; çünkü bu işlemler doğrudan borçlar hukuku açısından hüküm ve sonuç doğurmaktadır.41 Örneğin, deniz taşımaları açısından kaptanın eşya üzerinde bulunabileceği rehin ve satış gibi tasarruflar42 ile yükletenin TTK m.1232 I’e göre eşya üzerindeki tasarruf hakkı aynı nitelikteki yetkileri ifade etmez. Eşya üzerindeki herhangi bir ayni hakta değişiklik yapılmamaktadır, sözleşmedeki taşıma edimi somut kılınmakta veya bazı unsurlarda sözleşme değiştirilmektedir. Esas itibariyle “tasarruf hakkı” ibaresinin “taşıma hukukunda sözleşme değişikliği etkisini doğuran talimatlar” için kullanıldığını söylemek mümkündür.43 Diğer bir ifadeyle, taşıma sözleşmesini diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran “sözleşme şartlarında tek taraflı değişiklik yapabilme imkânı”nın talimattan farklı bir terimin kullanılmasına yol açtığı söylenebilir. Öte yandan, ister sözleşmede değişiklik yapsın isterse de sadece taşıma edimini somutlaştırsın kuramsal açıdan her iki yetki de işgörme sözleşmelerindeki talimat hakkı içinde yer almaktadır. Kanımızca işgörme sözleşmelerindeki terminolojiyle uyum sağlanması için Türk hukuku açısından talimatın tercih edilmesi uygun olacaktır.44 Dolayısıyla bu çalışmada yükle ilgililerin tasarruf hakkı yerine talimat hakkı terim olarak seçilmiştir.